CHP Milletvekili Demirtaş Anayasa komisyonunda konuştu

CHP Milletvekili Demirtaş Anayasa komisyonunda konuştu

CHP Milletvekili Demirtaş Anayasa komisyonunda konuştu

CHP Zonguldak milletvekiliÜnal Demirtaş, TBMM Anayasa komisyonunda görüşmeleri devam eden  21 maddelik anayasa paketiningörüşmelerinde  söz alarak, görüşleriniifade etti. Demirtaş konuşmasında şunlara değindi;


“ İLK ÜÇ MADDEYE AYKIRI”

Paketin geneli üzerinde 150 milletvekilininkonuşmak için söz istemesine rağmen, AKP’li başkan Şentop’un  söz sırasınagöre sadece  21 milletvekilini konuşturduğu görüşmelerde konuşabilenşanslı milletvekillerinden biri olan Ünal Demirtaş, “millî egemenliğinMeclisten alınıp Saray’a verileceği ve yürürlükteki Anayasa’ya da açıkça aykırıolan Anayasa değişikliklerini görüşüyoruz ve geri dönüşü olmayan bir yolunbaşındayız maalesef” dedi.
Demirtaş, Başkanlık Sistemini de içeren AnayasaKomisyonu toplantısında yaptığı konuşmada, Anayasa değişikliklerinin Anayasa’yaaykırı olduğu yönünde ve değiştirilemez denilen ilk 3 maddeye aykırı olduğuyönünde görüşleri bulunduğunu söyledi.
Anayasa’ya aykırılık iddiasının çok ciddi biriddia olduğunu belirten Demirtaş şunları söyledi:
“Bir defa, bugün bu konuştuğumuz Anayasadeğişikliği Saray’dan gelen, üst akıldan gelen talimatla hazırlanmıştır. Bunuhepimiz biliyoruz, görüyoruz çünkü üst akıl yıllardır bunu söylüyor açık ve nethep “Başkanlık istiyorum.” diyor. Şimdi, doksan üç yıllık parlamenter rejimgeleneğinin değiştirileceği, Saray vesayetini tesis edileceği ve Türkiye’yi yüzyıl geriye götürecek, doksan üç yıllık cumhuriyet kazanımlarının, demokrasininyok edileceği, kuvvetler ayrılığının yok edileceği, hukuk devletinin yokedileceği, yargı bağımsızlığının tamamen bitirileceği, başbakanın yokedileceği, ortadan kaldırılacağı, bakanların ise bir sekretere dönüşeceği vemillet egemenliğinin en üst tecelli ettiği yer olan Millet Meclisinin birtabelaya dönüşeceği, milletvekillerinin ise bir muhtar kadar yetkisininkalmayacağı ve milletvekillerinin bir bankamatik memuru olacağı, hepimizin birbankamatik memuru olacağı, Türkiye’yi geri götürecek ve bölecek, Türkiye’yigeri kalmış bir Orta Doğu ülkesine dönüştürecek, Afrika ülkesine dönüştürecekbir diktatörlük rejimini konuşuyoruz. Bakın, burada, millî egemenliğinMeclisten alınıp Saray’a verileceği ve yürürlükteki Anayasa’ya da açıkça aykırıolan Anayasa değişikliklerini görüşüyoruz ve geri dönüşü olmayan bir yolunbaşındayız maalesef.”

“TOPLUMDADEĞİŞİKLİK TALEBİ YOK

Anayasaların toplumsal mutabakat metinleri,uzlaşma metinleri olduğunu ifade eden Demirtaş şöyle devam etti: “ Anayasalarkoşulları olursa elbette değiştirilebilir, değiştirilmelidir, buna hiçbiritirazımız yok. Bakın, daha önce 1982 Anayasası’nın birçok maddesi değişti amaşu anda toplumda bu yönde bir talep yok, şu anda Anayasa değişikliğini yapacakbir iklim yok, böyle bir ortam yok, böyle bir hava yok arkadaşlar. Ne toplumsaliklim var ne sosyolojik iklim var ne ekonomik iklim var ne psikolojik iklimvar. Böyle bir iklim yok arkadaşlar, böyle bir ruh da yok. Maalesef, toplumdaböyle bir talep de yok yani toplumda ben bugüne kadar “Yeni anayasa isterim.”diyen, ortalığa dökülen, bunu ısrarla belirten bir toplum kesimi de görmedim.Yani, bunun içinde AK Partililerin de olduğunu düşünüyorum. Milliyetçi HareketPartililerin zaten, tabanlarının istemediğini biliyoruz.”
           
“KORKUİKLİMİ VAR”

15 Temmuz Gecesi parlamentonun çok önemli birgörev yaptığını ifade eden Demirtaş şunları söyledi: “Meclis Başkanımız, bütüngrup başkan vekillerimiz çıktılar ve açıklamalarda bulundular, ortak metinaçıkladılar ve ne oldu, bütün milletimize, bütün halkımıza moral verdik,Parlamentonun, gazi Meclisin, savaş dönemlerinde çalışan gazi Meclisi bir kezdaha çok iyi bir sınavdan geçirdik. Bakın, o günden sonra bir mutabakat havasıvardı, toplumsal bir uzlaşma havası vardı ama şimdi geldiğimiz noktayabakıyoruz, bu hava kalmadı. Bakın, bir korku iklimi var. Ben açık konuşuyorum,belki diğer arkadaşlarım farklı düşünebilirler. Ben Kızılay’a gidemiyorum,Sayın Bakanım korkudan gidemiyorum başıma bir iş gelir mi diye. Eşimigöndermiyorum, kayınvalidemi göndermiyorum, herkese de gitmeyin diyorum. Belkibunu başkaları yapabilir ama bakın, böyle bir ortam var. Bakın, bakkalasoruyorsunuz, telefonla konuşuyorsunuz, arıyor, bir şey söylüyorsunuz, “SayınVekilim, aman bunu telefonda konuşmayalım, korkuyorum. Telefonlarımızdinleniyordur.” diyor. Bunlar Türkiye’nin gerçekleri.”

“MESELE ERDOĞAN DEĞİL”

Türkiye’de asli kurucu iktidarın 29 Ekim 1923’tekurulduğunu dile getiren Demirtaş görüşlerini şu cümlelerle ifade etti: “Buradabunu özellikle göz ardı edersek, millet iradesinin tecelli ettiği Meclisi gözardı edersek bu iş olmaz, Anayasa’ya aykırı olur. Bakın, 1982 Anayasası’nınbaşlangıç hükümlerinde şöyle bir ifade var, Sayın Şentop her şeyden bahsettiama bundan bahsetmedi: “Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğinkayıtsız şartsız Türk milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmayayetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun bu Anayasa’da gösterilen hürriyetçidemokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı…”ve bunların üzerine inşa edilen 1’inci madde var: “Türkiye devleti bircumhuriyettir.” Yine, cumhuriyetin nitelikleri 2’nci maddede sayılmış, 3’üncümaddede devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı vesaire sayılmış ve demiş ki enson: “İlk 3 madde değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez.” Bakın,burada bir kişiye verilen yetkiler millet iradesinin Meclisten alınıp o kişiyeverilmesidir. Burada getirdiğiniz Anayasa değişikliğinin en temel özelliğimaalesef budur. Çünkü cumhuriyetin getirmiş olduğu en önemli kazanım budur,millet iradesidir, kayıtsız şartsız hâkimiyetin millete ait olduğudur ama busözü beğenmiyorsunuz. Neden beğenmiyorsunuz? “Hâkimiyet milletindir.”diyorsunuz. Bakın, kayıtsız şartsız milletindir. “Kayıtsız şartsız”ı ortadan kaldırıyorsunuz,“Hâkimiyet milletindir.” diyorsunuz. Doğru bir cümle ama eksik bir cümle,kayıtsız şartsız milletindir. Şimdi, burada hâkimiyetin kayıtsız şartsızmillete ait olduğu bir şeyi maalesef bir kişiye… Ha, burada kastettiğimizi deçok açıklıkla ifade etmek istiyorum, Sayın Erdoğan değil. Bakın, Sayın Erdoğanda defalarca ifade ettiğimiz gibi bir fani ve seçimi kazanıp kazanmayacağı dabelli değil. Seçimi biz de kazanabiliriz, bir başka parti de kazanabilir, birbaşka kişi de kazanabilir. Bu önemli değil ama burada beş yıl sonra, on yılsonra, elli yıl sonra bunları düşünmemiz lazım. Çünkü rejimi değiştirecek bütünyetkileri bir kişiye verecek bir düzenlemeyi konuşuyoruz.

“DARBECİ EVREN’İN YETKİLERİNİ BEĞENMİYOR

“1982 Anayasası’nın birçok maddesi değişti amailk 4 maddenin dışında ikinci değişmeyen en önemli maddeler Cumhurbaşkanınınyetkilerine yönelik olan maddeler olduğunu ifade eden Demirtaş, “Peki, şu anCumhurbaşkanı hangi maddeleri kullanıyor? Bu maddeleri kullanıyor, darbeciKenan Evren’in kendisi için getirmiş olduğu yetkileri kullanıyor. Öyle değilmi? Ve hatta Cumhurbaşkanı ne yapıyor? Bu yetkileri beğenmiyor, yetersizgörüyor, çiğniyor, aşıyor o yetkileri. Bakın, bu da yetmiyor, şimdi bakın,getirmek istediğiniz maddeler darbeci Kenan Evren’in yetkilerini fersah fersahaşan maddeler” ifadelerini kullandı.

“79 MİLYONUN RIZKI BİR KİŞİYE TESLİM EDİLİYOR”

Bu haliyle meclisin içinin boşaltıldığını iddiaeden Demirtaş şöyle devam etti:
“, bizler milletvekilleri olarak sadece vesadece burada bir tabela milletvekili olacağız, bir bankamatik milletvekiliolacağız. Niye? Çünkü bütçe yetkisini almışsınız, olduğu gibi o kişiye, tekkişiye veriyorsunuz. Bütçe yetkisi olmayan bir Meclis koskoca bir hiçtirarkadaşlar. 79 milyonun rızkını, çoluğunun çocuğunun rızkını bir kişiye teslimetmek kadar yanlış bir şey olamaz. kâğıt üzerinde bir Meclis olacak burası.Belki bu konuşmaları bile yapamayacağız, açık ve net.”

“EN GERİ ÜLKELER BAŞKANLIKLA YÖNELİYOR”

“Havuz Medyası” tabir edilen bir gazetede, “Başkanlıksistemiyle yönetilen ülkeler, devletler hangileridir?” diyerek bir tasnifyapıldığını hatırlatan Demirtaş şöyle dedi: “ Bakın, başkanlık sistemiyleburaya aldıkları 43 ülke, daha fazla ama ben size örnekler veriyorum: 1’incisıraya Afganistan’ı yazmışlar, alfabetik sıraya göre düzenlenmiş, 2’nci sırayaAmerika Birleşik Devletleri’ni koymuşlar. Başkanlık sisteminin uygulandığı vebaşarılı olduğu tek ülke Amerika Birleşik Devletleri, bunu ayrı tutuyorum. Amadiğer ülkelere bakıyorum, bakın, Bolivya var, Dominik Cumhuriyeti, Ekvador, ElSalvador, Guatemala, Haiti, Honduras, İran, Kenya, Kolombiya, Kosta Rika,Liberya, Nikaragua, Nijerya, Peru, Seyşeller, Sri Lanka, Tanzanya, Uganda,Venezuela ve Zambiya. Arkadaşlar, bu sayılan ülkelerin Amerika BirleşikDevletleri dışındaki tamamı üçüncü dünya bile demiyorum, dördüncü dünyaülkeleri. Dördüncü dünya ülkeleri arkadaşlar yani başkanlık sisteminin, tekadam sisteminin getirdiği model bu model.
İnsani dünyanın en medeni, insanların en rahatyaşadığı, en zengin yaşadığı ilk 20 ülkeyi sayıyorum size, bakın: Bunlardan16’sı parlamenter rejimle yönetiliyor. Bakın, kim var burada? Norveç var,1’inci sıraya konulmuş. Avustralya var, Hollanda var, Almanya var, Yeni Zelendavar, Kanada var, İrlanda var, İsveç var, Birleşik Krallık var, Güney Kore, HongKong ve Fransa, yarı başkanlık sistemi o. Bakın, ilk 16 ülke insanigelişmişlikte parlamenter rejimde, hatta güçlendirilmiş parlamenter rejimleyönetiliyor. Ama bir de son 20’yi, insani gelişmişlikte, bakın, 187 ülke, 187ülkeden başkanlık sistemiyle yönetilen, bunlardan da sanırım 20 ülkeden, son20’den 18 tanesi de başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Kim var burada? Bakın,Liberya var, Mozambik var, Burundi var, Eritre var, Kongo DemokratikCumhuriyeti var, Cibuti var ve Nijer var. Bakın, arkadaşlar, bizim insanımız buşekilde üçüncü dünya değil, dördüncü dünya ülkesi olmaya hak etmiyor. Buranın,bu tek adam rejiminin getireceği sonuç budur, açık ve net.”

“DÜDÜKLÜ TENCERE METAFORU”

Türkiye’yi bir düdüklü tencereye benzettiğiniifade eden Demirtaş, “ Türkiye’nin düdüklü tenceresinde 4, 5 tane, 6 tane, 7tane düdük var. Bakın, kaynadıkça toplumun bir yerinde bir sorun olduğunda, birproblem olduğunda o düdüklerden birisi öter ve oraya müdahale edilir. Şimdi,bakın, iktidarınız maalesef, bu düdük, uyarı olan mekanizmaları kapattı,tıkandı. Burada, bakın, tıkalı olmayan bir iki şey kaldı; basın da bunlardanbirisi ,basını da kapattınız. 4 kişiden 1’inin oy verdiği Cumhuriyet HalkPartisi kaldı ve bazı sivil toplum örgütleri ve şeyler kaldı. Bakın, bu tıkalımekanizmayı açmanız gerekirken şimdi bu Anayasa değişikliğiyle tamamenkapatıyorsunuz. Bir yandan da doğal gazı açıyorsunuz arkadaşlar, doğal gazaçılıyor ve fokurduyor. Bakın, Türkiye bunu kaldırmaz, bunu bu şekilde götüremeyiz.Bakın, bu şekilde, tencere patlayacak, yüzümüze patlayacak, hepimizin yüzünepatlayacak ve ağır bedeller ödeyeceğiz.”  Dedi.

 


Güncelleme Tarihi: 27 Aralık 2016, 08:30
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER