POSBIYIK, KIZILCAPINAR BARAJI ÖNÜNDE BASIN TOPLANTISI DÜZENLEDİ

POSBIYIK, KIZILCAPINAR BARAJI ÖNÜNDE BASIN TOPLANTISI DÜZENLEDİ

Karadeniz Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, Ereğli’ye içme suyu sağlayan Kızılcapınar Barajı önünde bir basın toplantısı düzenledi.

Posbıyık toplantıda, bir sene önce bugün Belediye Meclisi toplantısında OYAK’a mücadele çağrısında  bulunduğunu, altı sayfalık bir bildiri hazırladığını hatırlattı. Bu bildiriyle, Erdemir’in neler yapmak istediğini, hangi konumda olduğumuzu, özellikle bunun içerisinde HES Projesinin çok sıkıntılı bir noktada olduğunu ifade ettiğini, kendisinden önceki dönemde yapılan protokol sonucu, Ereğli’ye gelen suyun kesilebileceği uyarısında bulundu.

Posbıyık: “Bugüne kadar öngörülerim hep doğru çıktı. Keşke doğru çıkmasaydı. HES ile bugüne kadar mücadele etmeseydim, şu anda Ereğli’nin suyu kesikti. Enerji üretiyorlardı. Enerji tesislerini hızla yapmaya devam ediyorlar. Bize DSİ ile birlikte uzun zamandır baskı uyguluyorlar. Hattı sokmak için. Hat bizim hattımıza girdiğinde 4-5 gün Ereğli’ye giden suyu durduracaklardı. Karşı çıktık, Ereğli’yi ayağa kaldıırız dedik. Benim dediğim noktaya gelmeye başladı. Hatta o protokole göre o enerji fabrikası bittiği taktirde, buradan su aldıklarında, bu seviyeye geldiği zaman Ereğli’nin suyu kesilecek. İhale şartnamesinde bu yazılıyor. Direk fabrikaya su verilecek diyor. Ereğli halkı susuz kalacak diyor. Şu anda pandemi dönemindeyiz. Suların en önemli olduğu noktada dahi Ereğli’nin suyu kesilecek. Ereğli’ye bunu anlatmaya çalıştım. Bu bir tabii afet. Su alçalabilir, azalabilir. Buna diyecek bir şeyim yok. Bunların ihaleye çıkarken şartnamede 100 kotuna geldiği zaman Ereğli’deki halkın suyu kesilecek. Enerji üretimine verilecek lafı gündeme geldiği andan itibaren, aşağıdaki santral yapıldığı andan itibaren, Ereğli böyle bir tehlikeye maruz dedim. Ama aldıran olmadı. Ama istedikleri neticeye varamadılar. Hatta biz izin vermediğimiz için bir kilometre ileride, yüzeyden boru götürmek suretiyle bizim vantuzlarımıza boru sokmaya çalıştılar. Geçenlerde bir basına demeç verdim, pek halk tarafından anlaşılmadı. Biz bir yerlere mesaj gönderdik. Vantuzları kapatıyoruz, koruma altına alıyoruz, Ereğli’nin  suyunu koruma altına aldık derken biz bir yerlere mesaj gönderdik.Bir sene evvel bu mücadele başladı ve bir kitapçık bastırdık. Oyak’ın bize yapmak istediklerini… Maalesef bir sene içinde bir arpa boyu ileri gidemedik. Çoğu zaman iyiye gidiyor, görüşmeler var diye ifadelerde bulundum. Savaş Erdem’in başdanışmanı Oktay Bey ve Güvenlik Müdürü Faruk Bey ile Ereğli’de iki üç gün misafirimiz oldu. Onlarla çok güzel şeyler konuştuk. Her şey hallolmuş gibiydi. Ereğli’de Omsan meselesi, nakliyatçılar meselesi, kesme dilme fabrikası meselesi… Ereğli’ye dünya kadar borçları var. Bunların hepsi halloldu diye anlaştık ama hiçbir şey olduğu yok. Bizi oyalıyorlar sadece.”

“ÇOK CİDDİ SORUNLARLA KARŞI KARŞIYAYIZ”

Posbıyık, OYAK’ın  HES konusunda başarılı olması halinde şu anda Ereğli’de pandemi döneminde, suların kesilmiş olacağını tekrarlayarak;

“ Çok ciddi sorunlarla karşı karşıyayız. Bir seneden beri lafla belli bir yerlere geldik ama bunlar bizi oyalıyor, Ereğli halkının boğazını sıkmaya çalışıyorlar. Artık fiili, demokratik eylemlere başlama zamanı geldi diye düşünüyorum. Hatta bugüne kadar yerelde bu işi halletmek için elimizden geleni yaptık ama şimdi ağır ağır açılıp ulusal basından randevu almaya çalışacağız ve OYAK’ın Ereğli’ye yaptığı mezalimi anlatmaya çalışacağız.

Maalesef Ereğli’de doğmuş, TED Koleji’nde Anadolu Lisesi’nde okumuş, Ereğli’nin ekmeğini yemiş, Ereğli’nin köylerindeki ana babası zorlukla yetiştirmiş, Erdemir’in üst kademelerinde  yerli, Ereğlili çocuklarımız var. Bunlar üst kademelere hep Ereğli aleyhinde laflar götürüyor. Yakında bunların isimlerini Ereğli Meydanına asıp deşifre edeceğim. Ereğli’ye ihanet adamlar diye. Onlar duyuyorlar şu anda beni. Esas ihanet eden içimizdeki İrlandalılar.  “

“ALIN SİZİN OLSUN...”

“Erdemir’in hava kirliliği, lösemi, kanser, hastalıklar hızla büyüyor. Hava kirliliğinde şehrimiz bir numaralı yer olarak gösteriliyor çoğu zaman. Genellikle sabah saatlerinde bacalardan kirli tozlar bırakılıyor. Bu memlekette yaşayan insanların çocukları perişan vaziyette ama Ereğli halkı sessiz, her zaman olduğu gibi kibar. Siyasi ilçe başkanlarından ses çıkmıyor. Milletvekillerizaten memlekette durmuyor, Ereğli’de durmuyorlar. Sadece Ereğli’ye geldiklerinde belediyeyi alacağız diyor. Alın sizin olsun. Başınıza çalın milletvekilliklerini de belediye başkanlıklarını da . Ne iş yaparsınız siz” dedi ve şöyle devam etti:

“Bunlar yetmiyor gibi, yıllardan beri söylüyorum, Demir çelik fabrikaları, zehirli gaz ihtiva eden, sülfürik asit içeren çelikhane cürufunu deniz dolgusu yapıyor. 2 Milyon metrekare yer kazandı denizden. Şimdi etrafını tahkim yaptı. İçeride büyük cüruf dağları meydana geldi. Bunları artık denize dökemiyor, çünkü tahkimini yaptı denizden. Ne yapacak? Bunu kırması, elemesi, içindeki madeni çıkarıp tekrar çeliğe döndürmesi lazım. Bunun denemesini Madenci tersanesinde daha evvel yaptılar. İzmir’den bir firma getirdiler. Ege Demir Sanayi’ni getirdiler. Orada kırma dökme işini lisans olmadığı halde yaptılar. Lisans falan yok, sadece Aliağa’da var bu lisans. Ama şimdi Demir Çelik bu cürufu gemiye bindirip Aliağa’ya gönderdiği zaman zarar eder.  Ereğli halkını zehirlesin. Yeni bir yer buldular Alaplı-Ereğli arasında. Roj Metal diye bir yer kurdular. Alaplı-Ereğli sınırında, kıyıcak köyünün yanında tahkimatları dikmeye başladılar. Yine Ereğli’deki İrlandalılar da buna yardım ediyor.  Onlar da biliyor bunu. Her şey dönüyor.”

“BİZ İTİRAZLARIMIZI YAPIYORUZ”

“ Bu demir çelik ne yapıyor. Çelikhane cürufunu Ereğli dışına yollamıyor. Çünkü bunların işi gücü Ereğli’nin suyunu çıkarmak. OSB’dekilerin, kamyoncuların, kesme dilme yapan işadamlarımızın ekmeklerini elinden alıp,, genel kurul üyelerine fazla kar dağıtıp yerlerinde kalmak istiyorlar. Ereğli Belediyesi’nin devamlı boğazını sıkıyorlar. İşte bir örnek daha söylüyorum. Ereğli Alaplı sınırında yeni bir yer kurmaya başladılar. Erdemir cüruf satıyor bunlara. Zaten Erdemir teşvik ediyor bunu. Omsan gibi, tomsan gibi bir şirket de buraya kurdurdu. Cüruflar buraya gelecek, orada kırma dökme ayıklama işleri yapılacak. Büyük paralar kazanılıyor bundan. Daha önce büyük mücadeleyle Madenci Gemi’nin orda bu işleri durdurduk. Kapattık. Şimdi aynı şahıs bunlarla ortak olmak suretiyle Alaplı Ereğli sınırında yapıyor. Şahıs arazileri var burada. Bu yapıldığı takdirde,-tabi bizden başka kimsenin sesi soluğu çıkmıyor- atık tesisi yapılması plananlanan yer, yerleşim bölgelerine iki yüz metre mesafede olup Kıyıcak, Göktepe, Alaplı’da Küçüktekke, Büyüktekke ve Osmanlı köyleri direk olarak bundan etkilenecek. Plajdaki sular da bundan etkilenecek. Zehirlenecek. Aktif derelerin üstüne yapıyorlar. Burası aynı zamanda karayolu geçiyor. İl çevre müdürlüğü buna yardım ediyor. Yemini, ekmeğini alan herkes bunlara yardım ediyor. Ereğli halkını falan düşünen yok.İlk mühürlemeyi yaptık. Bir bölü 25 binlik Çevre Düzeni Planı’nda bu alan tarım alanı olarak gözüküyor. Orada fındıklarımız var. O büyük alan çevresinde tarım yapılamaz bundan sonra. Biz itirazlarımızı yapıyoruz. Bizden başka kimsenin sesi çıkmıyor.”

"BİR SENEDEN BERİ BİZİ OYALIYORLAR"

Atık tesisi yapılması planlanan tesisin Alaplı ve Ereğli plajlarına beş yüz metre mesafede olduğunu belirten Posbıyık şunları söyledi:

“Dereler buralara geliyor. Denize de giremeyeceksiniz  Ereğli halkını uyarın diyorum. Artık milletvekillerimiz gelmiyor ama birilerini bulacağız önder, Bağlık kapı önüne eylem yapmaya gideceğiz. Çünkü insanları öldürüyorlar. Bunlarda vicdan yok. Bir seneden beri bizi oyalıyorlar. Ben de zaman zaman Ereğli halkına iyi bir şeyler yapacaklar diye ses çıkarmamaya çalıştım. Atık tesisi yapılması planlanan tesisin tanıtım dosyasında birçok eksik bulunmaktadır. Tesis ciddi biçimde toz ve gürültü yönünden halk sağlığını tehdit etmektedir. İşlenecek çelikhane cürufu ile ilgili insan sağlığı açısından ciddi sorunlar taşıdığı Tübitak tarafından hazırlanan raporlar bulunmaktadır. Atık tesisi yapılması planlanan tesis için proje tanıtımında Ereğli Belediyesi’nden su alacağız diyor. Benim orada su hattım yok. Kanalizasyonu Ereğli Belediyesi’ne bağlayacağız diyor. Benim orada kanalizasyon hattım yok. Hep yalan dolan. Su alacağı yer yok.”

“BENİM VİCDANIM SIZLIYOR”

Belediye olarak gerekli girişimlerde bulunduklarını belirten Posbıyık, “ Şu ana kadar bize Kıyıcak muhtarı Şükrü Kılıç’tan şikayet dilekçesi geldi. Erbeton’un sahibinin avukatı Ahmet Köse, valiliğe ve bize mahvoluruz diye dilekçe yazmış. Başka bir şey yok. Her şey güllük gülistanlık. Benim vicdanım sızlıyor. Sizlere bilgi vermek için buraya kadar yorduk. Hem barajın durumunu görün diye” dedi.

Posbıyık, “Proje tanıtım dosyasında atık miktarı günlük 450 ton atık miktarı öngörülüyor. Yıllık yüzkırk bin ton. Burada tarım yapılması mümkün değil. İnsanlar bitti, halk plajları tehlikede demektir. Bir dereye kör dere demişler. O dere çalışıyor, oradan gelen pislikler akacak. Bu işleri başlatan İsmet Yılmaz, Ege Demir’i, Diyarbakırlıları bir araya o getirdi.  Şu anda istediği yere doğru gitmediği için şikayet etti, ağlamaya başladı. O yeri Ereğli belediyesi atık yeri olarak alıyordu inşaat atıkları için. Maalesef İsmet Yılmaz madenleri olduğu için Ankara’da işi halletti orayı aldı ve bunlara götürüyor” ifadelerini kullandı.

Posbıyık, basın toplantısının sonunda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Güncelleme Tarihi: 01 Ekim 2020, 17:56
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER