Canlı tarihe, son görev...

Taşkınkıroğlu, Bozhane caminde düzenlenen cenaze töreni ile son yolculuğuna uğurlandı.

Canlı tarihe, son görev...

Kdz. Ereğlinin ayaklı Tarihi olarak adlandırılan 84 yaşındaki Adnan Taşkınkıroğlu,  Bozhane caminde düzenlenen cenaze namazı ile son yolculuğuna uğurlandı. 

Arkasında hoş sedalar ve güzel bir tarih  bırakarak giden Taşkınkıroğlu için bugün Bozhane camisinde öğle namazına mütakiben cenaze töreni düzenlendi.

Gerçekleştirilen cenaze törenine yüzlerce kişi katıldı. Taşkınkıroğlu burada musalla taşından omuzlara alınarak, şehir mezarlığına getirildi.

Okunan Kuran-ı Kerimin ardından  toprağa verilen Taşkıroğlu için ailesi ve yakınları göz yaşı döktü.  

Vefat eden Taşkınkıroğlunun anısına kendisi ile yaptığı röportajı yayınlıyoruz. 

Ereğli’ye bir turist kafilesi geldiğinde ilk önce aranan isim olan 83 yaşındaki Adnan Taşkınkıroğlu, “ayaklı tarih” lakabını en fazla hak eden isimlerin başında geliyor.

Ereğli’nin tarihini çok dinlemiş, çok okumuşsunuzdur, ya da “Ereğli”denince aklına sadece, “Sahil şeridi ve çilek festivalini var” diyenleri duyar gibiyiz.

İnanıyoruz ki Ereğli’ye hiç bu gözle bakmamışınızdır. Mesela Osmanlı çileği ilk ne zaman, nereye ekilmiştir, ya Alemdar Gemisi’nin serüveni nedir, 1 Temmuz Kabotaj Bayramı Ereğli için ne anlam ifade eder, Gazi Mustafa Kemal Atatürk neden Ereğli’nin Gülüç beldesine Savarona gemisi ile demir atmıştır?

Ya Ereğli’de kaç devletin hüküm sürdüğü, kaç mağarası, kaç camisi, kaç yatırı bulunduğu hakkında bir fikriniz var mı?

Bu sorunların cevabını Ereğli’de doğmuş Ereğli’de büyümüş ve 83 yılı sadece Ereğli’de geçmiş, “ayaklı tarih” olarak bilinen, o kendine hayran, biz hafızasına hayran, ilçenin adeta ünlü tarih yazarı Murat Bardakçı’sı ERDEMİR emeklisi Adnan Taşkınkıroğlu’na Ereğli’nin tarihi su kuyusu önünde sorduk.

Ramazan Bayramı tatili için Ereğli’ye gelmeyi düşünüyorsunuz ya da yaşadığınız Ereğli’den başka bir yere gitmeyi düşünmüyorsunuz, Ereğli’nin tarihi ve turistlik yerlerini merak edip, gezmek istiyorsunuz sizi Taşkınkıroğlu röportajı ile baş başa bırakıyoruz…

Yasin ÖREN: Bize kendinizi tanıtır mısınız?

Adnan TAŞKINKIROĞLU: 5 Aralık 1932 yılında Ereğli’nin Süleymanbeyler Mahallesi’nde dünyaya geldim. Evli ve 3 çocuk babasıyım. Tarihe olan merakım, çok küçük yaşlarda, ilkokulda elle çizdiğim Türkiye atlası ile başladı. Ben Ereğli’nin son 80 yıllık tarihine tanıklık etmiş birisiyim. Hafızamın da kuvvetli olması sebebiyle, yaşadığım, gördüğüm, okuduğum hiçbir şeyi kolay kolay unutmuyorum. Hayatım hep Ereğli’de geçti. Bu ilçenin 31 mahallesi, 29 Camisi, 5 yatırı, 3 mağarası, binlerce yıllık tarihi vardır. 5 bin kişilik küçük bir balıkçı kasabası olduğu dönemki, nüfusunu da biliyorum, şu andaki 177 bin olan nüfusuyla da gurur duyuyorum. Şimdilerde emekliliğimi ilçemize gelen-giden misafirlere yol göstererek, ilçemizi her yönüyle tanıtarak geçiriyorum.

ÖREN: Biraz da sizin gözünüzden Ereğli’ye bakacak olursak, neler anlatırsınız?

TAŞKINKIROĞLU: Öncelikle şunu ifade edeyim. Ereğli tarihi çok ama çok eskilere dayanmaktadır. İlçemizin 2 bin 500 yıllık tarihinde burada, Maryanlar, Yunanlar, Cenevizliler, Bizanslılar, Osmanlılar gibi büyük devletler yaşamıştır. Yalnız gelen her devlet bir önceki devletin yaptıklarını yıkmıştır. Mesela, tarihe merakı olanlar için söylüyorum, Ereğli’nin kalesinden Cehennemağzı Mağaraları’na, tarihi çınar ağaçlarından Göztepe’de bulunan Nurul Nasrullah Türbesi’ne, kiliseden camiye dönüştürülen ibadethanelerinden, Erdemir’den, sahiline, plajlarından, kömür ocaklarına kadar gezilecek sayısız zenginlikleri vardır.  

ÖREN: Tarihi yerlerinden bahsedecek olursak, neler söylersiniz?

TAŞKINKIROĞLU: Ereğli Kalesi, Bizanslılar döneminden günümüze kadar gelmiştir. Bu kalenin 8 kapısı vardır. Kalıntıları halen durur. Ereğli Yalı Caddesi’nde Horasan döneminden kalma duvarlar vardır, Ereğli Kalesi’nin at kapısı burada bulunmaktadır. Kale, Ereğli’nin kent surlarının çevrelediği tepededir ve gezilmesini tavsiye ederim. Yine Bizans döneminde kilise olan ve Osmanlıya geçtikten sonra camiye dönüştürülen Akarca Mahallesi’nde bulunan tarihi Bizans Kilisesi, şimdilerde Çelikel Camisi olarak bilinir, aynı şekilde Orta Cami daha öncede Ayasofya Kilisesi’ydi, son olarak şehir merkezinde bulunan İskele Camisi’nin tarihi de 200 yıllıktır.

ÖREN: Ya serinlemek için denize girecekler için nereyi tavsiye edersiniz?

TAŞKINKIROĞLU: Denize girmek için Ereğli’nin temiz suları vardır, Balı Köyü Plajı bu yerlerden biridir. Ereğli mendirek arkasında sandal kiralayıp, hem midye tutup, hem de dileyen orada yüzebilirler. Ereğli Plajı, Erdemir Plajı, Köseağzı Plajı denize girmek için bulunmaz Hint kumaşı gibi olan yerlerdir.

ÖREN: Öve öve bitiremediğiniz bu Ereğli, sizin için ne ifade eder?

TAŞKINKIROĞLU: Ereğli’nin her yeri ayrı bir tarihtir. Sayısız imparatorluğa ev sahipliği yapmış medeniyet şehridir. Hayatım bu şehirde geçti, ben bu şehirde ölmek istiyorum. Buradan daha güzel yaşanacak başka bir memlekette bulunamaz, iddia ediyorum.

ÖREN: Ereğli hangi isimlerle bilinir?

TAŞKINKIROĞLU: Ereğli’nin 4 ismi var.  Erikli, Elieğri, Ereğli, Hedekli…

ÖREN: Ereğli’de kaç belediye başkanı görev yaptı?

TAŞKINKIROĞLU: Ereğli’de 32 belediye başkanı görev yaptı. 

ÖREN: Birazda ERDEMİR’in tarihinden bahsedecek olursak, nasıl geldi bu fabrika buraya?

TAŞKINKIROĞLU: Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları’nın (ERDEMİR) temeli 11 Haziran 1961 yılına atıldı. Ama bunun birde öncesi var, 1936 senesinde burası küçük bir balıkçı kasabasıyken, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, Mareşal Fevzi Çakmak Paşa, İsmet İnönü ve Celal Bayar ile birlikte Savarona yatıyla Ereğli’ye geliyorlar. Şimdilerde Gülüç beldesi Çengelburnu olarak bilinen yere demir atıyorlar. Çengelburnu ismi de oradan geliyor. Atatürk dürbünle etrafa bakıyor. Burada kömür, doğalgaz olması nedeniyle fabrikanın buraya kurulmasını istiyor. Sonrada Alman Diktatörü Hitler’in bazı sözlerinden etkilenilerek, daha güvenli olduğu gerekçesiyle birinci demir-çelik fabrikasını Karabük’e kurduruyor. Atatürk ikinci fabrikanın ise, Ereğli’ye kurulmasının talimatını vermiş. O şekilde düşünce temeli atılan fabrika, 15 Mayıs 1965 yılında İnönü tarafından açılıyor.

ÖREN: Ya hakkında çok şey söylenen tarihi çınar ağaçları ile ilgili neler söyleyeceksiniz?

TAŞKINKIROĞLU: 560 yıl önce, yani İstanbul’un fetih edildiği günlerde Fatih Sultan Mehmet’in emriyle Ereğli’de 8 adet çınar fidanı dikilmiş. Sebebi ise, Ereğli’nin İstanbul’un fethi sırasında top mermilerinin döküldüğü bir yer olması. O fetihte Ereğli’nin katkısı da büyük olmuş. Sultan da o dönemde bunun hatırasına çınar ağacı dikilmesini emretmiş ve o ağaçlardan ikisi İnönü Parkı’na, 2 tanesi pazaryerinde bulunan Millet Parkı’nda, 1 tanesi Bozahane Çınardibi olarak bilinen yerde, diğeri Ereğli Devlet Hastanesi’ne giderken köprü girişinde. Yine 1 tanesi de Balı Köyü’nde deniz sahilinde. Sonuncusu ise, 1945 yılında Ereğli’de yaşanan büyük selde sulara kapıldı.

ÖREN: Osmanlı çileği nasıl meşhur oldu?

TAŞKINKIROĞLU: Osmanlı Çileği’nin ana yurdu Fransa, fidesi 1895 yılında İstanbul’a geliyor, oradan da “Muzaffer Ağa” olarak bilinen Ereğli Kestaneci Köyü’nden bir vatandaşa veriliyor. O da Kestaneci Köyü’ne bunu ekiyor, daha sonra hediye olarak Atatürk ve İnönü’ye gönderiliyor, onlar da çok beğeniyor ve konservesinin yapılmasını istiyor. Ardından Ereğli’de 1932 yılında Ali Ağa Konservesi kuruluyor, meşhur oluyor, yalnız buranın çileğini hiçbir yer tutmaz.

ÖREN: Ya Uzun Mehmet ve kömür?

TAŞKINKIROĞLU: Babalarımız, dedelerimiz söylerdi; Uzun Mehmet, Kestaneci Köyü’nde 7 Ekim 1807’de dünyaya geliyor. Beykoz’da askere gidiyor. Askerde bunlara kömürü anlatıyorlar. O dönem kömür bize İngiltere’den geliyor ve çok pahalıya mal oluyor. Askerde, komutanları diğer askerler gibi Uzun Mehmet bir tane kömür taşı veriyor ve bölgesinde bu kömürün olup-olmadığını araştırmasını istiyor. Uzun Mehmet 8 Kasım 1829 senesi yılında askerden izine geliyor. Annesi diyor ki: “Oğlum, evdeki mısırı al, git Kandilli değirmenağzında öğüt getir.” Uzun Mehmet yolda giderken ateş yakıyor, ayağıyla bakıyor taşlar yanıyor. Bakıyor ki, yanan taş kömür. Ardından bu taşları eve getiriyor.“Anne, ben karaelmas buldum” diyerek bağırıyor. Ardından yelkenli gemiyle İstanbul’a gidiyor. Uzun Mehmet’i üç kişi takip ediyor, zehirlemeye çalışıyorlar, ama başaramıyorlar, subayına gidiyor, “ben kömür buldum” diyor. Ereğli ilçesi, Kastamonu’ya bağlı o zaman. Yetkililer geliyor, kontrol ediyorlar. Ereğli’de kömür bulunuyor, ardından 1848 senesinde Ereğli Kömür İşletmesi (EKİ) faaliyete geçiyor. Uzun Mehmet de İstanbul’da öldürülüyor, mezarı nerede bilinmiyor.

ÖREN: Nedir bu Alemdar Gemisi’nin hikayesi?

TAŞKINKIROĞLU: Ereğli sahil şeridinde bulunan gemi, temsili Alemdar Gemisi, gerçek değil. 1’inci Dünya Savaşı’nın ilk ve tek deniz zaferinin yaşandığı gemi... 1 Temmuz Kabotaj Bayramı, Ereğli’deki bu yazılan destan sayesindedir. Geminin mürettebatı yedi kişiden oluşuyordu. 2’nci Çarkçı Üsküdarlı Osman Efendi, 3’üncü Çarkçı Trabzonlu Hikmet Efendi, Güverte Lostromosu Üsküdarlı Ali Reis, Serdümen Trabzonlu Rıfat Reis, Rizeli Recep Kahya, Ateşçi Göreleli Yusuf, Kamarot Erzincanlı Salih. İstanbul’a dönüşte yedi kafadar gemiyi Karadeniz’e kaçırma planları yapmış. Musevi kamarot Avram Efendi derdest edilip kamaraya kapatıldıktan sonra gemi, 5 Şubat 1921 gecesi gizlice Karadeniz’e kaçırılmış. Alemdar’ı, Fransızları esir alıp kurtaran kahramanlar gemiyi Ereğli kıyılarına doğru kaçırırken, Kahya Recep şehit oluyor, Kuvayi Milliyeciler kıyıdan sipere yatıp püskürtüyor. Devlet ve millet birlikteliğinin manevi ruhu Ereğli’de zuhur ediyor. Tarihin seyrini değiştiren bir anlaşmanın da imzalandığı yerdir Ereğli. Diyeceğim şu ki; Ereğli her yönüyle bir tarih, her yönüyle yaşanacak nadir şehirlerdendir. 

ÖREN: Müze ile ilgili neler söyleyeceksiniz?

TAŞKINKIROĞLU: Şehir merkezinde 1900 yılında yaptırılan Halil Paşa Karamahmutoğlu’na ait olan konak şimdilerde müze olarak kullanılıyor. Ereğli ve çevresinden toplanan eski uygarlıklara ait mermer mezar atelleri, figürlü mermer sütun başlıkları, cam kaplar, takılar, çeşitli madeni eserler, arkeolojik eserler sergilenmektedir. Müze bahçesinde gezilmeye değer önemli eserler var.

Güncelleme Tarihi: 05 Temmuz 2017, 10:54
YORUM EKLE
YORUMLAR
nurten..
nurten.. - 7 yıl Önce

Allah rahmet eylesin Şinasi abiye sabırlar inşallah.

SIRADAKİ HABER