Duyarsız kalmayalım!

Zordur bu kentte iş yapmak demiştim dün…

Namusunla çalışır, geceni günüzüne katar, tırnaklarınla kazır başarır ve bir yerlere gelirsin demiştim…

Sonra ise, hayatında hiçbir başarıya imza atmamış, yaptığı hiçbir işte başarılı olamamış, akşama kadar gününü cam kafede geçirerek dedikodu yapan asalakların hedefi haline geliverirsin demiştim…

Rantçılıkla, hırsızlıkla suçlanırsın demiştim…

Soy yılların en kolay mesleği olan, ama iki kelimeyi bir araya getiremeyenlerin işi haline gelen bir takım sözüm ona gazetecilerin hedefi oluverirsin demiştim…

Bir çok mesaj ve telefon aldım…

Arayanların büyük bir bölümü tırnakları ile kazıyarak, gecesini günüzüne katıp başaran işadamları oldu…

Meğer ne dertliymişler…

Biri diyor ki; “Öyle zaman oldu ki aylarca kundaktaki bebeğimi bile göremedim. Çalışmak zorundaydım ve çalıştım. Mücadele ettim. Sonuçta başardın ve kazandım. Şimdi bir gazeteci çıkmış benim için cam kafede millete neler demiyor neler!

Rantçıymışım, daha dün bir şeyim yokmuş ama bugün zenginmişim…

Bilmiyor ki o cam kafede dedikodu yaparken ben gece günüz demeden çalışıyordum…

Bu dedikoduyu yapmasının tek nedeni ise istediği reklamı 3-5 ay sonra verebileceğimi söylemem oldu!

Sizin bir meslek örgütünüz yok mu Hüseyin bey?

Her önüne gelen nasıl olur da gazetecilik yapabilir?

Ne yazık ki gazeteciliği adam gibi yapanlara da zarar veriyorlar…”

Evet…

Resmen böyle dedi dostum!

Ben de dedim ki; “Aslında siz de hak etmiyor değilsiniz hani!

İşini düzgün ve adam gibi yapanlara değil, gününü dedikodu ile geçiren gazetecilere destek veriyorsunuz!

Aman bana bulaşmasın diyerek istediklerini veriyorsunuz!

Ve işini adam gibi yapanlar değil, bu tür insanlar daha çok kazanıyor. Dolayısı ile de işini adam gibi yapanları bu yola teşvik etmiş oluyorsunuz…”

Hak verdi bana dostum…

Daha neler mi dedi?

Zamanı gelince paylaşırım!

ŞERİFE KESKİN VEZİROĞLU

Şerife hanımı bir çoğumuz tanır…

Adeta bir yardım kuruluşu gibi kendisini hayır işlerine adamış dostumuz…

Bundan bir süre önce sosyal medyada, “Bana kim yemek ısmarlar” diyerek yemek ısmarlamak isteyenlerin hepsini ziyaret edip yemek bedeli olan 50’şer liraları toplayıp fakire fukaraya yardım etmişti…

Şerife hanım bu seferde tek başına temel gıda ve temizlik malzemeleri toplayarak sel felaketi yaşayan komşumuz Akçakoca’nın köylerine gitti…

Muhtarlık aracılığı ile topladığı yardımları dağıttı…

Gördüklerini anlattı da…

Gözleri doluydu…

İnsanların en çok iç çamaşırı ve ince battaniye gibi eşyaların yanı sıra temizlik ve gıda malzemelerine ihtiyacı olduğunu söylüyor…

Şerife hanım şimdi komşularımız için özellikle iç çamaşırı desteği istiyor…

Ben de bu talebine, köşemde yer vererek destek vermek istedim…

Komşumuz Akçakocadaki mağdur insanlara yardımda bulunmak isteyenler 0530. 3256656 nolu telefondan ulaşabilirsiniz…

Kutluyorum seni Şerife Keskin Veziroğlu…

Eminim yardımsever bölgei halkı senin bu bireysel mücadelene gereken desteği verecektir…

YORUM EKLE