Ölümle yüz yüze gelmek!

Ölümle yüz yüze gelmek!

Ölümle yüz yüze gelmek!

Karadeniz Ereğli'de ilk Koronavirüs hastası olan Gönül Atay (50) hastanede kaldığı 22 gün sonrasında hastalığı yenerek taburcu edildi. Hastaneye ilk yattığında öleceğini düşündüğünü ifade eden Atay, sürecin çok zor olduğunu ve bu hastalığın şakası olmadığını söylediği konuşmasında herkesi dikkatli olmaya davet etti.

Ereğli’ de yaşayan bir çocuk annesi Gönül Atay, İstanbul’dan ilçeye döndükten hemen sonra rahatsızlandı. Yüksek ateş ile başlayan rahatsızlığını yaklaşık 5 gün boyunca kendi imkânları ile düşürmeye çalışan Atay, ateşinin düşmemesi üzerine Özel Anadolu hastanesine gitti. Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz uzmanı Sarıyya Mammadova yaptığı tetkiklerin ardından Karantinaya alınan Gönül Atay’ın zorlu günleri de başlamış oldu.

22 gün süren tedavisi ile ilgili konuşan Gönül Atay, bu hastalığın çocuk, genç, yaşlı, zengin kadın erkek diye bakmadığını ve sakin olmaya çalıştığını ifade etti. Atay konuşmasında “İstanbul’dan geldik. Bir halsizlikle başladı. Daha sonra ateşim olmaya başladı. İlaçlarla düşürmeye çalıştık. Yaklaşık 5 gün kadar sürdü. Ateşi kontrol altına alamadım. İlaçlara rağmen yine çıkıyordu. Altıncı gün Anadolu hastanesine gittik. Orada hemen bizi acil servise yönlendirdiler. Film ve tomografi çekildi. Ciğerler dinlendi. Doktorum Sarıyya Mammadova hocam tomografi ve filmleri görünce karantina altına alınmam gerektiğini söyledi. Üst kata çıktık ve Ereğli’nin ilk Koronavirüs vakasıydım. Hastanenin de ilk vakasıydım. Hemen benim bulunduğum katı boşalttılar. Böylelikle karantina sürecimiz başladı. İlk etapta ben ürktüm. Yalnız kalmaktan ürktüm. Ama sağ olsunlar hemşirelerimiz doktorlarımız hiç beni yalnız bırakmadılar. Ailemi göremedim. Eşim çocuğum yoktu ama, onlar sürekli yanımdaydılar. İlk etapta herkesin başına gelebilecek bir şey diye düşünmek istedim. Sakin olmaya çalıştım ve sakindim de. Bu virüs çocuk, genç, yaşlı, zengin kadın erkek diye bakmıyor. Bu seferde bende oldu dedim”

EN YAKIN ARKADAŞLARINI KORONA’DAN KAYBETTİLER…

Hastanede yattığı süre içerisinde İstanbul’da eşi Hamit Atay’ın ve kendisinin yakın arkadaşları lan Süleyman Kara’yı Koronavirüs salgınında kaybettiklerini ifade eden Atay, hem hastalığının acısı hem de yakın arkadaşının ölüm acısının çok bir süreç olduğunu kaydetti. Atay “Süleyman Hastaneye yatalı yaklaşık 1 hafta olmuştu. Durumunun da iyiye gittiğini düşünüyorduk. O zaman da her gün konuşuyorduk kendisi ile. O an çok acıydı. Hiç beklemediğimiz bir şeydi. Gençti, yapacak daha çok şeyleri vardı. Durumunun iyiye gittiğini düşünüyorduk. Ailesi, eşi, çocukları, eşim, tüm sevenleri bir an gözümün önüne geldi. İfade edemiyorum kendimi. Zaten ilk etap da benden sakladılar. Benimde hastanede olduğum için bağışıklık sistemimin çökmemesini istediler. Bir şekilde hissettim. Çünkü her gün konuşuyordum. Aradığımda ve ulaşamadığım da anladım. Bizim için çok zor bir süreç ve çok zor bir acıydı. Süleyman’ın kaybı bizim için çok büyük bir acı” dedi.

AÇIKLANANLAR SADECE BİR RAKAM DEĞİL… HERKES ÇOK DİKKAT ETMELİ…

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından o süreçte açıklanan rakamlar arasında kendisinin de yer aldığını ve bu açıklanan rakamların sadece rakam olmadığını ve her bir rakamın bir can olduğunu ifade eden Gönül Atay, hastalığın hiç şakasının olmadığını söyledi. Yakın arkadaşının cenazesine hiç kimsenin gidemediğini ve yaralarını saramadıklarını sözlerine ekleyen Atay “Çok acı bir süreç her akşam sağlık bakanımız bildiriyor. Bütün haber programlarında vaka sayısı, test sayısı, vefat, taburcu olan sayıları bildiriliyor. Ama ben herkes bilsin istiyorum. Onlar sadece sayıdan ibaret değil. Hepsi bir can. Ve arkalarında sevdikleri ve aileleri var. O sayılardan bir tanesi hastanede yatarken bendim. Taburcu olurken yine bendim. Süleyman arkadaşımdı. Vefat ile ilgili sayılardan bir tanesi yine Süleyman’dı. Fakat ailesi, çocukları onu göremedi. Gömülürken hiç kimse yoktu yanında. Cenazesine bile gidemediler. Çünkü evden çıkamıyorlardı. Karantinadaydılar. Bizler buradayız. Ben zaten hastanede ateşli bir süreç geçiriyordum. Çok zor bir süreçti bu. Yaralarımızı saramadık. Bir veda bile edemedik. Hiç kolay bir süreç değil. Hiç şakası yok bu işin. Kesinlikle şakası yok. Herkes çok dikkat etmeli. Herkes o sayıların sadece sayı olmadığını bilmeli. O kadar çok görülüyor ki, sadece sayılar ve tablo gibi geliyor insanlara. Türkiye’de ve dünyada onlarca binlerce insan ölüyor. Aynı şeyi yaşıyorlar. Hastanede ben Süleyman’ın haberini aldığımda hastalık bir taraftan, yalnızsın. Çok ama çok zor bir süreç. Ama çok şükür atlattım. Yine diyorum. Hastanede ki hemşirelerimiz, doktorum. İnanılmaz derece de meşakkatle çalışıyorlar. Çok itinalı ve titiz çalışıyorlar. Kendilerini ve beni koruyorlar. Çok merhametliler ve çok saygılılar. Onlar bu kadar güven verince ister istemez sizde sıkımdım ve bunaldım gibi şeyler düşünemiyorsunuz. Çok şükür bu hastalığı da atlattık” dedi.

ÖLECEĞİM HER HALDE, BAŞARAMAYACAĞIM DEDİM

Hastalığın ilk günlerinde kendisinin öleceğini düşündüğünü belirten Atay “İlk karantinaya girdiğim 5 gece çok zordu. Ama hemşirelerimiz benimle çok ilgilendiler. Ancak zorluk zamanla azaldı. İlk ateşimin çıktığı ilk gece ben başaramayacağımı düşündüm. Korkmadım. Ama öleceğimi çok hissettim. Öleceğim her halde dedim. Başaramayacağım dedim. O gücü kendimde nasıl bulacağım dedim. Çok ateş ve ağrı oluyor. Farklı bir psikolojinin içine giriyorsunuz. Psikolojiden de ziyade vücudun iflas ettiğini hissediyorsun. Böyle çöküyor vücut. Onu toparlamaya çalışıyorsun. Hemşirelerimiz sürekli yanımdaydı. Hemşirelerden yardım istedim. Yardın edin bana dedim. Sonra bu süreç yavaş yavaş doktorumuzda zamanında müdahalesiyle ki o çok önemli. Çok şükür atlattık. Ateşler ve ağrılar yavaş yavaş azaldı. Ancak testler yapılıyor ve Pozitif çıkıyor. Bulaşıcılığım olduğu için doktorum çıkmamı uygun görmedi. İki negatif testi üst üste istedi. O iki negatif sonucu görünce içimiz rahat etti. Zaten durumum da iyiye gidiyordu. Ondan sonra 22 gün sonunda hastaneden çıktık” dedi.

GÖZ YAŞLARIMIZI TUTAMADIK…

Hastaneden taburcu olduğu gün eşine doğru ilerleyen ancak dokunmak istemesine rağmen dokunamadığını söyleyen Gönül Atay “22 gün boyunca çocuğun ve eşini görmüyorsun. Hastalık gibi ciddi bir olayla mücadele ediyorsun. Bir de çok sevdiğin bir dostunu aynı rahatsızlıktan dolayı kaybediyorsun. Eşimin en yakın arkadaşlarından birisiydi. O an eşimi gördüğümde bir sarılmak istedim. Hem acısını ve hem de mutluluğunu yaşamak istedim. Ama virüs öyle bir şey ki, dokunamıyorsun, mesafeli olmak zorundasın. Sadece ‘Sarılamayacakmıyım sana’ dedim. O anda o da bende ağlamaya başladık” dedi.

Gönül Atay’ın eşi Hamit Atay ise yaşadıkları zorlu 22 günün kendilerine 22 sene gibi geldiğini söyledi. Eşini hastanede ilk gördüğü anda gözyaşlarını tutamadığını ifade eden Hamit Altay “ O 22 gün bana 22 sene gibi geldi. Çok karmaşık duygular içerisinde oluyorsunuz. Bir yandan Koronavirüs’ün nasıl sonuçlanacağını bilmediğiniz için ki ilk defa böyle bir hastalık ile karşı karşıyayız. Sonuçları ancak televizyondan görüyoruz. Fakat insanın yakını olduğu zaman hele bir de eşi olduğu zaman çok daha farklı düşüncelere sahip oluyor. Çok zor günler geçirdik. Ama sonuçta bitti. Eşim sağ salim geldi. Oğlum ile yanımızda. Çok mutluyuz, çok sevinçliyiz” dedi.

Haber Merkezi

Güncelleme Tarihi: 18 Nisan 2020, 17:36
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER