DEMİRCİ; 58. MADDE GERİ ÇEKİLMELİDİR

DEMİRCİ; 58. MADDE GERİ ÇEKİLMELİDİR

DEMİRCİ; 58. MADDE GERİ ÇEKİLMELİDİR

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Yönetimi, Torba Yasa Tasarısı’nın 58. Maddesinin içeriği, getireceği riskler ve sakıncaları üretim bölgelerinde maden işçilerine anlatıyor.

GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci ile Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, Genel Mali Sekreter Adnan Tıska, Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Kahraman Kabasakal, GMİS’e bağlı Karadon, Kozlu, Üzülmez, Armutçuk, Merkez Servisleri, Amasra Şubelerinin başkanları ve yönetim kurulu üyeleri; Üzülmez Müessesesi, Kozlu Müessesesi, Amasra Müessesesi ve Karadon Müessesesi Gelik İşletmesi’nin ardından 31 Ekim 2017 tarihinde TTK Karadon Müessesesi Kilimli İşletmesi’nde çalışan maden işçilerini ziyaret ederek bilgi verdiler.

Genel Başkan Ahmet Demirci, Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu ile Genel Mali Sekreter Adnan Tıska maden işçilerine hitaben birer konuşma yaptı.

Konuşmalar sırasında madenciler; “Madenler bizimdir bizim kalacak”, “TTK’ya uzanan eller kırılsın”, “Madenci feneri sönmeyecek”, “İşte madenci işte sendika” sloganlarını attılar.

TISKA; ÖZEL SEKTÖR, VERİLEN MADEN SAHALARINI İŞLETEMEDİ

İlk konuşmayı GMİS Genel Mali Sekreteri Adnan Tıska yaptı.

Karadon’da 2010 yılında taşeron şirkette çalışan 30 madencinin cenazesini çıkardıklarını belirterek, özel sektörün diğer sahalarda da başarılı olamadığına dikkat çekti ve “Halen daha bu madenleri özel sektöre vermenin hesabını yapıyorlar” dedi.

Tıska şöyle konuştu;

“Değerli arkadaşlarım öncelikle sizlere torba yasa tasarısının 58. Maddesiyle ilgili bilgi vereceğim.

10 gün önce bir torba yasa tasarısı düzenlendi. Bu torba yasada TTK ve TKİ ile ilgili 58. Madde ile, Kuruma TTK’nın bütün olan ruhsatlarının bölünebilmesi yetkisi veriliyor. Bu ne demektir ileride, önümüzdeki günlerde TTK’nın sahalarının özel sektöre verilebilmesinin önünün açılması demektir.

Buna gerekçe olarak, elimizde bulunan atıl durumdaki sahaların verilmesi için bunu yapıyoruz deselerde bu bizim için tehdit oluşturuyor.

Biz Sendika olarak bu duyumu alır almaz, Sayın Genel Başkan Yardımcımız İsa Mutlu ile beraber Plan ve Bütçe Komisyonu’na gittik. Arkadaşımız orada güzel bir konuşma yaptı. Riskleri anlatmamıza rağmen iktidar partisinin oy çokluğuyla komisyondan geçti. Fakat önümüzdeki günlerde, komisyondan geçen bu maddenin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde oylaması olacak.

Biz bu maddenin Meclis’te kabul edilmemesi, tasarıdan çıkarılması için 1 haftadır mücadele ediyoruz ve tüm bölgelerimizdeki arkadaşlarımıza bilgi veriyoruz. Temsilciler Kurulumuzu topladık, STKlarla toplantı yaptık. Önümüzdeki günlerde kitlesel bir basın açıklaması yapacağız. Sizleri oraya eksiksiz olarak bekliyorum.

Bu yasanın bizlere getireceği tehlikeler var. Biz burada özel sektörün ne demek olduğunu gördük. Biz bu ocaktan taşeron şirkette çalışan 30 arkadaşımızın cenazesini çıkarttık.

Biz diyoruz  ki madenlerin devlet eliyle işletilmesi lazım.

Çünkü daha önce özel sektöre verilen sahaları özel sektör işletemedi.

Üzülmez’de Soma A.Ş. bir sahayı ihale ile aldı. “2 bin işçi istihdam edeceğim, 5 milyon ton kömür üreteceğim” dedi, 1 ton kömür bile çıkarmadan bıraktı gitti.

Eren Enerji, “Ben burada santral kuracağım. Gelik Dikkanat’ı bana verin, ben buradan kömür çıkartıp santralde kullanacağım” dedi. Santrali yaptı, Gelik Dikkanat’tan 1 ton kömür çıkartmadan orayı teslim etti.

Keza Amasra’da Hema A.Ş., 13 yıldan beri orada 1 ton kömür bile çıkartmadı.

Halen daha bu madenleri özel sektöre vermenin hesabını yapıyorlar.

Ben buradan bir kez daha sesleniyorum bu kurumun bir tek çakıl taşını dahi özelleştirmeye kalkarlarsa onların uzattığı elleri kırmasını biliriz”.

 

DEMİRCİ; 58. MADDE GERİ ÇEKİLMELİDİR

GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci de TTK’nın bir çakıl taşının dahi özelleştirilmesine izin vermeyeceklerini ve bu konuda kararlı olduklarını belirtti.

Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun (TTK) göz göre göre zarara sürüklendiğine, Kurumun işçi sayısı ve üretimi düşerken kömür ithalatının arttığına, her yıl 4-5 milyar doların dışarıya gittiğine dikkat çeken Demirci; “Torba Yasa Tasarısı içerisine TTK ve TKİ’yi yani madenlerimizi de koydular. Ekonomik krizin bedelini bize canımızla ödetmek istiyorlar. Karadon, Kozlu, Soma, Ermenek ve diğer faciaları unuttuğumuzu sanıyorlar. Bize yeniden Soma Modeli’ni, hatta daha ağırını dayatıyorlar” dedi.

Demirci şöyle konuştu;

“Madde TBMM Genel Kurulu’na geldiğinde farklı eylemlerimiz olacak.

Gözünüz, kulağınız Sendikanızda ve temsilci arkadaşlarımızda olsun.

Birlik ve beraberlik içerisinde mücadelemizi sürdüreceğiz.

Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun bir çakıl taşının dahi özelleştirilmesine izin vermeyeceğiz. Çünkü özelleştirme ölüm demektir. Bu yasa tasarısı derhal geri çekilmelidir”.

Demirci, 30 Ekim 2017 tarihinde Ankara’da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile yaptıkları görüşme hakkında da bilgi verdi. Demirci, “Bildiğiniz gibi dün (30 Ekim 2017) Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye gittik. Sizlere selamı var. O da bu konuya eğileceğini belirterek çözüm sürecinde yardımcı olacağını söyledi. Kendisine sizin huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ediyoruz” dedi.

 

MUTLU;  HİÇ KİMSE, BU BÖLGEDEKİ İNSANLARI KADERİYLE BAŞBAŞA BIRAKAMAZ.

GMİS Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, kimsenin maden işçilerinin ve Zonguldak’ın kaderiyle oynamasına müsaade etmediklerini ve bundan böyle de etmeyeceklerini belirtti.

Mutlu şöyle konuştu; “Zorlu bir sürecin içerisindeyiz. Konuşmalarımızda hep mücadeleye hazır olmamız gerektiğini söyledik.

Güzel bir toplu sözleşme dönemini geride bıraktık. Sizlerden aldığımız güçle masada çözmeyi başardık.

O zaman da söyledik; Rehavete kapılmayalım, mücadeleye hazır olalım, bizi yok etmek isteyenlere karşı birlikte dinç, dinamik mücadele etme geleneğini geliştirmiş maden işçileri olarak azmimizi ortaya koyalım.

Bu bölgede birkaç tane kömür tüccarının, maden işçisinin kaderiyle, Zonguldak’ın kaderiyle oynamasına asla müsaade etmedik, etmeyeceğiz.

Plan ve Bütçe Komisyonu’nda da ifade ettik. 15 yaşındaki gencecik delikanlıların kaçak ocaklardan çıkarılan cesetlerini hastane önlerine bırakıp kaçanlar, yol kenarlarına bırakıp kaçanlar bu bölgede istediklerini yapamayacaklar.

Mücadeleye hazır olmak zorundayız. Gün mücadele günüdür. Eğer taleplerimiz yerine getirilmezse, bu kurumun her hangi bir müessesesi özelleştirmeyle karşı karşıya getirilirse, dün Gelik-Karadon’un özelleştirilmesi gündeme geldiğinde ne yaptıysak bugün de aynısını yapacağız.

Zannediyorlar ki biz siyasi bir kavga yapıyoruz. Maden işçisi kendi geleceği için değil önce Zonguldak’ın ve ülkesinin geleceği için kavga eder.

Bizim gelecekten tek beklentimiz var; çocuklarımıza aydınlık bir gelecek, yaşanabilir bir Zonguldak bırakmak istiyoruz.

Maden işçisinin işinden, aşından, ekmeğinden ve ülkesinin geleceğinden başka düşüncesi olamaz.

Bu ülke her yıl 30 milyon ton kömürü yurt dışından getiriyor. Her yıl 4.5 milyar dolarımızı dışarıya veriyoruz. Verdiğimiz her dolar, verdiğimiz her kuruş bize kurşun olarak geri dönüyor.

Hiç kimse, bu bölgedeki insanları kaderiyle başbaşa bırakamaz.

Bölgemizde siyaset yapanlara bir kez daha sesleniyorum; Bu bir siyasi kavga değil. Bu kavga, sizin de, sizin çocuklarınızın da kavgası. Gelin bu mücadelede bütün siyasi ayrılıkları, siyaseti bir kenara atalım birlikte olalım.  Zonguldak’ta omuz omuza, gönül gönüle verelim, sadece Zonguldak için isteyelim. Başka derdimiz olmasın.

Geçmişte olduğu gibi, bugün de yarın da maden işçisi bu mücadelede omuz omuza vererek başarılı olacaktır.

Hep beraber, omuz omuza zorluğu, bedeli ne olursa olsun mücadeleye var mısınız? (-Varız)

Gazamız mübarek olsun”.

Konuşmaların ardından madenciler yerin yüzlerce metre altında kömür üretmek için ocaklarına indiler.

 

Güncelleme Tarihi: 31 Ekim 2017, 09:59
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER