Prof. Güçlü: “Rüzgarlı havalarda zorunlu değilse dışarı çıkılmamalıdır”

DÜZCE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KULAK-BURUN-BOĞAZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI BAŞKANI PROF. DR. ENDER GÜÇLÜ, MEVSİM GEÇİŞLERİNDE SIK GÖRÜLEN HASTALIKTAN BİRİ OLAN ALERJİK RİNİT (BAHAR ALERJİSİ) BELİRTİLERİ, KORUNMA YOLLARI VE KORONAVİRÜS HASTALIĞI İLE ARASINDAKİ FARKLAR HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER PAYLAŞTI.

Prof. Güçlü: “Rüzgarlı havalarda zorunlu değilse dışarı çıkılmamalıdır”

DÜZCE(İHA) – Prof. Dr. Ender Güçlü, “Bahar nezlesi olanların korona virüs enfeksiyonuna yakalanma riski diğer insanlardan farklı değildir” dedi.

Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak-Burun-Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ender Güçlü, mevsim geçişlerinde sık görülen hastalıktan biri olan alerjik rinit (bahar alerjisi) belirtileri, korunma yolları ve Korona virüs hastalığı ile arasındaki farklar hakkında önemli bilgiler paylaştı.

Bahar aylarının polenlerin yoğun görüldüğü bir mevsim olduğunu ifade eden Prof. Dr. Güçlü, Şubat ayından itibaren havadaki polen miktarının artmaya başladığını, Nisan ve Mayıs aylarında ise en yüksek seviyeye ulaştığını dile getirdi. Bu dönemde polen yayan bitkilerin çoğunluğunun ağaçlar olduğunu söyleyen Prof. Dr. Güçlü, Mayıs ayından itibaren ise çimen ve yabani otlarında da polenlerin görülmeye başladığını açıkladı.

Polenlere karşı alerjisi olan insanlarda burun akıntısı, gözlerde yaşarma ve kaşıntı, burun tıkanıklığı ve geniz akıntısı gibi şikayetlerin görüldüğünü dile getiren Ender Güçlü, bahar aylarında bu şikayetlerle kendini gösteren hastalığa, günlük dilde “bahar nezlesi”, “saman nezlesi” ve tıbbi adıyla da “mevsimsel alerjik rinit” adı verildiğini söyledi.

Bahar nezlesi olanlarda burun ve gözlerle ilgili şikayetlerin yanı sıra, bazen nefes darlığı ve öksürük de görüldüğüne dikkat çeken Güçlü, bu semptomların görülmesi alt solunum yollarının da alerji tarafından etkilendiği anlamı taşıdığını, alt solunum yollarının etkilendiği hastaların bir kısmında ise alerjik astım olduğunu vurguladı.

Kronik hastalığı olanların Korona virüs enfeksiyonuna karşı risk grubunda kabul edildiğini anımsatan Prof. Dr. Güçlü, “Bu kronik hastalıklar arasında, alerjik olabilen astım hastalığı da sayılabilir. Ne var ki kronik hastalıklardan yüksek tansiyon hariç diğerlerinin ne kadar risk oluşturduğu netlik kazanmamıştır. Genel olarak bağışıklık sistemi zayıf olanlar Korona virüs enfeksiyonuna karşı daha savunmasızdır. Eğer alerji hastaları iğne ya da ağızdan hap olarak kortizon içeren ilaçlar almıyorlarsa, bu kişilerde bağışıklık sisteminde zayıflık görülmez. Bu nedenle bahar nezlesi olanların Korona virüs enfeksiyonuna yakalanma riski diğer insanlardan farklı değildir. Alerjik hastaların tedavisinde kullanılan kortizon içeren burun spreyleri ve ağız yoluyla kullanılan spreyler ise bağışıklık sisteminde herhangi bir zayıflamaya neden olmadığı için güvenle kullanılabilirler” dedi. Güçlü, bağışıklık sistemini zayıflatan ilaçlar kullanmıyorlarsa, bahar alerjisi olan hastaların Korona virüs enfeksiyonunu daha ağır geçirdiklerine dair bir bilgi olmadığını da sözlerine ekledi.

“Halsizlik, ateş, boğaz ağrısı, ishal ve nefes darlığı gibi belirtiler varsa mutlaka sağlık kurumuna başvurulması gerekir”

Burun akıntısı, burun tıkanıklığı ve öksürüğün hem bahar nezlesinde hem de Korona virüs enfeksiyonunda görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Güçlü, “Sadece bu şikayetler olduğunda, Korona virüs enfeksiyonu olma ihtimali yine olmakla birlikte, kendinizi iyi izole ettiğinizi düşünüyorsanız ve burunda ve gözlerde kaşıntı da varsa daha çok alerjik nezle söz konusudur. Halsizlik, ateş, boğaz ağrısı, ishal ve nefes darlığı gibi belirtiler varsa mutlaka bir sağlık kurumuna başvurulması gerekir” diye konuştu.

Bu süreçte alerjik hastalıkları olanlara tavsiyelerde bulunan Öğretim Üyesi, “Öncelikle herkes gibi Korona virüs enfeksiyonundan korunmak için gerekli kurallara uymak oldukça önemlidir. Toplumun tüm kesimi için uyulması gereken kurallar bahar nezlesi olan kişiler için de geçerlidir. Bu kurallar, diğer insanlarla etkili mesafenin korunması, ellerin sık sık ve yarım dakika süreyle sabunla yıkanması, kalabalık ortamlarda maske kullanılması olarak özetlenebilir” ifadelerini kullandı.

Polenlerden korunmak için bazı yöntemler olduğunu dile getiren Prof. Dr. Güçlü, “Polenlerin yoğun olduğu dönemlerde mümkün olduğunca açık hava aktivitelerinde bulunmamak gerekir. Sportif faaliyetler için kapalı alanlar tercih edilmelidir. Günümüzde tüm arabaların havalandırma sistemlerinde polen filtreleri bulunmaktadır. Araçtayken camları kapalı tutarak, çamaşırlarınızı polen mevsiminde ev içerisinde kurutarak, kapı ve pencerelerinizi özellikle polenlerin yoğun olduğu saatlerde kapalı tutarak ev içine ve araçların içerisine polen girişini engelleyebiliriz“ şeklinde konuştu.

“Sabah ve öğle saatlerinde, kuru ve rüzgarlı havalarda zorunlu değilse dışarı çıkılmamalıdır”

Polenler gün içinde özellikle sabah erken saatlerde ve öğle saatlerinde yoğun olarak bulunduğunu kaydeden Güçlü, “Yağmur yağdıktan sonraki ilk birkaç saat ve akşam saatlerinde polen yoğunluğu büyük oranda azalmaktadır. Dışarı çıkmak için bu zamanları tercih edebilirsiniz. Sabah ve öğle saatlerinde, kuru ve rüzgarlı havalarda zorunlu değilse dışarı çıkılmamalıdır. Toplu taşıma araçlarında seyahat ediyorsanız, açık pencere veya kapılardan uzakta oturmaya gayret edilmelidir” dedi.

Polenlerin yoğun olduğu dönemlerde dışarı çıkıldığında; siperli şapka takılması, gözlük kullanılması, uzun kollu giysiler ve pantolon giyilmesi tavsiyelerinde bulunan Prof. Dr. Güçlü; eve dönüldüğünde de giysilerin değiştirilmesi, bol su ile duş alınması veya saç ve yüzün bol su ile yıkanması gerektiğini belirtti. Prof. Dr. Ender Güçlü; “Etrafımızdaki polenleri tamamen ortadan kaldıramayız ama bahsettiğimiz önlemler ne kadar iyi uygulanırsa maruz kalınan polen miktarı ve dolayısıyla bahar nezlesi şikayetleri de o kadar azaltılabilir” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.

Güncelleme Tarihi: 10 Haziran 2020, 12:08
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER