Hiç kimse şantaja boyun eğmemeli!

Dünkü yazımda, insanların özel hayatlarına giren, eleştiri değil de iftira atan ve santaj yolu ile ilan reklam almaya çalışan gazetecilere sahip çıkılmaması ve bunlara pirim verilmemesi gerektiğinin altını çizmiştim….

Şimdi geçmişte şahit olduğum bir konuyu anlatmak istiyorum size…

Kdz. Ereğli’nin önemli siyasetçilerinden birine, şantaj ve tehdit ile işadamı veya siyasetçilerden avanta-haraç almasıyla ünlü bir gazeteci musallat olur…

Asla şantaj ve tehditlere boyun eğmeyen bu işadamı ve siyasetçi, o gazetecinin şantaj ve tehditlerine de boyun eğmez…

Fakat sabıkalı gazeteci istediğini alamayınca o işadamını hedef tahtası yapar!

Öyle yazılar yazar ki, yenilir yutulur cinsten değil…

İşadamının çocukları, kardeşleri ve yeğenleri ayaklanır…

Ne yapar eder yakınlarını susturmayı başarır bizimkisi…

Dava açar…

Açılan dava sonucunda gazeteci ciddi anlamda bir tazminata mahkum edilir…

Sonrası çok ilginç!

Bir gün, aynı zamanda siyasetçi olan o işadamı ile kahve içerken, Türkiye’de herkesin tanıdığı ve iyi bir makamda olan siyasetçinin biri arar…

Hal hatır sormalardan sonra iş asıl konuya gelir!

“Bu çocuk gelsin senin elini öpsün affet!” der…

Adam şokta!

Der ki; “Efendim siz onun benim için yazdıklarını okudunuz mu?”

Cevap: “Okudum okumasına da, yapmış bir eşeklik. Biz siyasetçiyiz, olur böyle şeyler, boş ver. Bizim için bile neler yazmıyorlar ki!”

Bizimkisi cevap verir: “Efendim benim ailem var, çocuklarım var. Siz bu tür iftira ve hakaretleri kabul edebilirsiniz ama ben edemem, ben sizin anlayışınızda bir siyasetçi değilim, olamam da…”

Devam edelim…

Kdz. Ereğli’de de bir gazeteci, bazı siyasetçiler için asla ispatlayamayacağı ve iftiralar içeren bir haber yapar…

Bazıları susar…

Bazıları da Savcılığa şikayette bulunur…

Sonrasında araya hatırı sayılır bir siyasetçi girer…

Savcılıktan çıkan karar: Kavuşturmaya yer yoktur!

Siyasetçilere sesleniyorum; Lütfen iftira ve hakaret içeren haber ve yorumlar yazmayı alışkanlık edinmiş ve bu yolu geçim kaynağı olarak gören gazetecilere sahip çıkmayın…

İşadamlarına sesleniyorum; Gazetecilerin tehdit ve şantajlarına boyun eğmeyin. Tehdit ve şantaja maruz kalan herkese çağrımdır…

Dürüst siyasetçi ve işadamlarının haklarını her zaman korumaya hazırız…

Karşılık beklemeksizin…

***                                    ***

ZONGULDAK GERİLDİ!

Pusula Gazetesi’nin sahibi Ali Rıza Tığ’ın yaptıkları Zonguldak’ı gerçekten gerdi…

Gazeteciler gergin, işadamları gergin, siyasetçiler gergin…

Bir gazeteci olarak hiç tasvip etmediğim gelişmeleri izliyoruz…

Hiçbir gazeteci devam eden mahkemeler ile ilgili hüküm veremez!

Vermemeli!

Yargı kesin karar vermedikçe hiç kimse suçlu değildir…

Bu meslektaşım insanları tahrik ederek dikkatleri üzerine çekmeye mi çalışıyor acaba?

Yoksa kendisine kurban seçtiği birkaç işadamı veya siyasetçi ile diğerlerine gözdağı mı vermeye çalışıyor?

Sevgili dostum; Bizler yargının üzerinde değiliz…

İnsanları tahrik etmekten vazgeç artık…

Bizler yaşını başını almış insanlarız…

Biraz empati yapalım…

Bölgemizi germek bize yakışmaz…

Geçmiş olsun dileklerimle…

YORUM EKLE