Demiryolu teker-dingil bağlantılarında hasarı geciktirecek proje

Karabük Üniversitesi (KBÜ) Makine Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri Doç. Dr. Okan Ünal ile Dr. Fazıl Hüsem’in demir yolunda kullanılan teker-dingil komponentlerinin bağlantılarında sürtünmeye bağlı aşınma ve yorulma hasarlarının geciktirilmesini sağlayacak proje, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından desteklenmeye değer bulunurken, hayata geçirilecek projeyle Türkiye’nin bu bağlamda dışa bağımlılığı da ortadan kalkacak.

Demiryolu teker-dingil bağlantılarında hasarı geciktirecek proje

Karabük Üniversitesi (KBÜ) Makine Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri Doç. Dr. Okan Ünal ile Dr. Fazıl Hüsem’in demir yolunda kullanılan teker-dingil komponentlerinin bağlantılarında sürtünmeye bağlı aşınma ve yorulma hasarlarının geciktirilmesini sağlayacak proje, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından desteklenmeye değer bulunurken, hayata geçirilecek projeyle Türkiye’nin bu bağlamda dışa bağımlılığı da ortadan kalkacak.

KBÜ Makine Mühendisliği öğretim üyeleri Doç. Dr. Okan Ünal’ın yürütücülüğünü, Dr. Fazıl Hüsem’in de araştırmacılığını yaptığı "Demir Yolu Dingil-Teker Bağlantılarının Sürtünmeli Temas Aşınmasına Bağlı Yorulma Dayanımlarının Bilyalı Dövme ve Ultrasonik Yüzey İşlem Destekli Yüzey Modifikasyonu ile İyileştirilmesi” başlıklı proje, 2 bin 226 proje arasından seçildi. Projeyle, Türkiye’de benzeri olmayan bu sistemin kurulması ve millileştirilmesi hedefleniyor.

Doç. Dr. Okan Ünal, İhlas Haber Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, çalışma alanlarının metal ve parçaların yorulma dayanımlarını artırma üzerine olduğunu söyledi.

Bu konunun da doğrudan bununla bağlantılı olduğunu ifade eden Ünal, "Demiryolu sektöründe üretilen teker, dingil, ray gibi elemanların hem yüksek yükler altında çalışması hem de aşınmaya bağlı yorulma hasarları, kısa zamanlı değişmelere uğramaları dolayısıyla bu eksiklik üzerine çalışılmış bir proje. Bu proje, TÜBİTAK tarafından kabul edilen 1001 destekli teknolojik ve araştırma geliştirme üzerine destek verilen bir proje. Proje kasamında bu dönem yaklaşık olarak 2 bin 700 civarında bir proje başvurusu gerçekleştirildi" dedi.

"720 bin liralık proje"

Bu projenin değerli olmasının sebebinin çok yüksek bütçeli olduğunu aktaran Ünal, şunları kaydetti:

"Yaklaşık 720 bin lira proje bütçesiyle beraber, kurum ve proje paydaşlarına ödenecek teşvik ikramiyeleri de katıldığından yaklaşık 1 milyon lira destek sağlamaktadır. Projemiz demiryolunda kullanılan hem dönel hareket yapan hem de yüksek yük taşıyan dingil, teker gibi elemanların yorulmaya karşı hasarlarının geciktirilmesi, bakım ve çalışma ömürlerinin uzatılmasıdır. Bu projenin yenilikçi yönü; daha önce Türkiye’de herhangi bir şekilde ne akademik ne endüstriyel çalışma fırsatı bulmamış olan ultrasonik, yani ses üstü hızlarda dövme işlemi yapan bir ekipmanın Karabük Üniversitesine ve dolayısıyla Türkiye’de hem akademik çalışan hem de endüstri paydaşlarına kullanılır hazır hale getirilmesi, projenin en önemli amaçlarından biridir. Daha sonra bu işlemlerin teker ve dingil aksamlarına özellikle demiryolunda kullanılan teker- dingil aksamlarına uygulanması bu projenin ikinci önemli ayağını oluşturmaktadır."

"Millileşme konusunda bizi daha ileriye götürebilecek"

Dr. Öğretim Üyesi Fazıl Hüsem de önemli bir proje olduğunu belirtti. Bu cihazda kullanılan test yöntemlerinden öncelikle akredite olunması gerektiğini vurgulayan Hüsem, şunları söyledi:

"Bugüne kadar yurt dışında yapılmakta olan testlerin tamamını Türkiye’de yapılmasından ziyade bunu yapacak cihazlarında Türkiye’de bulunmasını sağlamak. Bu cihazların Türkiye’ye gelmesi, millileşme konusunda bizi daha ileriye götürebilecek seviyeye gelmiş oluyor. Özellikle lokomotifteki son gelişmeler önem arz etmekte. Bizde bunların ışığında verdiğimiz proje TÜBİTAK tarafından kabul edildi. Bundan sonraki çalışmalarımızı laboratuvarımızda bu cihazın geliştirilmesine yönelik devam ettireceğiz. Bu yapılan çalışmaların uluslararası geçerliliğin olması. Bu cihazda kullanılan test yöntemlerinden öncelikle aktedite olunması gerekiyor. Bunun için bütün çalışmalarımızı yaptık. Makinenin imalatından sonraki süreçte bu yöntemlerden akredite olup, uluslararası bir şekilde daha önce Türkiye’de yapılmayan bu testi, Türkiye’de bulunmayan bu cihazı hem yapıp hem de uluslararası sektörde hizmet verebilmek. Bu testin yapılması için sürekli malzeme akışı, test sonuçları vesaire bunlar için sürekli hem insan gücü hem de maddi sarfiyat oluyordu. Biz bunu engellemiş olacağız hem de cihazı kendimiz yapmış olacağız."

Güncelleme Tarihi: 16 Eylül 2019, 19:22
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER