Sevgi, barış ve kardeşlik dolu bir dünya için çalışıyoruz"

Gönüllüler Sevgi, barış ve kardeşlik dolu bir dünya için çalışıyoruz"

Sevgi, barış ve kardeşlik dolu bir dünya için çalışıyoruz"

Gençlik ve Spor Bakanlığınca hayata geçirilen Damla Projesi kapsamında Türkiyenin yanı sıra birçok ülkeden gelip gönüllülük esaslı çalışmalara katılan öğrenciler, tanımadıkları insanların gönüllerini fethediyor.

Gönüllülük esaslı, insan odaklı bir çalışma olan ve dezavantajlı aile ile çocukların hiçbir din, dil ve etnik köken ayrımı yapmadan katılımcı gençlerle bir araya gelmesi, kültürel değerlerin karşılıklı aktarımıyla programın yürütüldüğü yörelerdeki insanlarla katılımcı gençlerin hayata bakış açılarının olumlu yönde etkilenmesi amaçlanan proje, Karabük, Giresun, Artvin, Kars, Ardahan, Hakkari ve Kırıkkalede aynı anda uygulanıyor.

Her bir programı 10 gün süren proje kapsamında üniversitelerde eğitim gören öğrencilerin oluşturduğu dördü yabancı 20 kişilik bir ekip, Bakanlık proje yetkilisi Murat İlker Şen önderliğinde Karabüke gelerek, köylerde okul tamiratı ve boyama çalışmalarına katıldı, kentte mezarlık, şehitlik, sevgi evleri, huzurevi, rehabilitasyon merkezi ve yaşlı ziyaretleri yaptı.

- Sevgi, barış ve kardeşlik dolu bir dünya için çalışıyoruz

Murat İlker Şen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, projenin Bakanlık tarafından 2014 yılından bu yana uygulandığını, bu yıl ise 40 ilde 39 farklı program olarak gerçekleşecek bu projenin şu anda 7 ilde aynı anda yürütüldüğünü söyledi.

Gönüllülük esaslı bir proje olduğunu anlatan Şen, şunları kaydetti:

Unuttuğumuz manevi değerleri gün yüzüne çıkartmak, çocukların gelecekte daha iyi bir dünyada yaşaması için uygulamaya çalıştığımız bir proje. Çeşitli gönüllülük faaliyetleri yapıyoruz. Karabükte huzurevine gittik, sevgi evlerine ve köylere gittik. Yaşlı bir teyzemizin bahçesini düzenledik. Dezavantajlı bir ailenin evine gittik, okullarda çalışma yaptık, çocuklara hediyeler verdik. Bu hediyeler manevi yolda maddi bir araç bizim için. Mezarlıklara gittik, şehitlerimize dua ettik. Doğada bulunan herkes için, her şey için, bu dünyadan göçüp giden değerlerimiz için bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Çok daha yaşanılabilir, sevgi, barış ve kardeşlik dolu bir dünya için çalışıyoruz.

Gittikleri yerlerde çok olumlu tepkiler aldıklarından bahseden Şen, şu anda 40 ilde temsilcilikleri bulunduğunu, 27 üniversitede damla toplulukları olduğunu ve 365 gün sürecek etkinlikler yapmayı planladıklarını vurguladı.

- Biz manevi kısmıyla ilgileniyoruz

Somaliden gelen Sharmarke Abdi Suleiman ise daha önce katılan bir arkadaşı sayesinde projeden haberdar olduğunu ve öyle katıldığını aktardı.

Gönüllü olarak her gün sevgi ve huzur evlerini, yaşlıları, çocukları ziyaret ederek onlarla güzel vakit geçirmeye çalıştıklarını söyleyen Suleiman, şöyle devam etti:

Burada olduğum için mutluyum. Gerçekten zevk alarak programları sürdürüyoruz. Gençler olarak bizim için çok önemli. Ben şanslı olduğumu düşünüyorum. Daha önce hiç huzurevi ve sevgi evlerine gitmemiştim. Biz öğrenciyiz daha. Maddi katkımız olamıyor ama biz manevi kısmıyla ilgileniyoruz. İnsanların bizi karşılaması, yüzlerindeki tebessüm. Ne kadar misafirperver olduklarını görüyoruz. Duygularla anlatmak zor.

Farklı illerden, farklı ülkelerden geldiklerinin altını çizen Suleiman, mezarlıklarda temizlik yaptıklarını, şehitliklere gittiklerini ve çok iyi işlere imza attıklarını, arkadaşlarıyla 40 yılık dost gibi olduklarını sözlerine ekledi.

- Bizim ülkemiz ile burası arasında çok benzerlik buldum

Cezayirden gelen Fawzi Lounis de projeden çok etkilendiğini belirtti.

Karabükte gittikleri bir köyde kendilerine çok sıcak davranıldığına işaret eden Lounis, Bizim ülkemizle burası arasında çok benzerlik buldum. Bizde biraz Osmanlı kültürü var. Köylere gittiğimizde aynı benzeri şeyler buldum. Yemek, elbise olarak. Burada bir müzeye girdim, bizimkilerle aynı elbiseyi buldum, bizim giydiğimiz şeyler. Arkadaşlarla iyi anlaştık. Çatışma yok. Köyde bir teyzeyi ziyaret ettik ve çok etkilendim. Türk insanı misafirperverdir diye duymuştuk, burada tam anlamıyla anladım. Herkes bize yemek verdi. Çok etkilendim. dedi.

- Ulaştığınız her insan, her kalp size bir şeyler veriyor

Projeyi uzun zamandır takip ettiğini aktaran Alparslan Kılıç, Samsundan geldiğini söyledi.

Yaptıkları işin gönüllülük olduğunu ve bu alanda sınırları zorladıklarını dile getiren Kılıç, şunları kaydetti:

Sıradan bir gönüllülük kelimesi değil. Bu işte gerekten bir şeyler almak istiyorsanız ortaya gönlünüzü koymanız gerekiyor. Gönlünüzü ortaya koyduğunuzda iki taraflı sözleşme gibi oluyor. Ulaştığınız her insan, her kalp size bir şeyler veriyor. Karşılıklı etkileşimler çok fazla oluyor. Bu yüzden proje Türkiyede yayılması gereken bir proje.

Güncelleme Tarihi: 29 Temmuz 2017, 08:48
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER