ÖNCE İĞNEYİ KENDİMİZE BATIRALIM

gundemeregli.com-Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri ve YÖK Üyesi Prof. Dr. Mustafa İsen, Fen-Edebiyat Fakülteleri öğrencilerine öğretmenlik hakkının verilmesi konusunda eleştiride bulundu. İsen, &[#]8220;Öncelikle iğneyi kendimize batıralım. Sağda solda sızlandık, serzenişte bulunduk. Ama birtakım şeyler yapabilirdik&[#]8221; diye konuştu.
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi&[#]8217;nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen 8. FEFKON toplantısında Fen-Edebiyat fakültesi mezunlarının istihdamları konusunda panel düzenlendi. Panel başkanlığını yapan Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri ve YÖK Üyesi Prof. Dr. Mustafa İsen, &[#]8220;Buradaki arkadaşların yüzde 90&[#]8217;ının kanaatinin şu olduğunu biliyorum. Efendim biz öğretmenlik hakkı verin bu sorun çözülsün. Arkadaşlar öğretmenlik hakkı, bu problemi bu günden sonra çözmez. 1996 yılından önceki süreç devam ediyor olsaydı, hala problemi o yolla çözebilirdik. Bu gün çözemeyiz. Niye çözemeyiz. Siz çok iyi biliyorsunuz ki, üniversiteye giriş sistemi aşağı yukarı kaliteyi bilgiyi ve zekayı ölçen bir sistem. Sizden 70-80 puan önde, eğitim fakültesinin fizik bölümüne girmiş bir öğrencinin bu başarısı öğretmenlik sınavında da üç aşağı beş yukarı kendini gösterir. Öğretmenlik sınavında hepinize soruyorum bu öğrencilerin zaten sınırlı sayıda kontenjan var. Sınırlı sayıdaki kontenjandan kendilerine bir yer edinmeleri yetersiz. Problemi başka bir noktalarda aramak gibi bir yükümlülük içindeyiz. Burada çok üzülerek söylüyorum, benim meslektaşlarım var. Türkoloji bölümünden arkadaşlar var. 1996 yılından bu yana öğretmenlik hakkı Fen-Edebiyat fakültelerinin elinde büyük ölçüde yok. Biz bu öğrencilerimizin istihdamları ile birinci derecede sorumlu insanlarız&[#]8221; diye konuştu.
Sorumlulukların gerektiği gibi yerine getirilmediğini öne süren İsen, &[#]8220;1996 yılından beri Türk Dili ve Edebiyatı bölümü programlarında okuyan öğrencilerin öğretmenlik mesleği dışında istihdamlarına yönelik ne tür bir yenilik yaptık. Biz varmış gibi, her şey güllük gülistanlıkmış gibi, her şey yolunda gidiyormuş gibi hiçbir şey yapmadan, sağda solda sızlandık, serzenişte bulunduk. Ama bir takım şeyler yapabilirdik. Editörlük diye kendi alanımla ilgili söylüyorum. Böyle bir kurum ve meslek var. Türkiye&[#]8217;de bun çok ciddi derecede ihtiyaç var. Bunun doğal olarak edebiyat fakülteleri alt yapı itibariyle bunu gerçekleştirebilirler. Yok, bunu yapmıyoruz, onun için bu konuda öncelikle iğneyi kendimize batıralım. Niye sorumluluklarımızı gerektiği gibi yerine getirmiyoruz diye düşünelim&[#]8221; diye konuştu.