DEVLETE MEYDAN OKUMAK!

Devlet hiç kimsenin, hiçbir bireyin şahsi menfaatleri için kullanabileceği, sömürebileceği bir yapı değildir!
Bunu yakın bir tarihte gördük…
Devlet içerisine sızmak için yıllar boyu kendilerini kamufle ederek en büyük vatansever görünüp devletimizi ele geçirmek için yüzlerce vatandaşımıza gözünü kırpmadan silah sıkan, savaşta bile bombalanmamış Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bomba yağdıran hainlerin sonunu da gördük…
Türk milleti bu kahpe yapılanmaya, yani FETÖ terör örgütüne verdiği ders ile dünya demokrasi tarihine adını yazdırdı…
Yazdırdı yazdırmasına ama halen tam olarak temizlenmiş değiller elbette!
Yöremize bakalım…
Geçmişte FETÖ terör örgütüne toz kondurmayıp onlarla yaptıkları işbirliği sonucu servetlerine servet katanlar, 15 Temmuz gecesinden sonra bir anda saf değiştirerek FETÖ’ye sövmeye başladılar!
Bakın bakın!
Yakın çevrenize iyi bakın. Bunlardan çok fazla haini çevrenizde görebilirsiniz!
İş adamı, siyasetçi, bürokrat, gazeteci v.s.
15 Temmuz’dan hemen önce FETÖ terör örgütü için, “Fedakar Kahramanlar” diyen devlet memurunun bugün Ereğli’de bir okulda Müdürlük görevine getirilmesi ve bu göreve getirildikten sonra da Cumhurbaşkanına yakın olan kişilerin isimlerini okulundaki sınıflara vererek nasıl kamufle olmaya çalıştığına da şahidiz!
Geçmişte FETÖ’cüler ise kol kola girip, 15 Temmuz’dan sonra kardeşi bu örgüt üyesi olduğu için gözaltına alındığında, “Bize iftira atıyorlar” diyen, sonra kardeşi örgüt üyeliğinden yıllarca hapse mahkum olduktan sonra da, “Ben bu haberleri yaptıranı biliyorum” deyip halen bu kin ve intikam duyguları ile yaşayan Milletvekillerini de biliyoruz!
Geçmişte yine bu hainler için methiyeler düzen, 15 Temmuz’dan sonra da bunları tehdit edip avanta alan gazetecileri de biliyoruz!
Devletin hiç kimse tarafından şahsi menfaati için kullanılamayacağının altını çizerek başladık konumuza!
Devlete meydan da okunamaz!
Ne yazık ki devlete meydan okuyanları da görüyoruz günümüzde!
Çünkü bunlar 15 Temmuz öncesinden alışmışlar devlete meydan okumaya!
Bakın şimdi; Gündem Gazetesi bir süredir bazı paravan şirketler aracılığı ile devlet kurumlarının nasıl soyulduğunu gündeme getiriyor…
Arkalarına aldıkları siyasetçilerin desteği ile kamunun nasıl zarara uğratıldığını yazıyor…
Zonguldak’ta belediye meclisi üyeliği yaptığı dönemde su hırsızlığı ile gündeme gelen, arkasına AK Partili bir milletvekillini de aldığı bilinen Sabri Tıg’ın Me-Sa İnşaat firmasının ve bu firma ile aynı adreste faaliyet gösteren Aydınhan ile Recep Beytekin şirketlerinin kamu ihalelerinde döndürdükleri dolapları yazıyor Gündem Gazetesi…
Yapılan bu haberlerden bir gazeteci rahatsız olmuş!
Zonguldak’ta insanların yatak odalarına kadar giren, yaptığı yalan, iftira ve şantaj haberleri ile kamuoyunun gözünde sabıkalı olan Pusula Gazetesi ve onun sahibi Ali Rıza Tığ.
Yani Sabri Tığ’ın kardeşi…
Gündem’in yaptığı bu haberlerden rahatsız olmuş ki şöyle diyor:
“Biri bana kızıp, ağabeyime yazıyormuş!
Galiba en son Varan 6’ya gelmişler!
Böyle giderse Varan 31’e kadar gidecekler!
O da olmazsa, Varan 69’a kadar yolunuz var!
Ama atalarımız ne demiş:
“Kuru b.k, duvara yapışmaz!”
Değil 69, bin 69 yazsan; yine olmaz!”
Her yazısında cinsellik ve seksi ön plana çıkartan bu utanmaz, Gündem Gazetesinin kamu yararına yaptığı haberlerden bile cinsellik ve seks göndermelerinde bulunmaktan geri kalmamış!
Bir anlamda devlete de meydan okumuş!
Ne yaparsanız yapın, ne yazarsanız yazın bir şey olmaz demek istiyor!
Devlete meydan okuyor yani!
Bunu hiç yadırgamadık!
Çünkü bunlarda devlete meydan okuma alışkanlığı 15 Temmuz öncesinden geliyor!
Devleti sömürme, kamu kurumlarını iç etme alışkanlığı 15 temmuz öncesinden geliyor!
Asıl yadırgadığımız ne biliyormusunuz?
Kendisine meydan okuyanlara devletin sessiz kalması!
Biz yine de devletimize güveniyoruz. Elbette bu meydan okumanın, kamuyu zarara uğratmanın ve kamuyu zarara uğratanlara açık açık sahip çıkmanın hesabı bir gün sorulacaktır…
Devlet her zaman 18 yaşındadır!
Bu FETÖ kırıntılarına diyoruz ki; Gündem Gazetesi devletine sahip çıkmak, tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumak adına gidebildiği yere kadar gidecek…
Bu böyle biline…