Tuncay Özkan, Ereğli'deydi

Karadeniz Ereğil’de CHP İlçe teşkilat binasını ziyaret ederek partililerle bir araya geldi.

Tuncay Özkan, Ereğli'deydi

CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, “Niçin adaleti yok ettiklerinin, niçin bizi götürüp o fethullahçı çetenin eline bıraktıklarını anladınız mı? Vidalarını söküyorlar Cumhuriyetin. Kendiliğinden dağılsın diye. Yıllardır aynı şeyi yapıyorlar. Onbeş yılda geldiğimiz nokta burası” dedi.

Karadeniz Ereğli’de CHP İlçe teşkilat binası önünde yaptığı konuşmada günlük çıkarlar peşinde koşmadıklarını ifade eden Tuncay Özkan, şunları söyledi:

“Biz bu ülkenin çocukları mutlu olsun diye, her yüzyıl elini gelecek yüzyıla uzatan, çok çok aşık, çok sevdalı bir neslin devamıyız. Ne bedeller ödemedik ki. Saçlarımızın her bir akı, çocuklarımızın her gülüşü o bedellerle bezendi. Biz dün olduğu gibi bugün de geleceği kucaklamak, çocuklarımıza umut ve mutluluk getirmek için var gücümüzle mücadele etmeye ve koşmaya devam edeceğiz.Başımızda bir musibet var. Diyorlar ki Bu  cumhuriyet, bu demokrasi size fazla. Biz inadına cumhuriyet diyeceğiz, inadına demokrasi diyeceğiz, inadına insan onurunu savunmaya devam edeceğiz. Dün meydan meydan taştığımızda, geleceğe gönlümüzü bıraktığımızda senin yerin buralar değil gel bakalım içeri dediler. Ne değişti, kararlılığımız mı azaldı. Arttı. Yıldık mı, daha azimle doluyuz. Size söz veriyoruz, zafere kadar ölmek yok. Sonuna kadar direneceğiz.”

“DEMOKRASİ HAKKIMIZ DEĞİL Mİ?”

Referandumda oylanacak değişiklik paketini de değerlendiren Özkan şöyle devam etti:

“Bu evet-hayır meselesi çok ilginç bir noktaya geldi. Ne diyorlar, evet deyin kurtulun. Evet deyin neden kurtulun? Evet deyin cumhuriyetten kurtulun, evet deyin cumhuriyetten kurtulun, evet deyin insan gibi yaşamaktan kurtulun.  Size soruyorum, insan gibi yaşamak, çağdaş bir Türkiye’de yaşamak,  cumhuriyetlerin nimetinden yararlanmak, demokrasiyle yaşamak bizim hakkımız değil mi? İki vekilim var. Bütçe yapılacak, sabahtan akşama kadar maliye bakanlığı, komisyonlar, orası burası koşturup duruyorlar. Zonguldak7a daha fazla pay gelsin diye. Hep beraber büyüyelim, hep beraber kazanalım diye. Bundan sonra anayasa değişikliği geçerse bütçe yok. Bütçeyi bir adam yapacak. Plan bütçe komisyonu yok, maliye bakanlığı yapmayacak. Kendi paramızla bir kral seçeceğiz, bir efendi seçeceğiz. Haydi oradan be, haydi oradan, hayır diyeceğiz.

Bir adama bıraktığımızda ne olacağının en güzel göstergesi nedir biliyor musunuz? Altı ay önce bir gece yarısı mecliste otururken bizim adalet komisyonu başkanı arkadaşımız kürsüye fırladı, olamaz dedi, yapamazsınız, bizim uzlaşmamızda böyle bir şey yok dedi. Diyorlar ya meclis kavga yeri, bunlar birbirine küfrediyor, kavga ediyor falan. Yalan. Meclis uzlaşma yeridir. Yasaların yüzde 90’ı uzlaşmayla çıkar. Geceyarısı getirdikleri madde ne biliyor musunuz? Çocuklara taciz ve tecavüz edenlere af getirdiler. Adalet Komisyonu başkanı arkadaşımız fırladı, yapamazsınız dedi. Bunun üzerine arkadaşlar dağıldık, AK partili arkadaşlar vicdan sahibiyseniz buna hayır deyin dedik.  İki vicdan sahibi arkadaşımız salondan çıktı, oy oranı düşünce biz iki gün erteletmek imkanı bulduk. Dedik ki, ey millet, çocuk tacizcilerini serbest bırakıyorlar, buna ne diyeceksiniz dedik. Siz ne dediniz? Hayır.  Ne oldu, çekmek zorunda kaldılar. Bu evet olsa, bir kişi bunu istiyor diye bütün çocuk tecavüzcüleri serbest bırakılacaktı.  Bir kişiye bırakılacak iş mi bu. Yakasına rozetini takacak arkadaş. Bu biz olsak da fark etmez. Yakasına rozetini takan gidip adalette her şeye karar vericileri atayacak. Diyor ki böyle bir şey yok yalan. Hayır, yalan söyleyen sensin.”

“YALAN SÖYLÜYOR”

HSYK Üye yapısı üzerinden hukuk sistemine getirilecek değişikleri eleştiren Milletvekili Özkan, şunları söyledi:

“Bakın dört kişiyi cumhurbaşkanı atıyor. Bu değişiklik hemen yürürlüğe giriyor. Nedense tüm değişiklikler 2019’a kalıyor, bu hemen yürürlüğe giriyor. Dört HSYK üyesini seçilmiş başkan olarak ar kadaş atayacak. Altı kişiyi çoğunluk partisinin lideri olarak kendisi atayacak, iki kişiyi de adalet bakanlığı atayacak.  Yok böyle bir şey diyor. Nasıl bir şey var: Recep olarak dört kişiyi atıyorsun, Tayyip olarak altı kişiyi atıyorsun, Erdoğan olarak iki kişiyi atıyorsun. Ben bunları atamadım diyorsun. Yalan, vallahi yalan. Şimdi ben de diyorum ki, bu halk  adaletine siyasetçinin karanlık elinin değmesine izin vermez. Yargıçları savcıları siyasetçiye atatırsan, ister ben, ister vekillerim, ister başkası olsun, atattığında artık avukat aramana gerek yok.  Ne yapacağız, ilçe başkanının, il başkanının peşinde koşacağız. Ne için. Adalet için. Biz buna izin vermeyeceğiz, adalet istemeye, barış istemeye devam edeceğiz. Hayır diyeceğiz. Niçin hayır diyeceğiz? Çocuklarımız adalet dilenmesin diye, çocuklarımızın adaletin hakkı olduğunu bileceğiz. Biz eksik, fazla, bir adil Türkiye’de yaşadık. Hırsız, katil yargı karşısına çıktığında çizgi eşitlenir. Bir adalet inşa edilir.  Niçin adaleti yok ettiklerini, niçin bizi götürüp o fethullahçı çetenin eline bıraktıklarını anladınız mı? Vidalarını söküyorlar cumhuriyetin. Kendiliğinden dağılsın diye. Yıllardır aynı şeyi yapıyorlar. Onbeş yılda geldiğimiz nokta burası.

Silivri’de her gün takım elbisemi giydim, kravatımı taktım, traşımı oldum çıktım. Arkadaşlar niye böyle saygı gösteriyorsun bunlara dediler. Dedim ki, ben onlara değil, adalete, Türkiye Cumhuriyeti hukukuna ve çocuklarımıza o saygıyı gösteriyorum. Onun için cumhuriyeti, adaleti, özgürlüğü savunmaya devam edeceğiz.”

“CESARET ŞIRINGA EDECEĞİZ”

Toplumda kendisine “Korkuyoruz” diyenler olduğunu ifade eden Özkan şunları kaydetti:

“Korkuyorum diyorlar, korkmayın cumhuriyet var, korkmasın biz varız. Özgürlük, adalet barış isteyeceğiz, korkmadan isteyeceğiz ve zalimin yüzüne baka baka yalan söylüyorsun diyerek herkese cesaret şırınga edeceğiz.Biz cesaretimizin bedelini ödemedik mi, 12 Eylül’de ödemediniz mi, her gün ödemiyor muyuz? Saçımızdaki aklar, gözümüzün etrafındaki kırışıklar  bunun bedeli değil mi?  O zaman korku bizden ıraktadır. Biz umudun, aydınlığın, şafağın doğduğu yerdeyiz. Bugünden 16’sına bir ay var. Ne kadar gittiysek iki katına gideceğiz, kaç kişiye sesimizi duyurduksa iki katına duyuracağız.  Ama sevda ile yapacağız, sarılacağız, kucaklaşacağız, birlik beraberliğimizi bozmadan.

Evet veren de bizden. Bu tuzağı kuranlarla, halkı evet vermeye zorlayanlarla halkı birbirinden ayırın. Zalim ile mazlumu ayırın. Güzel ve çirkini ayırın. Yoksa bizim yaşamamızın bir kıymeti kalır mı? İnancımızla, imanımızla yollara düşeceğiz. Duvarlara baka baka yaşadığım yıllarda bir şey keşfettim. Beni bir hücreye koydular Silivri’de. B2 hücresi. 517 gün kaldım. Üstkatın tuvalet borusunu çıkarmışlar benim duvardan akıyor. Küf kaplamış duvarı. Yemyeşil. Ona gönül bahçem demeye başladım. Dikkatli bakınca bir şey gördüm, küfün çiçeği var. Beyaz, lila bir çiçek açıyor. O gün şunu söyledim, Tuncay madem burada yaşamaya devam ediyor, madem küf çiçek açıyor, umudunu kaybetme, sen kazanacaksın dedim. Bugün aranızdayım. Kazanan biziz. Ben hep söylüyorum. Aşk ve umut kaybetmez. Biz kazanacağız.”

Güncelleme Tarihi: 21 Mart 2017, 15:10
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER