Sabah Gazetesi'nde yer alan habere göre Bülent Ecevit Üniversitesi'ndeKoronavirüsle mücadelede özverili çalışma sürüyor.
"Koronavirüsün maden kenti olmasının da etkisiyle en çok etkilediği kentlerin başında gelen 596 bin nüfuslu Zonguldak'taki Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde sağlık çalışanlarının canlar kurtarmak için ortaya koydukları özverili çalışmaya tanıklık edildi. Buradaki sağlık emekçilerinin tüm Türkiye'ye mesajı var: Karaelmas diyarındayız, savaşıyoruz ve sonunda kazanacağız.
İşte hastanenin koronavirüs polikliniğinden izlenimlerimiz;
* 52 sağlık emekçisinin canlarını ortaya koyarak çalışırken koronavirüse yakalandığı hastanede bulaş riskine karşı verilen tulumumuzu giyerek, N95 maske, üstüne cerrahi maske, koruyucu siper, eldiven takıp polikliniğinde başhekim yardımcısı Özcan Pişkin'le mesaimize başlıyoruz.
* Üniversite hastanesinin bir bölümü izole edilerek koronavirüs polikliniği olarak ayrılmış. Hastanenin pandemi kurulu 7 gün 24 saat hem hastanedeki hem de şehirdeki bütün gelişmeleri takip ediyor.
* Hastaneye koronavirüs şüphesiyle gelen-getirilen bir kişi, polikliniğe girdikten sonra özel kabinde şikayetleri dinleniyor. Test yapılması kararlaştırılan hastanın boğazından ve burun deliklerinden sürüntü örneği alıyor. Hastanede günde ortalama 500 PCR testi yapılıyor.
* Koronavirüs teşhisi konan hasta özel bölüme yatırılıyor. Hastanede yatan 75 koronavirüs hastasının 20'si yoğun bakımda cihazlara bağlı. Cihazlarla nefes almaya çalışan hastaları görmek virüsün ne kadar tehlikeli olduğunu insana bir kez daha düşündürüyor. Bu özel alanda yüksek bir motivasyonla çalışan sağlık emekçileri hastaları elleriyle besliyor.
* Hastane Başhekimi Şenay Özdolap "Sürece çok hızlı bir şekilde adapte olarak en kötü senaryolar için bile hazırlığımızı yaptık" diyor.
* Koronavirüsü yenerek görevi başına dönen doktor Emre Horus ilk mesai gününde bizi "Buradayım ve işimin başındayım" diye selamlıyor.
* Hastanenin can damarı yoğun bakımda koruyucu kıyafetleri içinde yorgunluğa rağmen yüzler gülüyor. Birçoğu uzun süredir sevdiklerini görmüyor. Hemşire Songül Demirkök "Biz de burada askerler gibi savaşıyoruz. Korkmuyoruz" diyor. Hemşire Adem Altıntaş ise "Sağlık çalışanları olarak en öndeyiz. Bu uzun bir savaş ne zaman sonuçlanacağını bilmiyoruz ama kazanacağız" sözleriyle Türkiye'ye mesaj veriyor.