Sağlık Bakanı Fahrettin Koca: Pik dönemindeyiz! Düşüş trendine girdik

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu toplantısı sonrası koronavirüs ile mücadeledeki son durum hakkında kritik açıklamalarda bulundu. Koca, "Türkiye bu sınavdan şu ana dek yüzünün akıyla çıktı. Bizi bu noktaya, tedbirlere uyum ve titizlik getirdi." ifadesini kullandı. Pik döneminde olduğumuzu söyleyen Bakan Koca, düşüş trendine girdiğimizi belirtti.

Sağlık Bakanı Koca, saat 14.00'de başlayan Bilim Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Bakan Koca, "Pik döneminde olduğumuzu söyleyebilirim, düşüş trendini görüyoruz. Ama bunun kalıcı olması önemli. Bu dönemde izolasyonun ve mesafenin son derece önemli olduğunu söylüyoruz. Bu duruma uyum gösterilmezse yeni bir pik dalgası olabilir" ifadelerini kullandı.
Bakan Koca'nın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
Taviz vermezsek istediğimiz sonucu kısa sürede alabiliriz. Geride kalan günler kolay geçmedi. Hastalık bizi esir mi alacak diye endişe ettiniz. Hastalığa yakalanan yakınlarınız için endişe duydunuz, bir yakınınızı kaybettiyseniz büyük acı yaşadınız. O acıda sizinle beraberiz. Bilin ki elimizden geleni yaptık.
Salgın tüm dünyada 210 ülkeye yayılmış, hayatı değiştirmiştir. Çin'de vakalar biraz daha eskiydi, ilk beyan 31 Aralık'ta yapıldı. 15 Ocak 2020'de bulaşıcı hastalığa karşı rehber yayınladık. Bizim riske hazırlığımız 11 Mart'tan 50 gün öncesine dayanmaktadır.
 

TÜRKİYE SALGINA KARŞI İLK ÖNLEMİ 10 OCAK'TA ALDI
Ramazan ayını alışık olmadığımız bir şekilde yaşıyoruz. Ama bu ramazanın iyi bir yönü de var. Her gün birbirinden güzel haberler alıyorsunuz. Çin'de ortaya çıkan koronavirüs salgınına karşı Türkiye, 10 Ocak'ta acil bir operasyon merkezi kurarak ilk önlemini aldı.
Gelinen noktadan dünyadaki durumu özetlemek istiyorum. Dünyada toplam 3 milyon 152 bini aşkın korona hastası var. Ölenlerin sayısı 218 bini geçti.
Can kaybının 59 bini aştığı ABD'de 25 bini aşkın yeni vaka görülmüştür. İngiltere'de görülen vaka sayısı 3 bin 96'dır. İngiltere'de bizden çok önce salgın görüldü.

TÜRKİYE DÜNYADA HIZLA YAYILAN VİRÜSÜ NASIL KONTROL ALTINA ALDI?
Şunu sormalı ve cevabı üzerinde durmalıyız. Türkiye dünyada hızla yayılan virüsü nasıl kontrol altına aldı? Başarımızın sırrını sizinle paylaşmak istiyorum.
10 Ocak'ta Bilim Kurulu'muzu kurduk. Pandemi ilanından tam 31 gün önce. Dünyadaki gelişme ve tecrübeleri yakından izlemeye aldık. Sağlık kurumlarımızı salgın ihtimaline karşı hazırladık. Yurt dışı girişlerine karşı tedbirler ciddi zaman kazanmamızı sağladı. Kademe kademe uygulanan tedbirler sonuçlarda çok etkili oldu. Diyebilirim ki Türkiye şu ana kadar bu süreçten yüzünün akı ile çıktı. Tedbir, tespit ve hızlı tedavi ile süreci açıklayabilirim. Filyasyonun önemi başarıda büyüktür. Virüsün izini sürdük. Filyasyon ile kişinin son 2 günde temaslı olduğu kişilere ulaştık. Hiçbir testi tesadüfen yapmadık. Test sayımızı sürekli artırdık. 83 milyonluk bir ülkede yaygın bir tarama yapmak yerine, şüphelilere yaptık. İhtiyaç oranında test sayımızı artırdık. Bu isabetli uygulamanın örnek olacağını düşünüyoruz.

FİLYASYON İLE 464 BİN 434 KİŞİYE ULAŞILDI
Şüphelilerin yüzde 93'üne ulaşılmıştır. Bugüne kadar 5 bin 849 filyasyon ekibimiz ile ulaşılan kişi sayısı 464 bin 434'tür. Son vakaya kadar filyasyon önemini koruyacaktır. Yoğun bakım ve yatak ihtiyacına karşılık, özel hastaneleri pandemi hastanesi ilan ettik. Acil durumda olmayan hastaları öteleyerek, yatak kapasitesini artırdık. Yatak doluluk oranını yüzde 60'lardan yüzde 30'lara düşürdük.
Temaslılar gözetim altında tutulurken, şüphelilerle yakından ilgileniliyor. Durumu stabil olanların tedavisi evde aile hekimlerinin kontrolünde devam ediyor.
Kovid-19 hastalarında uyguladığımız birçok tedavi dünyadakilerden farklılık göstermiştir. Kovid-19 hastaları için uyguladığımız yöntem hekimlerimiz tarafından geliştirilen bir yöntem olmuştur. Bakanlığımız alınan sonuçlara göre, her hafta tedavi aşamasını daha iyi duruma getirdi. Çin'den gelen ilaçların özelliklerini değiştirerek daha başka sonuçlar elde ettik.
 

"11 MART'TAN ÖNCE İLAÇLARI SİPARİŞ EDİP STOKLAMIŞTIK"
İlaçları sipariş edip stoklamıştık. Bu hazırlık 11 Mart'tan öncedir. Çin başta olmak üzere antiviral ilaçları farklı tedavilerde kullandık.
Tedavi konusunda dünyadan bir farkımız daha var. Virüsü taşıyan hastalara tedavi uygulanmıyor. Biz ise belirti gösteren herkese hemen, erkenden tedavi uyguluyoruz. Hastalarımızda zatürreye gidiş oranı azalmaya başladı.
Hekimlerimiz için gurur kaynağı olacak bir uygulama üzerinde durmak istiyorum. Ventilatöre hastalar erken bağlanıyordu. Artık biz böyle yapmıyoruz.
Hekimlerimizin finomoni oranını düşüren yaklaşımı bir ilktir. Bilim insanlarımız yol gösterici yayınların hazırlığı içindedir. Yüksek akımlı oksijen uygulamasını da gerçekleştiriyoruz. Eski akciğer hasarlarını da böylece onarıyoruz.
Türkiye'de şu ana kadar hayat kayıp oranı 2.58'dir. Koronavirüs tablosunda iyileşme görülüyor. İyiye giden her şey daha fazla dikkat çekiyor. Sokağa çıkma yasağı ilan edilseydi. Dışarı çıkma hissimize engel olmasak başarıyı elde edemezdik. Sağlık ordumuzun başarısı da sınırlı kalırdı. Büyük başarının kahramanı sizlersiniz.
Hekimlerimiz kişi başına düşen hekim sayısı az olmasına rağmen bu başarıyı elde etmiştir. Hemşirelerimiz ve sağlık çalışanlarımız da aynı şekilde...
Türkiye, halkı, hekimi ve bilim insanı ile bugüne dek ulaştığı başarıya nasıl ulaştı? Koronavirüs salgınına karşı başarıyı 3 husus sağlamıştır. İlki kurallara uyan 83 milyondur. Hastalarla temas etmiş kişilerin taranması 2'nci önemli etkendir.
Faktörlerden 3'üncüsü tedaviye erken başlamak ve yoğun bakımda önemli farklılıklar ortaya koymamızdır. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde siyasi irade tüm gücüyle mücadeleye destek verdi. Tam koordine içinde davranıldı. 5'inci haftada hastalığın seyri değişti. Artık veriler umut veriyor. Bu umudu sonuca ulaştırmak zorundayız. Önümüzdeki günler eskisinin aynısı olmayacaktır. Tedbirlere sarılmamızı gerektiren bir başarıdır bu. Vaka sayısı henüz 0 değildir. Aramızda virüsü taşıyan ve tanı konulan kişiler var. Tedbirlere devam etmeliyiz. İnanıyoruz ki her gün bir önceki günden daha iyi olacak.
PİK DÖNEMİNDE OLDUĞUMUZU SÖYLEYEBİLİRİM
Pik döneminde olduğumuzu söyleyebilirim, düşüş trendini görüyoruz. Ama bunun kalıcı olması önemli. Bu dönemde izolasyonun ve mesafenin son derece önemli olduğunu söylüyoruz. Bu duruma uyum gösterilmezse yeni bir pik dalgası olabilir.

SORU-CEVAP
-Normalleşme süreci nasıl işleyecek? 65 yaş üstü ile ilgili bir plan var mı?
Normalleşme ile ilgili tüm bakanlıklarımızın içinde yer aldığı, özellikle Bilim Kurulu'nun tavsiye sunarak sonuca gidiliyor. Hangi tedbirlerle normalleşmenin yapılması gerektiğine dair bir görüş alınıyor. Daha sonra kamuoyuna bu tedbirler açıklanacak. Özellikle bu ay boyunca bazı tedbirleri devam ettirerek, alınan kararları ilgililerce açıklarız.
65 yaş üstü büyüklerimizi hiç olmazsa birkaç saat araç kullanmadan, yakın mesafe anlamında dışarı çıkmaları sağlanabilir mi konusu gündeme geldi. Konuştuk. Netleşmedi. Görüş olarak Cumhurbaşkanımıza sunarız. Karar noktasına geliriz.
-Alınan tedbirlerin ardından bulaş oranı değişti mi? Avrupa tedbirleri gevşetti, vaka kat sayısı arttı, ne demek istersiniz?
Bulaş oranı yüksek. Temas olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Temas konusu önemli. Maske kullanımını çok önemsiyoruz.
- Pik yaşandı denilebilir mi? İkinci dalga riski var mı?
Pik dönemi içindeyiz. Kalıcı olması için temasın ve mesafenin çok önemli olduğunu söyleyebilirim. Tedbirlere uyulmazsa yeni bir pik dalgası olabilir. Ama bu tedbirlerle böyle bir şey olamaz.
İsveç'ten getirilen hasta Emrullah Gülüşken'in sizin köylünüz ve akrabanız olduğu iddia edildi, neler söylemek istersiniz?
- Akrabam deil. Tanışık olduğum bir kişi değil. Sosyal medyadan hastalıkla ilgili bilgi paylaşıldı. İsveç ile görüştüm. Türkiye'ye gönderilmesinin uygun ve önemli olduğunu söylediler ve kendisini getirdik. Tedavi ediyoruz. İki gün yoğun bakımda kaldı. Ankara Şehir Hastanesi'nde tedavi görüyor. Bir kalp rahatsızlığı olması getirilmesinde etkili. Baba ve 3 çocuğu getirildi. 2 çocuğunda pozitif çıktı. 7 yaşındaki çocukta negatif çıktı. Solunum sıkıntısı olmayan hastalarımızdandır. Sadece İsveç'ten getirilmedi. Rusya'dan bir öğrencimizi de getirdik. Siyasi bir partimizin başkanı tarafından aracı olunarak getirilen Fransa'dan bir hasta da vardı. Fransa solunum cihazından çekecekken getirdik.
İsviçre'deki Türk vatandaşın Türkiye'ye gelme talebine nasıl yanıt verilecek?
Onunla ilgili süreci nasıl takip ettiğimizi telefondaki mesajımdan okuyayım. Pazar günü bana ulaştı, gereğini yapın talimatını verdim. Gelen cevap şu; Başkonsolusumuz kişi ile görüştü. Kovid-19 tanısı konulmuş Kendisi panik halde. Hiçbir şey yapılmadığı söylendi. Türk hekimine muayene yaptırdıklarını ve durumunun kötü olmadığı söylendi. Bir hafta sonra kontrolü yapılacak. Bu bana pazar günü gönderilen nottu. Bugün yine Türk hekime kontrol yapıldı. Tomogrofide hafif belirtisi olduğu, sevk durumunun olmadığı belirtildi.

Gündem

Güncelleme Tarihi: 29 Nisan 2020, 18:23
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER