Yönetmen Kaplanoğlu'ndan dağıtımda tekelleşme eleştirisi...

Yönetmen Kaplanoğlu'ndan dağıtımda tekelleşme eleştirisi

Yönetmen Kaplanoğlu'ndan dağıtımda tekelleşme eleştirisi...

KARABÜK - ERSİN TURAN - Yönetmen Semih Kaplanoğlu, Türk filmlerinin dağıtımı konusunda daha duyarlı olunması gerektiğini belirterek, Kültür ve Turizm Bakanlığı senede 60-70 filme destek oluyor ama pek azı sinemalarda gösterim şansı buluyor. dedi.

Kaplanoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son filmi Buğdayın Anadolunun çeşitli yerlerindeki gösterimlerinin devam ettiğini söyledi.

Filmin dağıtımıyla ilgili bazı sıkıntılar yaşadıklarını aktaran Kaplanoğlu, popüler filmler dışındaki filmlerin halka ulaşmasında zorluklar bulunduğunu ancak yapılan organizasyonlarla seyirciye, halka, ulaşılamayan yerlerdeki insanlara ulaşabildiklerini kaydetti.

- Filmlerin herkese ulaşması benim dileğim

Kaplanoğlu, film, gişe ve hasılatta tüm zamanların rekorunun kırılmasının çok önemli olduğunu ancak sinemadaki dağıtım konusunda tekelleşme bulunduğunu savunarak, şunları kaydetti:

Tekelleşme bu düzeyde olmasa sayı belki daha da artar diye düşünüyorum. Birtakım yapımcılar, dağıtım şirketleri ve sinema sahipleri, Türk filmlerinin dağıtımı konusunda daha duyarlı olmalılar. Kültür ve Turizm Bakanlığı senede 60-70 filme destek oluyor ama pek azı sinemalarda gösterim şansı buluyor. İllerimizdeki, ilçelerimizdeki, kasabalarımızdaki kültür merkezleri yenilenerek, restore edilerek, dijitalize edilerek belki dağıtım ağı daha da genişletilebilir ve burada adaletli bir tutum ortaya çıkabilir. Yoksa diğer türlü Türk halkı sadece komediler ve belirli popüler filmlerin dışında hiçbir şeyle muhatap olamayacak, karşılaşamayacak.

Sektörel olarak düşünüldüğünde Türk sinemasının artış içinde olduğuna dikkati çeken Kaplanoğlu, Ama buna mukabil acaba yaptığımız işlerin nitelikleri ne alemde? Bu bence işin bir başka yönü. Bu konuda daha seçkin daha kendi değerlerimizden, kültürümüzden beslenen yapımların ortaya çıkması teşvik ediliyor bir anlamda ama bunlar görünürlük kazanmadığı ve izlenmediği sürece, buradaki nitelik artışı nasıl gerçekleşecek bilemiyorum. diye konuştu.

Kaplanoğlu, Sadece popüler kültürleri tüketime dayalı, insanları eğlendirmeye yönelik ürünler, bir yere kadar insanların hafızasında, belleğinde hiçbir şey bırakmıyor. Bu konudaki dağıtım tekelinin kırılması ve filmlerin herkese ulaşması benim dileğim. ifadesini kullandı.

- Kendimizi kendimize anlatmakta sıkıntı var

Televizyonla arasının iyi olmadığını, genelde de dizi izlemediğini aktaran Kaplanoğlu, şöyle devam etti:

Bizim geleneğimizi, kültürümüzü, hayatımızı ne derece yansıtıyor, iç dünyamızı ne kadar aktarıyor, farklılıklarımızı nasıl ortaya koyuyor, kendi kültürümüzü ne kadar dünyaya tanıtmış oluyoruz bu diziler yoluyla; burası bence soru işareti. Bu konuda birkaç dizi dışında çok da parlak görünmüyor. Bazı tarihi gerçekler, o anlamda tam işlenmeden sadece popüler kültür ögesi olarak kullanılıyor, bu bence sorunlu bir alan.

Kaplanoğlu, belli başlı yönetmenlerin dünyada tanındığını ve filmlerinin vizyona girdiğine dikkati çekerek, Mesela bizim Yusuf Üçlemesi.. Daha önce yaptığımız Yumurta, Süt, Bal dünyada 40tan fazla ülkede vizyona girdi. Japonyadan Güney Amerikaya, Amerikadan Asyaya kadar birçok ülkede gösterildi. dedi.

Bu konuda dünya çapında ödüller almış başka yönetmenlerin de bulunduğunu belirten Kaplanoğlu, Ama bu dağıtım meselesi, yurt dışında filmlerin gösterilmesi meselesi Türkiyede yeteri kadar zikredilmiyor. Belli bir bakış açısı, popüler kültür ürünleri ancak Türkiyede gösterilenler olarak ilgi çekiyor ama dünya ölçeğinde bizim filmlerimizin yaptığı etkinin, Türkiyenin tanıtımına katkısının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Biraz bu konuda kendimizi kendimize anlatmakta sıkıntı var. değerlendirmesini yaptı.

 

haber

Güncelleme Tarihi: 09 Ocak 2018, 10:34
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER