NORMALE DÖNME VE EKONOMİ

Bir Mart itibarı ile normale döndük.
Dönmeye çalışıyoruz.
Yüzde elli de olsa.
İşletmeler açıldı.
Çalışıyor.
Sabah 07. 00 ile akşam saat 19 00  olmak üzere işletmeler açık.
Paket servis tabi ki devam ediyor.
Gün boyu  hizmet var.
Kapasite tabi ki % 50.
Bununla birlikte.
Açılamayan yerlerimiz var.
Gece hayatı.
Malum.
Eğlence yerleri.
Mekanlar.
Düğün salonları.
Lokaller.
İçkili yerler.
Birahaneler.
Bunlar da önemli sektör.
Potansiyel bir çalışma sunuyor.
İstihdam sağlıyor.
Vergi veriyor.
Bu sektörler uzun zamandır kapalı.
Tabi ki öncelik sağlığımız.
Ama bu sektörlerde unutulmamalı.
 24 saat çalışan sabahçı  lokantaları.
Bu sektörler halen daha kapalı.
Tabi ki biraz keyfi adlandırılıyor.
Dediğimiz gibi öncelik yaşamımız.
Eğlence sektörü daha sonlarda geliyor.
Ama bu sektörde ülkemizde çok güçlü bir şekilde var.
Ve yer alıyor.
Yani yok sayamayız.
Ya da görmezden gelemeyiz.
Veya  toplu yemekler.
Bunlar şimdilik yok.
Ama otellerimiz  zaten hep açıktı.
Turistlik tesisler .
İşletmeler.
Hep servis yapıyordu.
Beş yıldızlı ve daha küçük yıldızlı otellerde yasak yoktu.
Gene aynı şekilde devam ediyor.
Ülkemiz turizm ile anılıyor.
Yurt dışı turiste pandemi öncesi 50 milyonu yakalamıştık.
Hatta 60 milyonları bekliyorduk.
Salgın hastalık çıktı.
Cumhurbaşkanımız geçtiğimiz günlerde İstanbul ilimizde tarihi Atlas sinemasını  açarken şu sözleri çok değerliydi.
İstanbul’un yıllık turist kapasitesini tam 100 000 milyon olarak ifade etti.
Deklare etti.
İstanbul 100 milyon turist ağırlayabilecek kapasitesi var.
Mevcut.
İnşallah 100 milyonları yakın zamanda görmek Allah nasip eder.
Yabancı turist demek.
Döviz demek.
Harcama demek.
Güçlü ekonomi yaratma demek.
Niye İstanbul 100 milyon turisti görmesin.
Cumhurbaşkanımız  her zaman büyük hedefler ortaya koyan ve net rakam veren güçlü bir lider.
Bunu da çok yakinen görüyoruz.
Hiç unutmam önemli bir  çelik sanayimizin yıllık üretim rakamlarını gören Cumhurbaşkanımız üç veya beş milyonlar tonlar değil.
20 milyon ton,  hatta 30 milyon tonları yıllık görmeliyiz hedeflerini geçmiş zaman diliminde söylemişti.
Büyük düşünmeden,  büyük işler başarılmıyor.
Tabi ki dünya küresel krizleri.
Ülke içi ekonomik durağanlık.
Zaman zaman hedeflerin ötelenmesine sebep olabiliyor.
Bunu da çok yakın görüyoruz.
Ülkemiz pek çok kere ekonomik krizlerden de geçti.
Ama hepsinden bir şekilde atlatarak daha güçlü geri dönüşlerde sergiledik. 
Onun için her zaman çıtayı yüksek tutacağız.
Tutmalıyız.
Dünya’nın ilk on ekonomisi içine gireceksek.
Bu çok önemli.
500 milyar dolarlık ihracat hedefi varsa.
Çok çok çalışacağız.
Üreteceğiz.
Katma değer yaratacağız.
Ve dünya pazarına açılacağız.
Büyüme işaretleri peş peşe geliyor.
Bizde varız diyeceğiz.
Dünyanın ilk 16. büyük ekonomisi iken 17. olduk.
Bugün 20 sıradayız.
Peşimizde Tayvan ve İran, var.
İran bu ekonomik ambargoya rağmen 22 bence çok iyi.
İran bizim rekabet yaptığımız bir ülke.
Bunu da biliyoruz.
Tabi ki İran için yer altı petrol ve doğalgaz rezervleri  ile bize karşın avantaj sağlıyor.
Bizlerde girişimci ve müteşebbis  inanılmaz ruhumuzla ile bu açığı  güçlü bir şekilde kapatıyoruz.
Artık normale dönelim.
Salgınla yaşamaya alışalım.
Tedbirimizi alalım.
Dikkatli olalım.
Herkes kendi sağlığını korusun.
Kollasın.
Çok ama çok dikkat etsin.
Kimseyi de risk altına sokmasın.
Koymasın.
2021 yılı bu şekilde geçecek.
2020 yılında salgından kurtulacağız.
Hayat devam ediyor.
Ekonomimizde inşallah şaha kalkacak.
Normalleşme ve ekonomi yazılarımız sürecek.