Önay Alpago, referandumu değerlendirdi

Önay Alpago, partisinin İlçe Teşkilat binasında düzenlenen basın toplantısında, referandum sürecinde çok iyi Anayasa öğrencisi gibi çalıştıklarını belirtti.

Önay Alpago, referandumu değerlendirdi

Devlet Eski Bakanı Önay Alpago, CHP Kdz.Ereğli ilçe teşkilatında referandum ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Alpago, “Biz zamanında Çanakkale’den geçmek isteyenlere hayır dedik, önümüze dayatılan Mondros’a, Sevr’e hayır dedik. Şimdi sıra bu kuşaklarda. O büyük dedelerine, cumhuriyeti kuranlara, bağımsızlık savaşını kazananlara ve Atatürk’ün hakkını bize helal etmesini isteyenlere bakarak bu referandumda tavan yapan Hayır oylarını Ereğli’den çıkaracağız” dedi.

Alpago, partisinin İlçe Teşkilat binasında düzenlenen basın toplantısında, referandum sürecinde çok iyi Anayasa öğrencisi gibi çalıştıklarını belirterek şunları söyledi:

“Prof. Dr. Kemal Gözer , kitabında ‘Bir otobüs projesi var, bu projedeki otobüsü değerlendirmeliyiz, önümüze getirilen otobüsün sadece beşinci vitesi var ve freni yok. Beşinci vitesi olan, freni olmayan bu otobüsü kim kullansa kaza yapar. İlle bir şoföre takılmayın. Kim kullanırsa kullansın kaza yapar’ diyor. Otobüsün kaptanı da önemli, otobüs öyle bir otobüs olmadığı halde ne kadar çok kazaya yol açan bir kaptan olduğunu gördük.

Önümüze getirilen anayasa taslağı, bundan önceki referandumlara benzemiyor. Buradaki 18 madde öncelikle rejim değişikliğini, daha sonra ulus devlet olma özelliğini, onun yanında millet beraberliğini yok etme hedefine yönelik bir anayasa değişikliğidir. Eskiden veliler çocuklarını okula götürürken, ‘eti senin, kemiği benim’ derlermiş. Biz bu taslakla bir kişiye diyoruz ki, ‘, Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan herkesi etiyle sütüyle sana emanet ediyoruz’.”

“TASLAKTA TOPLUMSAL TALEPLER YOK”

Anayasa maddelerinin kimi zaman değişebileceğini ama bu değişikliklerin yaşamda gerçekleşen değişimlere yetmemesi veya toplumsal talepler halinde yapıldığını ifade eden Alpago şöyle devam etti:

“Hepimizin toplumsal talepleri nedir; ekonomik sıkıntılar, terör sorunu, işsizlik sorunu ve barış içinde bu coğrafyada yaşayabilme sorunu. Hazırlanan anayasa değişikliğinde bu taleplerimizi karşılayan düzenlemeler var mı diye bakıyoruz. Ülkemizde 6 milyon 700 bin işsiz var. Bunun yüzde 25’i genç işsizdir. Çoğu üniversite mezunu işsizlerdir. Bu işsizlerin arasında artık iş aramaktan umudunu kaybedenler bu sayıya dahil değil. İş arayan emekliler bu sayıya dahil değil.

Ne yazık ki ülkemizde son on yılda 183 cezaevi açmakla övünen Adalet Bakanı, önümüzdeki  5 yıl içinde de 175 tane daha cezaevi açacağının müjdesini veriyor. Bir tek fabrika yoktur, yeni bir istihdam alanı yoktur, tam tersine ya olanlar kapanmakta, ya da küçülmektedir. Hala şehitlerin geldiği bir ülkeyiz. Baktığım her duvarda oğlumun anısını görüyorum diyen annelerin acısını biz kendi içimizde hissediyoruz. 15 yıldır tek başına iktidar olan bu iktidar bu sorunu da bitirebilmiş değil.  Anayasa taslağında teröre ilişkin bir çözüm maddesi var mı. O da yok.

“TÜRKİYE FERMANLARLA YÖNETİLECEK”

ALpago, adaletin doğru tecellisi için düzenleme, bölgesel barışa hizmet edecek bir düzenleme de bulunmadığını da belirterek, “Bu anayasa değişikliği bir kişinin işine yarıyor, o bir kişi şu anda anayasayı ihlal ediyor.  Anayasayı ihlalden kurtulmak için hukuki bir güvence arıyor,  ama ihlal etmeye de devam ediyor” dedi.

“Hiçbir milletvekili tarafsızlık için yemin etmek. Sadece Cumhurbaşkanı bu yemini eder. Ama meydan meydan meydan evet oyu isteyen, tarafsızlık yeminini çiğneyen bir cumhurbaşkanı var. Bu da yetmiyor, millete ait egemenliğin meclisten alınarak kendisine verilmesini talep ediyor. Oysaki meclisin duvarında, hepimizin yüreğinde yazılı olan ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ sözünün ne anlama geldiğini biliyoruz. Kayıtsız Şartsız sözü egemenliğin bir zerresinden bile vazgeçmemek demektir.

Buna rağmen anayasanın altıncı maddesinde yazılı olan egemenlik hakkının kullanımı kimseye verilemez denmesine rağmen, egemenlik büyük ölçüde bir kişiye verilmektedir. Türkiye bir kişinin iki dudağı arasından çıkan ve kaleminden şekillenen kararnameler veya kanun gücünde fermanlarla yönetilecektir bundan sonra.”

TBMM’nin temelde kanun yapmak, yürütme organını denetlemek ve bütçeyi hazırlama görevleri bulunduğunu belirten Alpago “Bu yetki tümüyle cumhurbaşkanına veriliyor. Bütçeyi tek başına Cumhurbaşkanı yapacak. Meclis kanun yapacak ama onun yanında KHK’larla yasama gücünün büyük bölümünü cumhurbaşkanı kullanacak.  Yasama organının yürütme organı üzerindeki denetim mekanizmalarının büyük ölçüde kaldırıldığını görüyoruz” dedi.

“VALİ VE İLÇE BAŞKANI GÜÇ ÇATIŞMASI YAŞAR”

Partili cumhurbaşkanı kavramını da eleştiren Alpago, bu durumda seçilen kişinin yalnızca kendi seçmenlerinin cumhurbaşkanı olacağını öne sürerek şunları söyledi:

“Eğer evet çıkarsa Allah korusun, çıkmayacağına inanıyorum ama şu örnek çift başlılığın en önemli örneğidir.  Devletin valisi, cumhurbaşkanı kararıyla atanır ve orada cumhurbaşkanını temsil eder. O partinin il başkanı da partisinin genel başkanını temsil eder. Devletin valisi bir siyasi partinin genel başkanının imzaladığı bir vali olacaktır.  O zaman o ilde, o ilçede, partinin ilk başkanı ya da ilçe başkanıyla o devletin valisi ve kaymakamı aynı kimliği taşıyan, aynı imzadan çıkan ve karşı karşıya yetki ve güç çatışması yaşayan iki insan olacaktır.”

Dünyada parlamenter sistemden başkanlık sisteme geçelim diyen ülkenin bulunmadığını ifade eden Alpago , “Varlığımızı, birliğimizi, insan haklarımızı borçlu olduğumuz, öfkelensek de, umutsuzluğa kapılsak da bir gün düzelir diye umut beslediğimiz bu parlamenter rejimden diktatoryal rejime geçmek isteyen tek ülke durumuna getirildik” diye konuştu.

Alpago halkoylaması  sonucuna ilişkin olarak ise “Yalnızca kendi ülkemizin insanına değil, tüm dünyaya, ‘Bütün dünyaya mahcubiyetimiz var diyeceğiz, ya da bu anayasa her türlü baskıya rağmen reddetmesini bilen kahramanlarca şekillendirilmiştir,’ diye yazacağız. Böyle bir referandum dünyada hiçbir yerde yoktur” değerlendirmesinde bulundu.

“EREĞLİ’DE HAYIR TAVAN YAPACAK”

Alpago, ufak tefek oranlarla kazanılan bir Hayır’ı arzulamadıklarını belirterek, “Sonuç yüzde 60 ve üstünü hedeflemek olmalıdır” diye konuştu.

Ereğli’nin her zaman güzel sonuçlar veren bir ilçe olduğunu belirten Alpago, “Bu hayat bizim, bu kader bizim. Kendi ellerimizle buna sahip çıkacağız. Hiçkimse kurtarıcımız değil. Eğer bu referanduma gitmez ve kaybedersek, bir daha önümüze referandum sandığı gelmeyecektir, belki seçim sandığı gelmeyecektir. Bu hep böyle olmuştur. O nedenle bizim için, çocuklarımız için, memleketimiz için, geleceğimiz için, doğacak çocuklarımız için, Atatürk devrimlerine ve ilkelerine, çok partili rejim içinde büyütmeye çalıştığımız demokrasimize sahip çıkma zamanıdır. Eğer biz sahip çıkmazsak sahip çıkacak kimse yok. En güzel sonucu Ereğli’den alalım. Söyleyecek çok sözümüz var. Bunları toparladığımızda şunu söylüyoruz. Biz zamanında Çanakkale’den geçmek isteyenlere hayır dedik, önümüze dayatılan Mondros’a, Sevr’e hayır dedik. Şimdi sıra bu kuşaklarda. O büyük dedelerine, cumhuriyeti kuranlara, bağımsızlık savaşını kazananlara ve Atatürk’ün hakkını bize helal etmesini isteyenlere bakarak bu referandumda tavan yapan Hayır oylarını Ereğli’den çıkaracağız.”

DEMİRTAŞ: “EN AZ YÜZDE 55 HAYIR BEKLİYORUM”

CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, Alpago’nun önemli bir hukukçu olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Halkoylamasıyla ilgili iki aydır yürüttüğümüz çalışmalarda sona geldiğimiz bu günlerde sonuç olarak Hayır’ların çok önde olacağını düşünüyorum.  Çünkü köylere de gittik, mahallelere de gittik, Zonguldak’ın birçok yerini gördük, Düzce ve başka illere de gittim. Başka illeri de gözlemleme fırsatım oldu. Referandum anketleri de durumu gösteriyor. Hayır’ların en az yüzde 55 civarında olacağını düşünüyorum. Zonguldak’ta da yüzde 59-60 gibi bir rakam tahmin ediyorum. Bunun değişik gerekçeleri var. Vatandaşlarımız bu referandum döneminde iktidarın yanlış yönlendirmesiyle kafa karışıklığı yaşamış olsa da, son raddede bu değişikliğin Türkiye’yi nasıl bir felakete sürükleyeceğini gördüğümü düşünüyorum. Birçok AK Partili arkadaşımın, MHP’li arkadaşımın parti aidiyeti içinde hareket etmediğine şahit oldum. Dolayısıyla vatandaşlarımıza halkoylamasının içeriğini anlattığımız zaman vatandaşların tercihinin hep hayır yönünde olduğuna şahit olduk. Özellikle Türkiye’nin üniter yapısının bozulmasına yönelik konulan tuzak maddeler vatandaşların kapısında çok ciddi soru işaretlerine yol açmış durumda.

Dün akşam Sayın Bahçeli’nin açıklamalarından anlaşılıyor ki, onun da kafası karışık. Dolayısıyla bu üniter yapının bozulmaması, birlik bütünlüğümüzün sağlanması açısından hayır denmesi gerektiğini görüyoruz. Bu anayasa değişikliğinde bir kontrol olmadığını, fren olmadığını, kontrolsüz bir güç yarattığını vatandaşlarımız gördü. Çünkü Evet’i savunan partilerin gerekçeleri yok. Temelinden çökmüş durumda Evet tezleri. Sadece Kılıçdaroğlu üzerinden bir kampanya yürüttüler. Genel seçim varmış gibi bir kampanya yürüttüler. Bunu da vatandaşımız gördü. Ben sonucun hayırlı olacağına inanıyorum.”

CHP İlçe Başkanı Şerif Sertan Ocakcı, “Kendisini burada görmekten ötürü çok mutluyuz” dedi.

Güncelleme Tarihi: 14 Nisan 2017, 13:32
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER