2015 yılını Ekonominin kritik eşiği ilan etti

2014 yılına ihtiyatlı bir iyimserlik içinde başladıklarını belirten TÜGİAD Başkanı Ali Yücelen, 2015 için de iyimser olmak istediklerini, Ancak bunun için siyasetçilerin ve teknokratların büyümeye dönük üretimi desteklemeye katkıda bulunmasının şart olduğunu söyledi.

2015 yılını  Ekonominin kritik eşiği ilan etti

2014 yılına ihtiyatlı bir iyimserlik içinde başladıklarını belirten TÜGİAD Başkanı Ali Yücelen, 2015 için de iyimser olmak istediklerini, Ancak bunun için siyasetçilerin ve teknokratların büyümeye dönük üretimi desteklemeye katkıda bulunmasının şart olduğunu söyledi. Küresel hareketlerin de Türkiye için olumsuz etkileri olacağını belirten Yücelen; düşen emtia fiyatlarının 2015 yılında cari açığın 8 milyar dolar düşürmesinin fırsat olarak değerlendirilmesinin önemine vurgu yaptı.

Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Yücelen, Türkiye ve dünya ekonomilerinde 2014 yılında yaşanan gelişmeleri değerlendirerek 2015 yılına ilişkin beklentilerini anlattı. Dünya ve Türkiye ekonomisinin 2014 yılında sıkıntılı bir dönem yaşadığına dikkat çeken Yücelen; küresel gelişmelerin olumlu ve olumsuz etkilerinin Türkiye lehine doğru yönetilmesini istedi. Yücelen özellikle emtia fiyatlarının düşmesinin, cari açığın 8 milyar dolar gerilemesini sağlayabileceğine dikkat çekerek bu fırsatın büyümeye dönük üretimi desteklemek için kullanılmasını istedi.

TÜGİAD Çukurova Şube Başkanı Armağan Öner ile birlikte Mersin´de düzenlediği basın toplantısında, TÜGİAD uzmanları tarafından sürekli araştırmalar yaptıklarını ve raporlar hazırladıklarını belirten Yücelen Yıl içerisinde iller bazında bir rekabet raporu hazırladık; çarpıcı sonuçlar çıktı... Şimdilerde iller bazında yatırım raporu hazırladık. Gördük ki yatırımlardan aslan payını Anadolu Kaplanları değil; aslanlar alıyor. Ancak 2011 yılına kadar düşüşte olan Mersin gibi bazı illerde son zamanlarda yukarı doğru bir hareket var. Bunu Mersin´deki arkadaşlarımızla da paylaşmak istedik. dedi.

İnsanları kutuplaştırarak güç birliği yapılamaz

Küresel ekonominin ve Türkiye´nin zor bir 2014 geçirdiğini belirten Yücelen sözlerine şöyle devam etti: Koşullar ne kadar zorlu olursa olsun sizin ne yaptığınız önemlidir. Her ne olursa olsun koşullar 24 Ocak 1980´den daha kötü olamaz. O zaman ki koşullarda aldığı kararlar ile Türkiyemizin ufkunu açan rahmetli Turgut Özal´ı bir kez daha şükranla anmak istiyorum. Özal´dan önce terörle yatıp kalkan, her gün nitelikli insanlarını kutuplaşmaya kurban veren bir Türkiye vardı... Endişemiz o ki bu bağlamda ders almamış görünüyoruz. İnsanları kutuplaştırarak güç birliği yapamayız. TÜGİAD olarak diyoruz ki; kutuplaşmadan uzaklaşalım; akılcı politikalarla yapısal dönüşümleri gerçekleştirelim; üretimi, inovasyonu, girişimciliği, ihracatı

destekleyelim... Ancak biz bunları söylerken; AB hedeflerimizden uzaklaştığımızı; üretimi değil tüketimi destekleyen adımlar atıldığını; AR-GE, inovasyonun desteklenmediğini endişe ile izliyoruz. Siyaset ekonominin; siyasetçi ve teknokratlar da işadamlarının ayağında pranga haline geldi.

TÜGİAD Başkanı Ali Yücelen, 2015 Haziran ayında yapılacak genel seçimler için takvimin başladığına ve Ermeni Soykırım iddialarının 100´üncü yıldönümü nedeniyle de Ankara açısından zorlu bir süreç yaşanacağına dikkat çekerek ; Türkiye ekonomisindeki büyüme, cari açık ve enflasyonu artırmadan hızlandırılmalı uyarısını yineledi. Dünyadaki gelişmelerin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulayan Ali Yücelen, dünyanın önde gelen merkez bankalarının para politikalarını sıkılaştırmasının gelişmekte olan ekonomiler önündeki en büyük riski oluşturduğunun altını çizdi.

Türkiye´nin 2015 yılında yüzde 4 civarında büyümesinin beklendiğine dikkat çeken Yücelen, Ancak bu yeterli değil. 2023 hedeflerine ulaşmak ve ilk 10 ekonomi içinde yer almak istiyorsak yıllık yüzde 7.2 büyümek zorundayız. Bunun için yeni bir ekonomik modele ihtiyacımız var. 2008´den beri ihracatımız artsa da dünya mal ticaretinden aldığımız pay değişmiyor. dedi ve şunları söyledi:

2015 yılı, pek çok gerekçeye bağlı olarak, dünya ekonomisi için yeni bir dönemin başlangıcına; son küresel krizin ardından, yeni bir aks değişikliğine sahne olacak. Bu nedenle Türkiye´nin 2023 hedeflerini tutturabilmesi adına, kendisini ve ekonomi politikalarını, büyüme modelini yeniden kurgulaması, yeni pozisyon alması, verimliliğe ve yüksek katma değere odaklı bir yapısal değişimi yaşamsal önem kazanmıştır. Türkiye´nin uzun vadeli ekonomik büyüme performansı ne yazık ki düşüyor. Tüketici güven endeksinin de 2012 yılından bu yana en düşük seviyede olması bizim için çok kritik bit gösterge. KOBİ´lerin yüzde 13-14´lerle borçlandığı bir ekonomide yüzde 20-25 aralığında büyüyen bir ticari kredi hacmi yeterli değildir. Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği üzere Türk bankacılık sisteminin özel sektörün finansmanını temel fonksiyon olarak benimsemesi gerekmektedir. Bu fonksiyonun gerçekleşmesi için Türkiye´deki tasarruf oranlarının yükselmesinin gerekliliği açıktır. Ancak bunun için konut alımına yönelik birikimlerin desteklenmesinden ziyade farklı tasarruf enstrümanlarının piyasaların derinleştirilerek oluşturulması gereklidir

Gelişmeler iyimser olmamızı zorlaştırıyor

Sorunların üstesinden gelebilmenin tek yolunun birlik ve beraberlik ve planlama olduğunun altını çizen Yücelen; Hiçbir ayrım yapmadan üreten tüm güçlerin birlik içinde olması gerekiyor. Eğer ekonominin dinamiklerini de siyasi kutuplaşmanın kurbanı yaparsak bu bizi zayıflatır. Özel sektörün yatırımlarının planlı bir şekilde yönlendirilmesi ve kamu yatırımlarındaki önceliklerin gözden geçirilmesi gereklidir. Kamu yatırımlarında tüketici ihtiyaçlarından ziyade üretici ve imalatçıların ihtiyaçlarına göre planlama yapılmalıdır. diyerek Türkiye´nin 2023 hedeflerine ve dünyada ilk 10 büyük ekonomiden biri olmasının siyasi bir argüman olmanın dışında Türkiye´nin ortak hedefi olması gerektiğini söyledi.

TÜGİAD Çukurova Şube Başkanı Armağan Öner de yaptığı değerlendirmede Mersin´in tarım, lojistik ve turizm alanlarında öne çıktığını ancak sorunların hızlı çözülememesinden dolayı ülke ekonomisine katkılarının sınırlı kaldığını belirtti. Özellikle tüm Çukurova´yı dünyaya bağlayacak bölgesel havalimanı projesinin önemini vurgulayan Öner, lojistik, turizm ve sanayideki kapasitenin etkili kullanılabilmesinin sadece Mersin değil Türkiye için de önemli olduğunu belirtti. Mersin´in ortak akılla birlikte ortak harekete ihtiyacı olduğunu vurguladı.

Güncelleme Tarihi: 31 Ocak 2015, 11:31
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER