HAYVANLARI KORUYALIM,SEVELİM

Yarın 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü... Dünya genelinde her yıl 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü olarak kutlanırken, küresel olarak hayvanlara yönelik eziyet ve kötü muamele devam ediyor. Peki Hayvan Hakları nelerdir? Hayvan haklarında hangi ülkeler zayıf durumda? İşte 4 Ekim Hayvanları Koruma Gününe dair detaylar...

Dünya genelinde maddi kazanç ve eğlence amacıyla bir çok hayvan, işkence, eziyet ve kötü muameleye maruz kalıyor.

Dünya genelinde bir çok yerde gelenekler kapsamında hayvanlara eziyetler sürüyor. İspanya'da boğalar boynuzları yakılarak halk arasına salınıyor, Bulgaristan'da köpekler ipe asılıyor, Japonya'da balina, yunus ve foklar vahşice avlanıyor, Çin'de minik hayvanlar anahtarlıklar içerisine hapsediliyor, Güney Amerika'da boğalar güreştiriliyor ve Filipinler'de tavuklar dövülerek öldürülüyor.

Öte yandan dünyanın bir çok yerinde hayvanlar, sirk ve gösteri alanlarında para kazanma uğruna eziyete maruz kalıyor. Zincirlere tutsak edilen hayvanlar, eğitim amacıyla iplere bağlanıyor, elektriğe maruz bırakılıyor, kancalı sopayla dövülüyor, kırbaçlanıyor ve doğal yaşamından koparılıyor.

Hayvan dostları ilk kez İngiltere’de 1822 yılında; hayvanları korumak, insanların hayvanlara iyi davranmalarını, daha iyi koşullarda beslenme ve korunmalarını sağlamak amacıyla Hayvanları Koruma Birliği’ni kurdular. Ülkemizde Hayvanları Koruma Derneği 1908 yılında kuruldu. Aynı amaçla dernekler birleşerek Hollanda’nın başkenti Lahey’de Dünya Hayvanları Koruma Federasyonu’nu oluşturdular.

1931 yılında Floransa’da toplanan bu kuruluş dünya üzerinde yok olma tehdidi altında bulunan hayvan türlerine dikkat çekmek üzere 4 Ekim’i Hayvanları Koruma Günü ilan etti. Bu günün amacı; evrende insanlardan başka canlılar olduğunu anlamak, onların yaşam alanlarına müdahale etmemek, yaşama hakkına saygı duymaktır.

Evde beslenen hayvanlara merhametli davranmak, koruyup kollamak, iyi koşullarda beslenmeleri, duyarlı davranılması konusunda farkındalık yaratmaktır.

15 Ekim 1978’de Paris UNESCO evinde ilan edilen Hayvan Hakları Evrensel Bildirisine göre genel olarak hayvan hakları şu şekildedir;

1. Bütün hayvanlar yaşam önünde eşit doğarlar ve aynı var olma hakkına sahiptirler.

2. Bütün hayvanlar saygı görme hakkına sahiptir. Bir hayvan türü olan insan , öbür hayvanları yok edemez. Bu hakkı çiğneyerek onları sömüremez.Bilgilerini hayvanların hizmetine sunmakla görevlidir. Bütün hayvanların insanca gözetilme, bakılma, ve korunma hakları vardır.

3. Hiçbir hayvana kötü davranılamaz, acımasız ve zalimce eylem yapılamaz. Bir hayvanın öldürülmesi zorunlu olursa, bu bir anda, acı çektirmeden ve korkutmadan yapılmalıdır.

4. Yabani türden olan bütün hayvanlar, kendi özel doğal çevrelerinde karada, havada ve suda yaşama ve üretme hakkına sahiptir. Eğitim amaçlı olsa bile özgürlükten yoksun kılmanın her çeşidi bu hakka aykırıdır.

5.Geleneksel olarak insanların çevresinde yaşayan bir türden olan bütün hayvanlar uyumlu bir biçimde türüne özgü yaşam koşulları ve özgürlük içinde yaşama ve üreme hakkına sahiptir.

6.İnsanların yanlarına aldıkları bütün hayvanlar doğal ömür uzunluklarına uygun sürece yaşama hakkına sahiptir. Bir hayvanı terk etmek acımasız ve aşağılık bir davranıştır.

7.Bütün çalışan hayvanlar iş süresi ve yoğunluğunun sınırlandırılması ve güçlerini artırıcı bir beslenme ve dinlenme hakkına sahiptir.

8.Hayvanlara fiziki ya da psikolojik bir acı çektiren deneyler yapmak hayvan haklarına aykırıdır. Tıbbi, bilimsel, ticari ve başkaca biçimlerdeki her türlü deneyler için de durum böyledir.

9.Hayvan beslenmek için yetiştirilmişse de bakılmalı, barındırılmalı, taşınmalı, ölümü de acı çektirmeden ve korkutmadan olmalıdır.

10.Hayvanlardan insanların eğlencesi olsun diye yararlanılamaz, hayvanların seyrettirilmesi ve hayvanlardan yararlanılan gösteriler hayvan onuruna aykırıdır.

11.Zorunluluk olmaksızın bir hayvanın öldürülmesi yaşama karşı suçtur.

12.Çok sayıda yabani hayvanın öldürülmesi demek olan her davranış bir soykırım, yani bir suçtur.

13. Hayvan ölümüne de saygı göstermek gerekir. Hayvanın öldürüldüğü şiddet sahneleri sinema ve televizyonda yasaklanmalıdır.

14. Hayvanları koruma ve savunma kuralları, hükümet düzeyinde temsil olunmalıdır.Hayvan hakları da insan hakları gibi yasayla korunmalıdır.

Doğadaki canlılar içinde en gelişmişi olan biz insanlar var olduğumuzdan beri çeşitli ihtiyaçlarımızı yakın çevremizden ve çoğunlukla da hayvanlarla bitkilerden sağladık ve sağlıyoruz.

İlk çağlarda vahşi hayvanlar insanlar için korku kaynağı olmuştur. İlkel insanlar bu korkunun etkisiyle kendilerini koruyabilmek için hayvanlarla savaşmışlardır. Korku ve açlık, onlara avlanmayı öğretmiştir. Avladıkları hayvanlar sayesinde hem doymuş, hem de soğuktan korunmuşlardır. Zamanla insan, bazı hayvanlara karşı korkusunu yenmiş ve onları evcilleştirmiştir. Evcilleştirilen ilk hayvanlar arasında kedi, köpek, dağ keçisi ve ineği sayabiliriz.

İnsan, ilkellikten kurtulup, çağdaşlığa adım atınca, modern silahlarla en vahşi ve güçlü hayvanları bile avlamaktadır. Zevk için yapılan bu bilinçsiz avlar sonucu, birçok hayvanın soyu tükenmiş, bir çoğunun da tükenmeye yüz tutmuştur.

Zamanla insanlar hayvanlardan sadece et, süt, yapağı, deri ve gücün dışında, modern teknoloji’nin de yardımıyla çok yönlü yararlanmayı başarmıştır. Bugün artık hayvansız bir doğa ve hayvanlardan yoksun bir insan yaşantısı düşünmek mümkün değildir. Bununla birlikte hayvanlardan sadece yararlanmayı düşünmek doğru değildir. Onlara gerekli ortam, ilgi ve bakımın da sağlanabilmesi, doğadaki canlıların dengesinin hayvanlar aleyhine bozulmaması gerekmektedir.

Bu amaçlar, doğrultusunda, hemen her ülkede “Hayvanları Koruma Dernekleri” açılmıştır. 1931 yılında da Hayvanları Koruma Kongresinde alınan bir kararla her yıl 4 Ekim günü “Hayvanları Koruma Günü” olarak kabul edilmiştir.

Hayvanları Koruma Derneği, ülkemizde ilk kez İstanbul’da kurulmuş (1924), daha sonra da 1956 yılında Ankara’da bu adda bir dernek açılmıştır. Bu derneğin amacı birçok faydaları olan hayvanların soylarının tükenmesini ve sayılarının azalmasını önlemek, onları korumak ve sevmek, hayvan sevgisinin yaygınlaşmasını sağlamaktır.

Yüzyıllardır insanlar hayvanları ya yapılarına göre ya da cins ve kökenlerine göre gruplandırmışlardır. Bu gruplandırmalardan biri de; 1. Yararlı hayvanlar, 2. Zararlı hayvanlar, 3. Süs hayvanları olmak üzere yapılmıştır.

Yararlı diye düşündüğümüz hayvanların etinden, sütünden, yumurtasından, gücünden, derisinden, yapağısından, gübresinden, kan ve kemiğinden ve akla gelmeyecek pek çok yönlerinden yararlanmaktayız. Dünya ülkelerinin büyük bir bölümünde ve yurdumuzda insanların çoğunun uğraşları, meslekleri veya geçim alanları hayvancılıktır. Hatta bazı deniz ülkeleri büyük ölçüde balıkçılıkla geçimlerini sağlamış ve kalkınabilmişlerdir.

İnsan yaşantısının hemen her alanında hayvanlardan yararlanmak mümkündür. Özellikle beslenmemize olan katkıları vazgeçilmezdir. İnsanın fiziksel gelişiminde çok yardımcı olan proteinli besinlerin hemen çoğu hayvanlardan elde edilmektedir. Yararlanmamız sadece beslenmede midir ki? Hemen her alanda bugün insanlarla hayvanları yan yana görmek mümkündür. Zamanında sadık bir dost, yerinde büyük bir yardımcı ve ortamına göre de sevimli bir can yoldaşıdır hayvanlar…

Çeşitli biçimlerde yararlandığımı^ hayvanları korumak böylece en doğal görevimiz olmaktadır. Onların barınaklarına gerekli özeni gösterip, temiz tutmalıyız. Sağlıklarıyla yakından ilgilenip, hastalıklı hayvanları en yakın veterinerliğe götürmeliyiz. En önemlisi de onlara karşı katı ve sert olmamalıyız.

Elbette bütün hayvanlar yararlı değildirler. Bir bölümü, örneğin fareler, sürüngenler, sinekler, böcekler, parazitler vb. biz insanlara zararlıdırlar. Zararlı hayvanlarla mücadele etmek, onların çevrelerine zarar vermelerini önlemek de bir diğer görevimizdir.

Çağımız hoşgörü ve sevgi çağıdır. Bu nedenle insanların hayvanlara karşı duyacakları sevgi ve onları koruma duyguları daha bir önem kazanmıştır. Hayvanları seven ve onları koruyan insanlarda yardım bilinci gelişir, doğa ve diğer canlılara karşı sevgi ve koruma duyguları sürekli yücelir. Bu durum da her şeyden önce insanın kendisini yücelten önemli bir gelişmedir.

YORUM EKLE