Hakikatin netliğiyle körlüklerini bileyen omurgasızlara..

Her şeye kıyabiliyorlar da bir tek vicdanlarını kullanmaya kıyamıyorlar.

Şöyle bir bakıyorum. Her sözleri beyin gargarası.  Omurgaları, cüsselerinden istifa etmiş, söz diye sarf ettikleri balata yanığı. Takım elbiseli bulaşık süngerleri, kirleterek yıkamaya çalışan acemi temizlikçiler. Sahtekarlığa doyan bünyenin çektiği açlığa şeref açlığı diyoruz. Bir deri bir kemik kalan adamlığı böyle tarif ederim kusura bakmayın.

 Azar azar yazıyorum ki bunların dürüst habercilik yalanlarını bütün bütün yutmayalım diye! Kimden bahsediyorum. Sabahları vicdanını ve adamlığını bir sudan geçirmeden, hakikat gözü çapak içinde kalkıp haber sunmaya çalışan şeyden “ İsmail Küçükkaya” dan bahsediyorum.

Onurları çok hareketli bir fay hattı üzerinde olduğundan bir artçıyla maskelerinin altında kalıyorlar.  Ucuzluğun münbitleri.

 Dün yapıştı ekrana büyük bir salya şelalesi eşliğinde “ Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan’ın eşinde bylock çıktığını ve Bakan Sayan’ın da bu sebeple eşinden boşandığı iftirasını sıçrattı. Bu batak çekirgeleri sıçrar ve sıçratır boşuna demiyorlar çöpün ağzını sıkı bağlayın kokutmasın diye!

O bir anne. Önce, iki evladının Bakanı. Senin zirai atık bile olmayacak haberlerin hırsın o yüksek egonun dağladığı cüssen mutmain olacak diye önce bir anneyi bir vatanseveri , bir kadını bu şekilde vuramazsın. Gerçi sen adamlık poligonunda sürekli ıskalayan haberciliğinle nam salmış zavallısın.

Kusura bakma da mahalle kuaförlerinin tırnak yontarken verdiği haber, senin yaptığın habercilikten daha hijyeniktir. O en azından onlar haber verir sen iftira atıyorsun. Hem de o kadar ucuz ki, gözlerini kamyon farı gibi açıp dedikodu yumurtlayacağına vicdanını bir güncelleseydin. Güncelleseydin de beyniniz güneş görseydi biraz.

Eğer senden değilse, iftira at, eğer senden değilse vur gitsin. Diyorum ya şeref züğürtlüğü parayla telafi edilecek bir durum değil. Takviye yapman için stoklu gitmen lazım.

Ne diyeyim cidden midem bulandı. Klavye galoşu diye bir şey icat etsem  bu iftiranıza direkt temas etmemek için kullanırdım. İğrendim sizin şu ideolojik nefretinizle hakikati boğma telaşlarınızdan.

Kimilerinde devasadır adamlık, kimilerinde  ekran boyutu kadar.  Kimilerini hakikat aydınlatır senin gibileri de sadece stüdyo ışığı.

Senin işin o stüdyodan çıkınca biter ama hakikat seni ve senin gibi ezik portakalları sıkacak bir başlangıç olacaktır her zaman.

Eyvallah.

YORUM EKLE