BAKANLIK SORDU, BANKALAR SORMADI...

Edinilen bilgilere göre ME-SA İnşaat Madencilik Hizmet San.Tic. Ltd.Şti , Recep Beytekin ve AYDINHAN İnşaat’ın aynı adres altında, yine aynı bankalarla çalıştıkları, aynı bankalardan teminat mektupları aldıkları ve teminat alınırken birbirlerine kefil oldukları da ortaya çıktı.

Denetimleri ile sıkı bilinen bankaların yaptığı bu uygulamalar şaşkınlık yaratırken, teminat mektuplarına el konulan bankalardan, söz konusu şirket yetkililerinden de konuyla ilgili herhangi bir açıklama gelmedi. İhale veren kamu kurum ve kuruluşları da aynı şekilde konuyla ilgili açıklama yapmaktan kaçınırken, sessizliklerini koruyorlar.

Gazetemizin yaptığı araştırmalar sonucunda; Zonguldak’taki 3 inşaat firmasının kamu kurumlarındaki ihalelere girerek aynı adresten ayrı ayrı teklif verdiklerini, belgeleri ile ortaya koymuştuk.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından bu üç firmaya tüm kamu ihalelerinden yasak cezası verilirken, sonrasında Ereğli’de alınan katı atık depolama ve rehabilitasyon merkezi alanı ihalesi iptal edilerek, 500’er bin TL’lik üç teminat üç teminat da el konulmuştu.

Haberimiz kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, gün geçtikçe ulaşılan bilgi ve belgelerle yapılan uygulamalar herkesi daha da şaşkına çeviriyor.

Adı geçen firmalar; ME-SA İnşaat Madencilik Hizmet San.Tic. Ltd.Şti, Recep Beytekin ve Aydınhan İnşaat’ın, kamu ihalelerine katılırken verdikleri teminat mektuplarını da yine aynı bankalardan ve birbirlerine kefil olarak aldıkları ortaya çıktı.

Söz konusu firmalar ortaklaşa olarak, 6 bankadan birden yine aynı adresleri ve kapı numaraları ile birbirlerine kefil olarak teminat mektupları alındığı edindiğimiz bilgiler arasında.

Bunlardan ME-SA İnşaat Madencilik Hizmet San.Tic. Ltd.Şti; 6 bankadan ayrı ayrı olmak üzere toplamda 7 milyon 800 bin TL

Recep Beytekin; 5 ayrı bankadan 4 milyon 600 bin TL.

Aydınhan İnşaat; 3 bankadan toplamda 1 milyon 200 bin TL.

Teminat kredileri aldıkları öğrenildi.

İnce eleyip sık dokuduğu sanılan bankaların, tüm kamuoyunun bilgisinin aksine teminat mektuplarını verirken kapı numarasına kadar aynı adres gösteren bu üç firmaya nasıl bu kadar rahat davrandığı ise kafaları karıştıran asıl nokta. Şimdi ise vatandaş bu bankalardan, söz konusu firmalara muvazaalı kredi (dolaylı kredi, hileli kredi) verilip verilmediği konusunda bir açıklama bekliyor.

Bilindiği üzere Bakanlık tarafından bu firmalara tüm ihalelerden yasak gelmesinin ardından, 500’er bin TL tutarındaki teminat mektuplarına el konulmuştu. Teminat mektuplarına el konulan bankaların bu konuda nasıl bir yol izleyeceği ise yine merak edilen hususlardan bir diğeri.

Cevap bekleyen önemli bir diğer soru ise; Bankalar aynı adres ve kapı numarasında bulunan kaç firmaya kadar teminat mektubu sağlayarak kredi verebildiği?

BAKANLIK SORDU, KAMU KURUMLARI VE BANKALAR SORMADI!

Devletin önemli gelir kaynağını oluşturan vatandaşlardan toplanan vergilerle yapılan kamu ihalelerinde, kamu kurum ve kuruluşları idarecileri, bu şirketlere verilen ihalelerde bu kadar rahat davranmaları ise dikkat çekici.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile İller Bankası’nın yaptığı basit bir sorgulama sonucu adres bilgilerinin ortak olduğu ortaya çıkabiliyorken ve usulsüzlük yapıldığı anında fark edilmiş, soruşturma sonrasında cezai yaptırım olarak tüm ihalelerden yasak alan bu firmalara ihale veren kamu kurum idarecileri bu sorgulamayı neden yapmadılar?

Bunun yanı sıra bankalar da aynı tavrı izleyerek, teminat mektubu verdikleri gözler önüne serilmesi, kurumların güvenilirliğini sarstı.

CUMHURBAŞKANINA RAĞMEN

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partide oluşan “Metal Yorgunluğu”nun giderilmesi amacıyla uygulamaya koyduğu parti teşkilatlarındaki yenileme kriterlerine uyulmamış, söz konusu şirket sahipleri ve akrabaları Ak Partinin çeşitli yönetim kademelerinde görevlendirilmişlerdir.

Ak Parti’nin, ihale yolsuzlukları, ve şaibe dedikodularından kurtulmak amacı ile “Akrabalık Kriterleri”ni devreye soktuğu halde, siyasi ve maddi rant peşinde koşanların partinin çeşitli kademelerinde yer alması, Cumhurbaşkanının talimatlarının bile göz ardı edilmesi kamuoyu tarafından şaşkınlıkla karşılanıyor.

Geçtiğimiz yıllarda Sayıştay uzmanları tarafından yapılan bir araştırmada; kamu yönetiminde en yaygın ve en fazla zarara yol açan yolsuzluklar kamu ihalelerinde yapıldığı ortaya konmuştu.

Vatandaşın cebinden çıkan vergiler, tüyü bitmemiş yetimlerin haklarının bu kadar kolay gasp edilebiliyor olmasından kamuoyu rahatsız olurken, Cumhurbaşkanının kesin talimatına rağmen, ısrarla partinin yönetim kademelerinde görev alma isteklerinin, gözlerini nasıl bir hırs bürüdüğünün de bir göstergesi.

 KAMUOYU ŞAŞKIN!

ME-SA İnşaat Madencilik Hizmet San.Tic. Ltd.Şti şirketinin ortaklarından Sabri Tığ’ın kardeşi ve Pusula Gazetesi’nin sahibi olan Ali Rıza Tığ; çete soruşturması sırasında telefon dinlemesine takılarak,  çıkar sağlamak amacı ile bazı kişilere baskı yaptığı yönünde konuşmaları emniyet güçleri tarafından belgelenmişti. Yine bu yerel basın organını kullanarak kamu kurum yöneticilerini baskı altına almaya çalıştığı yönünde iddialar bulunmakta.

Siyasilerin ve bazı bürokratların böylesine geniş bir tezgaha göz göre göre nasıl izin vermeleri ise olayın başka bir yönü. Şehrin idarecilerin bu olaylar karşısında izleyecekleri yol hakkında ise sessizliklerini koruyorlar.