EMEKLİLERİN YAŞAM STANDARTLARI YÜKSELTİLMELİ

EMEKLİLERİN YAŞAM STANDARTLARI YÜKSELTİLMELİ

TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu CHP Grubu Sözcüsü Ünal Demirtaş, emeklilerin sorunlarını meclis gündemine taşıdı. Emeklilerin sorunlarının Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından araştırılması için bir meclis araştırma önergesi veren CHP’li Demirtaş; “ 19 yıllık Ak Parti İktidarları boyunca, emekliler için her yıl bir öncekinden çok daha zor hale gelmiştir.Vatandaşlarımız, çalışırken, zaten kısıtlı imkanlarla hayatlarını idame ettirirken, emekliliklerinde çok daha kötü koşullara mahkum olmaktadır” dedi.

CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, önergesinde şunları ifade etti;

DİNLENMEK YOK, ÇALIŞMAYA DEVAM

Yıllarca çalışıp, üreten, ülke ekonomisine önemli ve büyük katkılar sunan insanların, emekliliklerinde ekonomik ve sosyal açıdan rahat ve huzurlu bir hayat sürmek en doğal haklarıdır. Ancak bugün, ülkemizde, emekliler Ak Parti hükümetlerince en fazla mağdur edilen kesim olmuştur. Ak Parti iktidarlarının hatalı politikaları nedeniyle emekliler, aylık bağlama oranları yıllar içinde sürekli düşürülen, intibakları yapılmayan, hakları tırpanlanan, geçimleri zorlaşan ve emekli olmalarına rağmen çalışmaya devam etmek zorunda kalan bir toplum kesimi olmuştur. Yapılan araştırmalara göre; ülkemizdeki ekonomik buhranın en fazla etkilediği kesimlerden biri de emeklilerdir. Günden güne artan enflasyon karşısında; emeklilerin aldığı maaşlar yetmemekte, bu nedenle de emeklilerin önemli bir kısmı, dinlenecekleri, huzur ve mutluluk içinde yaşayacakları bu dönemde çalışmak zorunda kalmaktadır.

8 MİLYON EMEKLİNİN MAAŞI AÇLIK SINIRININ ALTINDA

Bugün ülkemizde Ocak 2021 itibariyle,4 milyon 150 bin 805’i hak sahipliği, 9 milyon 126 bin 889’u yaşlılık aylığı olmak üzere toplam 13 milyon 277 bin 694 vardır.Emeklilerimiz, ağır ekonomik sorunlar ve yaşam koşulları altında ezilmekte, aldığı maaşlarla geçinememektedir. Ülkemizde emeklilerin 8 milyonu açlık sınırı altında emekli maaşı almakta ve hayatını devam ettirememektedir. Bu nedenle de emeklilerin, maalesef en az3 milyonu bir işte çalışmak zorunda kalmaktadır. Covid-19 salgını öncesinde de ağır sorunları olan emekliler pandemi süreci ile birlikte daha da çaresiz ve zor durumda kalmıştır. İnsanların emekli olduktan sonra insanca yaşayacakları bir gelire ve emekli olduktan sonra başka bir işte çalışmalarını gerektirmeyecek ekonomik ve sosyal koşullara sahip olmaları sağlanmalı, emeklilerin yaşadığı sorunlar biran önce çözümlenmelidir.

Türkiye’deki 13 milyon 277 bin 694 emeklinin çok büyük bir kesimi aldığı ücret ile geçinememektedir. Türk-İş tarafından,Mart 2021 itibariyle açlık sınırı 2 bin 736 lira olarak açıklanmıştır. Yapılan araştırmalara göre; ülkemizde 8 milyon emekli asgari ücretin, 2.6 milyon emekli ise bin liranın altında aylıkla geçim mücadelesi vermektedir.2021 yılının Ocak-Mart döneminde gıda fiyatlarında yüzde 9,2 oranında artış yaşanmıştır. İlk üç aylık dönemde ekmek, bulgur, un makarna fiyatları yüzde 5,5, et ve balık fiyatları yüzde 7,8, süt, süt ürünleri ve yumurta fiyatları yüzde 18,1, meyve fiyatları ortalama yüzde 4,4, sebze fiyatları yüzde 12,5 oranında zamlanmıştır. Gıda fiyatlarındaki 1 yıllık artış ise yüzde 29,2 olarak açıklanmıştır. Bu zamlar karşısında emeklilerin aldıkları maaşlarla geçinebilmeleri elbette ki mümkün değildir.

GELİR EŞİTSİZLİĞİNDE TÜRKİYE İLK SIRADA

Emeklilerin yaşadığı mağduriyetin boyutu Türkiye Emekliler Derneği tarafından yapılan araştırma ile daha fazla gün yüzüne çıkmaktadır. Buna göre; emeklilerin yüzde 73,5’u gelirinin istediği gıdayı almaya yetmediğini söylemiş, yüzde 82,7’si ise emekli aylıklarının yetersiz olduğunu ve yüzde 55,6’sı kredi ve kredi kartı borcu bulunduğunu ifade etmiştir. Ve maalesef, emeklilerin yüzde 84,5’i asgari yaşam gelir modeli talep ettiğini ifade etmiştir. Yapılan araştırmaya katılan emeklilerin yüzde 91,6’sı, emekli aylıklarının adil ve eşit olmadığını söylemiştir. Nitekim Türkiye, AB ülkeleri arasında emekliler arası gelir eşitsizliğinde yüzde 7.5’luk oranla ilk sırada yer almaktadır. Almanya’da emekliler arasındaki gelir eşitsizliği yüzde 4.3 iken, Fransa’da yüzde 4.1’dir.Emekliler arası gelir eşitsizliğinde, AB ortalaması yüzde 4.2 olarak açıklanmıştır. Türkiye’de, emekli maaşlarındaki eşitsizlik, hem AB ülkelerinden hem de AB ortalamasından daha yüksek durumdadır.

ÇALIŞAN EMEKLİ SAYISI DAHA DA ARTACAK

Ak Parti İktidarın “Emeklilerin tarihlerinin en iyi gelir seviyesine sahiptir” kandırmacasının aksine ülkemizdeki ekonomik krizin derinleşerek devam etmesi, döviz kurlarının yükselmesi ve yüksek enflasyon karşısında eriyen maaşları ile  emekliler kiralarını, kredi borçlarını, faturalarını ödeyemez çarşıya, pazara çıkamaz hale gelmiştir. Birçok emeklinin maaşına haciz konulmuş durumdadır. Emekliler haciz kıskacı altındadır. Bu nedenle de emekli olan vatandaşlarımızın, çalışmak dışında başka bir alternatifi kalmamaktadır.SGK kayıtlarına göre; emekli aylığı alıp aynı zamanda çalışan kişi sayısı 2015 yılında 55 bin 731 iken, 2019 yılında bu rakam 92 bin 923’e çıkmıştır. Oysa çalışan emeklilerin gerçek rakamı çok daha yüksektir. Çünkü emekliler, ikinci bir işte çalıştıklarında, işverenler tarafından aldıkları maaşın yüzde 15’i oranında dayanışma primi ödemek zorunda kalmaktadır. Bu nedenle emekliler daha çok kayıtdışı çalışmaktadır. Bugün, kayıtdışı ile birlikte ülkemizde toplam çalışan emekli sayısı en az 3 milyondur. Bu çalışanların da 65 yaş üzerinde olanları da 851 bin kişidir. Bu emekliler açısından son derece trajik bir durumdur.

Ülkemizdeki 9 milyon 126 bin 889 yaşlılık aylığı alan emeklinin,5 milyon 922 bin 482’si 4/a kapsamında, iş sözleşmesine bağlı olarak çalışan işçilerden oluşmaktadır. Bir iş sözleşmesine bağlı olarak çalışanların önemi bir kısmı asgari ücret civarında (asgari ücretin biraz altında ya da biraz üzerinde) ücret almaktadır. Yani sigorta primleri asgari ücret üzerinden yatırılmaktadır. Bugün sigorta primleri asgari ücret üzerinden yatırılan işçilerin, emekli olduklarında alacakları ücret 1500 TL ile 2 bin  TL arasındadır. Bu durumda emekliliği hak eden bir işçinin, emekli olduğu dönemde de çalışmaya devam edeceği son derece açıktır. Çünkü sigorta primleri asgari ücret üzerinden yatırılan bir işçi, emekliliğinde açlık sınırının altında bir ücrete mahkum edilmektedir. Bu nedenle çalışan emekli sayısının yıllar içinde katlanarak artması kaçınılmazdır.

PANDEMİDE İLK OLARAK EMEKLİLER İŞTEN ÇIKARILDI

Salgın öncesinde, zaten önemli ve büyük sorunları olan emeklilerin pandemi ile birlikte sorunları daha da artmıştır. Salgın önlemleri kapsamında uygulanan kapanma dönemlerinde, işten ilk çıkarılanlar emekliler olmuştur. Bu dönemde, emekli olduğu halde çalışmaya devam eden 4/a’lıişçi emeklilerinden, yaklaşık 500 bininin işten çıkarıldığı ifade edilmektedir. Üstelik pandemide işten çıkarılan emekliler, emekli oldukları için kısa çalışma ödeneği ya da nakdi ücret desteğinden de faydalanamamıştır. Farklı emeklilik statüsüne sahip milyonlarca emekli zaten zor olan koşullarının pandemi ile daha da kötüleştiğini, temel gıda maddelerine gelen zamlar karşısında da çaresiz kaldığını ifade etmektedir.

SALGINDA EMEKLİYE DESTEK YOK

Pandemi döneminde, yaşadıkları zorluklar karşısında emeklilere iktidar tarafından hiçbir destek verilmemiştir. 25 yıl boyunca Devlet Demir Yollarında çalışan emekli Ali Dönmez, pandemi döneminde hiçbir destek görmediğini, temel tüketim mallarına yapılan zamlarla aldığı emekli maaşının yüzde 50 oranından eridiğini ifade etmiştir. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde uzun yıllar çalışan ve eşi de emekli olan Osman Kemal Elitez, kira faturalar ve çocuklarının giderlerini karşılamakta zorlandığını belirtmiş ve aldıkları emekli maaşlarının nefes almalarına yetmediğini söylemiştir.24 yıl boyunca Tekel’de çalışan Zeliha Aydoğmuş, emekliliğin rahata kavuşacağı dönem olduğun hayal ederken, tam tersini yaşadığını ve çile çektiklerini söylemiştir. Yani geçinemediği için çalışmak zorunda olan emekliler, pandemi döneminde kaderlerine terk edilmiş, salgın karşısında ekonomik açıdan tamamen savunmasız bırakılmıştır. Oysa sosyal devlet gereği özellikle pandemi döneminde toplumun en mağdur kesimlerinden biri olan emeklilere ekonomik olarak yardımda bulunulması gerekir.

2002 yılında emekli olup da çalışan ya da iş arayan emekli oranı yüzde 36,6 iken 2020 yılında bu oran yüzde 46,8’ e yükselmiştir.Ülkemizde yaşlı nüfus yıldan yıla artmaktadır. TÜİK tarafından yapılan açıklamaya göre, yaşlı nüfus son 5 yılda %22.5 oranından artmış ve 2020 yılında 65 yaş üstü kişi sayısının 7 milyon 953 bin 555'e çıktığı ifade edilmiştir.Yaşlı nüfusun, toplam nüfus içindeki oranı ise son beş yılda yüzde 8,2'den yüzde 9,5'e yükselmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi tarafından yapılan araştırmaya göre; 2019 yılı itibariyleülkemizde sadece 65 yaş üstünde olan 851 bin kişi hizmet, sanayi ve inşaat sektöründe çalışmaktadır. Üstelik emekliler, sosyal güvenlik hakkına sahip olmalar nedeniyle, kayıtdışı çalışmaya zorlanmakta ve bu durumu daha kolay kabul etmektedir. Oysa yaşlılık dönemi fiziksel güç ve reflekslerin zayıfladığı bir dönemdir. Bu nedenle yaşlılık döneminde çalışmak zorunda kalanlar, iş kazaları açısından normalden çok daha yüksek risk taşımaktadır. Nitekim Nisan 2021’de İzmir, Aliağa’da, gemi söküm tesislerinde yıllarca çalışan ancak emekli maaşı yetmediği için çalışmaya devam etmek zorunda kalan, 71 yaşındaki Mustafa Şimşek, taşeron işçisi olarak çalıştığı Dalaman Kağıt Fabrikası’nda çöken iskelenin altında kalarak vefat etmiştir.Emekliler, Ak Parti İktidarının yanlış politikalarının bedelini canlarıyla ödemektedir. Tam da bu nedenlerle maalesef ülkemizde vatandaşlarımızın emeklilikte ortalama ömür beklentisi son derece düşüktür. OECD ülkeleri arasında emeklilikte ortalama ömür beklentisi 20.2 yıl iken Türkiye’de 17.6 yıldır. Türkiye 46 ülke arasında emeklilikte ortalama yaşam beklentisi açısından 36’ıncı sırada yer almaktadır.

EMEKLİLERİN YAŞAM STANDARTLARI YÜKSELTİLMELİ

Anayasa’nın 2. maddesi ile düzenlenen sosyal devlet ilkesi gereği, emeklilerimizin içinde bulunduğu tüm bu olumsuz durumlar karşısında, acilen önlem alınması gerekmektedir. Emeklilerin en fazla rahat edecekleri dönemde de çalışmalarını gerektiren ağır ekonomik şartlar karşısında ezilmeleri önlenmelidir. Sosyal devletin koruyucu şemsiyesi altında emeklilerin insanlık onuruna yakışır bir hayat seviyesine ulaşmaları sağlanmalı, büyük çoğunluğu asgari ücretin altında  maaş alan milyonlarca emeklinin en az asgari ücret düzeyinde maaş alması sağlanmalıdır. Emeklilerin yaşam koşullarının iyileştirilmesi için dini bayramlarda ödenen emekli ikramiyeleri 1100 TL olarak belirlenmiştir. Dul ve yetimlere ise dini bayramlarda bayram ikramiyesi olarak ortalama 750 TL ödenmektedir. Oysa 2018 yılından bu yana, emekli ikramiyelerinde hiç artış yapılmamıştır. Emeklilerin içinde olduğu açmaz düşünülerek, emeklilere verilen 1100 TL’lik, dul ve yetimlere verilen ortalama 750 TL’lik bayram ikramiyeleri en az 1500 TL’ye yükseltilerek, emekli ikramiye sayısı da arttırılmalıdır. Özellikle pandemi döneminde emeklilerimizin yaşadığı ekonomik sorunlar da göz önüne alınarak; emeklilere ekonomik destek sağlanmalı, kredi borçları faizsiz olarak ötelenmeli, emeklilerimizden yapılan sosyal güvenlik destek primi, ilaç katkı payı ya da başka ad altında yapılan kesintilerin tamamı kaldırılmalıdır.

Güncelleme Tarihi: 06 Mayıs 2021, 16:14
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER