Kavlak, Ereğli'de konuştu

Türk Metal Genel Başkanı Pevrul Kavlak Karadeniz Ereğli'de

Kavlak, Ereğli'de konuştu

Karadeniz Ereğli’de, Uludağ Üniversitesi ve Türk Metal Sendikası işbirliğiyle “AKAD’EMEK” 4. Öğrenci Kurultayı’nın açılışı dolayısıyla tören düzenlendi. 

2 gün Kurultay etkinlikleri olmak üzere 4 gün sürecek olan etkinliğin açılışına, Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak, CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, Alaplı Belediye Başkanı Nuri Tekin,  Gülüç Belediye Başkanı Gökhan Demirtaş, İlçe Milli Eğitim Müdürü Numan Korkmaz, Türk Metal Sendikası Ereğli Şube Başkanı Metin Ercan, sendika yöneticileri, akademisyenler, öğrenciler ve Türk Metal Üyesi işçiler katıldı.

Kurultay açılışında saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. Türk Metal, Uludağ Üniversitesi ve AKAD’EMEK Kurultayı konulu sinevizyon gösterileri gerçekleştirildi.

KAVLAK: “AVRUPALI SENDİKACILAR İNANAMADI”

Türk-İş Genel Sekreteri ve Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak, açılış seremonisinde yaptığı konuşmada yaptığı konuşmada Fransa’da metal işkolunda örgütlü sendikaları ziyaret ettiğini, onlara üniversiteler ile ilgili nasıl çalışmalar yürüttüklerini sorduğunu aktardı.

Kendilerine de Türk Metal’in çalışmalarının sorulduğunu ifade eden Kavlak, “Onlara gururla şunları söyledim. Biz de üniversitelerle işbirliği yapıyoruz, ortak araştırmalar, projeler yürütüyoruz. Ancak biz 4 yıldır sadece öğrencilerin katıldığı, özgürce kendilerini ifade ettikleri kurultaylar düzenliyoruz.  Yaptığımız bu çalışmayı anlattıkça Avrupalı sendikacılar inanamadı. Bizim gençlikle yürüttüğümüz çalışmaları hayranlıkla karşıladılar” dedi.

Kavlak “Biz gençliğe değer vermeyi, onlara koskoca bir cumhuriyet armağan eden, ‘Biz Cumhuriyeti kurduk, onu yaşatacak olan sizlersiniz’ diyen Mustafa Kemal Atatürk’ten öğrendik. Nasıl ki, cumhuriyet gençlere emanetse, gençler de bize emanettir dedik” diye konuştu.

“EĞİTİM ALGIYI; ALGI EYLEMİ ŞEKİLLENDİRİYOR”

Türk Metal olarak üyelerine ve öğrencilere yönelik çalışmalarını anlatan Kavlak, konuşmasında Türkiye ve dünyada çalışma hayatında yaşanan sorunlara da değindi.

“Sendika ne kadar evrensel bir kavramsa, sendikacılık ya da sendikal örgütlenme o kadar yereldir.  Her toplumun kendi sosyal ve kültürel dinamiklerine göre farklılıklar gösteren bir kavramdır. Sendikacılık denilince dünyada akla ne gelirse Türkiye’de de o geliyor. Ama iş sendikacılığa, sendikal örgütlenmeye, toplu sözleşmeye gelince, gelişmiş ülkelerin düşünce ve pratikleriyle bizimkiler çoğu kez örtüşmüyor. Bunun nedeni toplumlar arasındaki eğitim farkıdır. Çünkü eğitim algıyı, algı pratiği ve eylemi şekillendiriyor ve toplumda özgün yaklaşımlar oluşturuyor. Bu süreç sendikacılıkta da aynı şekilde işliyor.

Ancak tüm yerel anlayışlara ve farklılıklara rağmen, emeğin ve emekçilerin sorunları dünyanın her yerinde aynı. İşverenler, sermaye, sorunsuz ve hızlı bir şekilde örgütlenebilirken,  emekçiler aynı hızı yakalayamıyor. İşverenlerin birlikteliğine sonsuz destek verilirken, işçilerin örgütlenmelerine iyi gözle bakılmıyor. İşçi sınıfın örgütlü gücü her zaman potansiyel bir tehlike olarak görülüyor,  örgütlenen işçi kapının önüne konuluyor.”

“KÜRESELLEŞMENİN MAĞDURU İŞÇİ SINIFI”

Küreselleşme sürecinde sosyal devletin ortadan kaldırılmasıyla birlikte, sendikalara ve sendikacılara yoğun saldırıların arttığı bir dönemin yaşandığını belirten Kavlak şöyle devam etti:

“Küreselleşmenin nimetlerinden söz edenler, sendikaların sonunun geldiğini sürekli dillendiriyor. 21. Yüzyılın bilgi çağı olduğunu,  bilgi çağında sendikalara artık ihtiyaç olmadığını söylüyorlar. Örgütlü toplumu yok etmek isteyen küresel kapitalizm, demokrasinin ve sosyal devletin en önemli bütünleyicisi olan sendikaları hedef alıyorlar. Emperyalizmin modeli olan Küreselleşme olgusu, tüm dünyayı, özellikle gelişmekte olan ülkeleri derinden etkiliyor. Bu etki artarak devam ediyor. Küreselleşme ile birlikte büyük sermaye gruplarının yıkıcı uygulamaları sonucunda dünyamız 19. Yüzyılın vahşi kapitalist modeline doğru devam ediyor. 20. Yüzyılın sosyal devlet modeli yok edilmeye çalışılıyor.

Bu anlamıyla bazıları tarafından çağımızda ileri gidiş olarak kabul edilen küreselleşme, aslında insanlık için bir geri gidiş göstergesidir. Çünkü küreselleşme tek tek bütün ülkelerdeki mücadele sonucu elde edilen kazanımları silip süpürmektedir. Küreselleşme mağdurlarının başında çalışan kesim, yani işçi sınıfı gelmektedir. Küreselleşme ile birlikte istihdamda esneklik talepleri yaygınlaşmaktadır. Sendikal örgütlenmeyi engelleyen çalışmalar artmaktadır. İşe almada ve işten çıkarmakta esneklikler getirilmektedir. Sendikalaşmanın önündeki en büyük engel olan taşeronlaşma yaygınlaşmaktadır. Bütün bunlar sendikaların zayıf olmasına yol açmaktadır.”

“KÜRESELLEŞME SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL”

İşçi sınıfının her ülkede aynı sorunları yaşadığını belirten Kavlak şöyle konuştu:

“Küreselleşme ile yaşanan bu süreç, sendikalı işçilerin ücretlerinde, çalışma koşullarını sürekli etkiliyor. İşçi sınıfı önemli haklar kaybediyor. Bütün bunların sonucunda kabul etmemiz gereken gerçek şudur: Küreselleşme işçi sınıfını ezmektedir.

Bütün bunların yanında dünyanın tek kutuplu olmasıyla birlikte, küreselleşmenin tek hakim olmasıyla birlikte ekonomik anlamda muazzam bir büyüme yaşanıyor. Dünyada mal ve hizmet üretimi tarihte eşine benzerine rastlanmamış biçimde arttı, artmaya da devam ediyor. Dünya ticaret hacmi benzer bir seyir izledi.  Ekonomi büyüdü, ticaret arttı, karlar patladı ama bir şey azaldı. Emeğin bu zenginlikten aldığı pay azaldı.  Bir taraf hızla artarken bir taraf hızla azalıyor. Dünyada işsizlik, yoksulluk giderek yaygınlaşıyor. Bunların neden olduğu ekonomik göç dünyayı etkisi altına alıyor.

Yoksulluğu körükleyen, gelir dağılımını bozan, umudu yok eden bu düzen sürdürülebilir bir düzen olamaz. Paranın, üretimin arttığı, ancak adaletin olmadığı bu düzen sürdürülebilir olamaz. Bugün tüm dünyayı altına alan küresel terörün ne zaman ortaya çıktığına bakarsanız, küreselleşmenin hakimiyetini ilan ettiği zaman olduğunu görürsünüz. Bu bir rastlantı değildir.  Halkları birbirine kırdıran, Ortadoğu’da bir insanlık dramına yol açan terör, küresel eşitsizlikten besleniyor. Bu terör yalnızca bu bölgeyi değil, avrupa’nın başkentlerini, metrolarını, stadyumlarını vuruyor. Terör de küreselleşiyor ve bütün insanlığın ortak sorunu haline geliyor.

Bütün bunlarla baş edebilmemiz için dünyanın daha adil bir gelir dağılımına izin veren, yeni bir düzene ve bu düzeni kuracak yeni bir toplumsal mutabakata ihtiyacı vardır. Bunu sadece ben söylemiyorum. Küresel düzenin değişmesi gerektiğini dünyanın en önemli siyasetçileri, büyük düşünce kuruluşları, hatta Türkiye’nin en önemli patronları söylüyor.  Çünkü onlar da bu düzenin sürdürülebilir olmadığını, aksine daha büyük acılara yol açabileceğini görüyor. Kimsenin yarınından emin olmadığı bir düzen sürdürülebilir değildir. Her şeye rağmen gelecekten umutsuz olma hakkımız yoktur. Bizler gençlere güveniyoruz. Güzel günlerin sizleri beklediğini biliyoruz. Umudunuzu asla kaybetmeyin.”

Konuşması kimi zaman işçilerin sloganlarıyla bölünen Kavlak’a daha sonra kurultaya katılan öğrenciler tarafından çiçek takdim edildi.

AYTAÇ: “ORGANİZASYON BİZİM İÇİN ÖNEMLİ”

Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Serpil Aytaç, Uludağ Üniversitesi ile Türk Metal Sendikası ile AKAD’EMEK Söz Çalışma Ekonomisi Öğrencilerinde kurultayının bu yıl 4.’sünü gerçekleştirdiklerini belirterek şunları söyledi:

“Tüm dünyada üniversite ve üniversiteli kimliği, toplumun diğer bireylerinden önemli bir farklılaşmanın ifadesi olmuştur. Çünkü üniversiteler insanlığın genel ihtiyaçları kapsamında bilimsel bilgiyi toplamak, üretmek ve yaymak merkezleri olarak düşünülür. Üniversitelerimizde eğitim gören Çalışma Ekonomisi öğrencileri de  eğitim gördükleri alanda bilgi ve niteliklerini arttırmak, aldıkları eğitimi toplumun tüm kesimlerine yaygınlaştırarak, emek, hak, adalet, eşitlik ve dayanışmadan yana topluma hizmet etmekle yükümlüdürler.

Bu çerçevede, içinde bulunulan tarihsel, toplumsal dönemi anlayan ve algılayan, yaşadığı toplumun siyasal ve sosyal ve benzeri sorunlarına duyarlı olan, bu sorunları emeğin genel çıkarları doğrultusunda çözümler arayan ve çözümü için bilgi üreten öğrenciler olarak, Çalışma Ekonomisi öğrencileri toplumda yol gösterici olmak zorundadır. Sendikaların bölümlerimizdeki eğitimlerin, öğrenci ve emekçi yararına yeniden düzenlenmesi gerekliliği bilgisi içinde olmadan emeğin hak ve çıkarlarının korunması yeterli olamaz, sorunlarının hiçbiri çözülemez.

Tam bu noktada emeğin çıkarını korumak için örgütlenen sendikaların çalışma ekonomisi öğrencilerinin niteliklerini daha da arttırmak ve derslerde işlenen eğitim çalışmalarını somutlaştırmak adına Türk Metal Sendikasının dünyada bir ilki başlattığı ve Akademi ile emeği birleştirdiği bu organizasyondaki öncülüğü bizler için oldukça önem taşımaktadır. Bu nedenle Türk Metal sendikasına üniversitelere ve bilime verdikleri önem dolayısıyla teşekkür ederiz.”

İŞÇİLERDEN İZMİR MARŞI

Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak, konuşmasının ardından Aytaç’a çiçek takdim etti. Açılış konuşmalarının ardından açılış programı işçilerin bir ağızdan söylediği “İzmir Marşı” ile sona erdi.

4 Oturum halinde gerçekleştirilecek Kurultayda, akademisyen ve öğrenciler “Türk Sendikacılığında Örgütlenme Sorunları”, “Türkiye’de Sendikal Mücadele ve Sosyal Medya”,  “Çalışma Hayatının Güncel Sorunları”, “Sendikalara ve Sendikal Örgütlenmeye Bakış” başlıkları altında bildiriler sunacak.

Kurultayın çalışma bölümü Cuma günü sona erecek ve cumartesi günü yapılacak kahvaltıyla katılımcılar bölgelerine dönecek.

 
Güncelleme Tarihi: 13 Nisan 2017, 11:45
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER