Vali Bektaş ve Kent Konseyi!

Özel İdare ve Köylere Hizmet Götürme Birliği tarafından köylere dağıtılan kanalizasyon boruları başta olmak üzere parke-çakıl gibi malzemelerin nasıl kullanıldığının takibinin yapılmadığını gündeme getirmiştim defalarca…

Köylerde yol kenarlarında yığılı parkeler…

Kamyon kamyon çakıllar…

Bekleyen kanalizasyon boruları…

Muhtarlar istiyor, ilgililer de veriyor…

Nasılsa var bu!

Ama hiçbir şekilde denetiminin yapıldığını görmedik…

Yıllar önce köylere verilen ancak halen bekleyen kanalizasyon boruları var…

Bir çok muhtar parkeleri harcayacak yer bulamadıkları için tarla yollarına bile parke yapılmaya başlanmıştı…

Çimentolar zaten kapanın elinde kalıyor…

İşte bu probleme Zonguldak Valisi Sayın Erdoğan Bektaş el attı…

Bazen hiç kimseye haber vermeden rast gele köylere giden Vali Erdoğan Bektaş bakın ne yapıyor?

Encümen toplantısında encümen üyeleri köylere parke mi istiyor?

Vali bey çıkartıyor fotoğrafları; Önce yol kenarlarında yığılı bekleyen parkeleri harcayın…

Çakıl mı istiyorlar?

Vali bey yine bizzat kendisi çektiği fotoğracfları gösteriyor encümen üyelerine; Bunlar ne?

Dolayısı ile encümen üyeleri söyleyecek söz bulamıyorlar…

Vali beyi kutluyorum…

Bugüne kadar denetimsizlik almış başını gitmiş!

Devletin malı heba edilmiş…

Bundan sonra da böyle olacak hali yok elbette…

Son bir veya iki yılda köylere verilen parke, çakıl, çimento ve kanalizasyon borularının ciddi anlamda takibi yapılsa israfı göreceksiniz…

KENT KONSEYİ

Cumartesi günü Kdz. Ereğli Kent Konseyi’nin genel kurulu yapıldı AKM’de…

105 delege katıldı…

Kdz. Ereğli Belediye Meclis Üyesi Gökhan Günay tek liste ile girdiği seçimde üyelerin tamamının oyunu aldı…

“Baba dostu” dediği eski Başkan Yusuf Karaoğlu’nun elini öperek kendisine teşekkür etti Günay…

Benim bu kongrede en çok dikkatimi çeken eski Başkan Yusuf Karaoğlu’nun konuşması oldu…

Karaoğlu Ereğli’de yıllardır faaliyet gösteren kendi çapında bir işadamıdır…

Bir çok işadamı gibi işleri zora girdi…

Çalmadı çırpmadı ama, bir çok işadamı gibi onunda piyasaya borcunun olması gayet doğal..

Yaklaşık bir yıldır Karoğlu için linç kampanyası başlatıldı Ereğli’de…

Neymiş bir bayana borcu varmış…

Karaoğlundan alacağı olan bayanı da dinledim, Yusuf beyi de…

Yusuf bey diyor ki; Ben borcumu inkar etmiyorum ki. Getirsin senedimi vereyim borcumu!

Ama senet ortada yok!

İddiaya göre tahsilat için bitakım karanlık kişilere verilmiş!

Alacaklının kendisi hakkında Savcılığa bulunduğu suç duyurusunda bile kavuşturmaya yer olmadığına dair karar çıkmış…

Bunlara cevap verdi konuşmasında Karaoğlu…

Her zamanki gibi beyefendiliğini bozmadan ağır konuştu!

Dedi ki; İşim bozuldu!

Peki, benim bir daireyi 3 kişiye sattığımı gördünüz mü?

Çaldığımı, dolandırdığımı gördünüz mü?

Aday olmadığı kongrede kendisi hakkında bir yıldır yapılan linç kampanyasına cevap verdi…

Bu konuda söylenecek çok şey var!

Ben eminim ki, Karaoğlu’nu o borcundan dolayı linç etmeye çalışan gazetecilerin bile dünya borcu vardır!

Hangimizin borcu yok ki?

Bir insanı borcundan dolayı karalamak ahlaksızlık değil de ne?

Borcunu inkar etmeyeni, ama ödeme zorluğu çekeni yerden yere vur, bir daireyi 3-5 kişiye satıp piyasayı dolandıranı göklere çıkart!

Neyse!

Ama gazetecilik bu değil ve olmamalı!

YORUM EKLE