hükümet, bu arada, madenlerin işçiler tarafından işletilmesi önerisini gündeme getirmişti. Sendika ise, öncelikle ´´işletmenin tüm borçlarının ödenmesi, kıdem tazminatı karşılıklarının bir yerde bloke edilmesi, Türkiye Demir-Çelik İşletmeleri&[#]8217;ne dünya fiyatlarının çok altında kömür satılmasından doğan zararın karşılanması ve havzanın durumunun iyileştirilmesine yönelik projelerin uygulanması´´ koşuluyla bunu kabul edeceğini açıkladı.
14 Aralık&[#]8217;ta çeşitli sendikalara üye 100 bin işçi, Zonguldak maden işçilerine destek vermek amacıyla 2 saatlik iş bırakma eylemi yaptı. 22 Aralık´ta da GMİS, ´´Ankara´ya Yürüyüş´´ kararı aldı. 3 Ocak 1991&[#]8217;de Türk-İş tarafından düzenlenen 1 günlük işe gitmeme eylemi yapılırken 4 Ocak&[#]8217;ta işçileri Ankara&[#]8217;ya götürecek olan otobüslerin Zonguldak&[#]8217;a hareketleri ve kente girmeleri güvenlik güçlerince engellendi. Bunun üzerine GMİS Genel Başkanı merhum Şemsi Denizer, işçilere Ankara&[#]8217;ya yürüyerek gidileceğini duyurdu ve yürüyüş aynı gün GMİS genel merkezinden başlatıldı. İşçi ailelerinin de katılımıyla sayıları 70 bine ulaşan yürüyüşçüler, ilk gün Zonguldak&[#]8217;a 33 km. uzaktaki Devrek&[#]8217;e vararak geceyi burada geçirdiler.
Devrek&[#]8217;ten çıkarak yürüyüşe devam eden işçilerin yolu Dorukhan Tüneli´nde komando birlikleri ve çevik kuvvete bağlı polislerce kesildi, ancak yürüyüşçülerin kararlılığı karşısında güvenlik güçleri yolu açtılar. Daha sonra Bolu&[#]8217;nun Mengen ilçesine ulaşan madenciler ve aileleri burada hükümet karşıtı gösteriler yaptılar. 6 Ocak´ta Zonguldak-Mengen yolu kesilerek yürüyüşçülere battaniye, ilaç ve yiyecek gönderilmesi engellendi. Mengen&[#]8217;den Ankara-İstanbul karayoluna doğru hareket eden yürüyüşçülerin yolu Yılancık Köprüsü&[#]8217;ne 200 m. kala jandarma komandoları ve polis tarafından kesildi, yol dozerlerle kapatıldı. Denizer ve sendikacılar, Bolu Valisi ve diğer yetkililerle görüşmek için barikatın diğer tarafına geçti, binlerce yürüyüşçü barikat önünde beklemeye başladı. İşçiler geceyi dağlarla çevrili açık arazide geçirdiler ve ateşler yakarak ısındılar. 7 Ocak&[#]8217;ta barikata yakın noktada bekleyen 200 kadar işçi güvenlik güçlerince gözaltına alınırken 8 Ocak&[#]8217;ta Ankara&[#]8217;daki görüşmeleri tamamlayan merhum Denizer yürüyüşe son verildiğini açıkladı. 112 kilometrelik yürüyüş Ankara yolu kavşağına 8 km. kala sona erdirilmişti. Zonguldak&[#]8217;a dönen işçiler greve devam ettiler.
Bu cümlelerde kısaca özetlemeye çalıştığım Büyük Ankara Yürüyüşü, Zonguldak&[#]8217;ın bugün bile yıllardır özlemini duyduğu; haksızlıklar ve yanlış politikalar sebebiyle her geçen gün daha da kötüye giden bölgemizin sesini haykırmak için ihtiyacımız olan tek gücün simgesi olan bir direniştir.
Her zaman savunduğum gibi, yaşanan tüm olumsuzluklar karşısında elimizdeki tek toplumsal güç, demokratik kurallar ve teamüller içerisinde anayasal hak olarak da kabul edilen eylemsel mücadeledir. Bugün Zonguldak&[#]8217;ın kaybettiği en önemli değer, 1991&[#]8217;de Büyük Ankara Yürüyüşü&[#]8217;nde vücut bulan bu eylemci ruhtur.
BU MÜCADELEDEN İLHAM ALINMALI
Bugün Zonguldak&[#]8217;ta yaşamalarına rağmen, yaşatılmak zorunda bırakıldıkları her sıkıntı, sorun ve çileye, elleri böğürlerinde bekleyerek sessiz kalan tüm Zonguldaklılar, 1991&[#]8217;in soğuk kış günlerinde bu büyük işçi mücadelesinde hayat ve omuz veren işçilerimizden ilham almalıdır.
23 yıl önce gösterilen bu büyük mücadelenin tüm kahramanlarını sevgi ve saygıyla yad ediyorum. Bu mücadelenin değerli ismi merhum Şemsi Denizer olmak üzere aramızdan ayrılan tüm maden işçilerimizi de rahmetle anıyor, cefakar ve vefakar maden işçilerimize en derin sevgi ve saygılarımı sunuyorum.