Ereğli’nin taşı toprağı altın olsun

Vatanına milletine borcunu hayırla ödeyen işadamı Kadir Kameroğlu; En büyük mirasım, Devlet Üstün Hizmet Madalyası” dedi.

Ereğli’nin taşı toprağı altın olsun

Kuyumculuğun duayen ismi olan ve birçok öğrenciyi yeni okullara kavuşturacak projelere imza atan Kadir Kameroğlu, meslek öyküsünü anlattı. 81 yaşında olan Kameroğlu, “Bu mesleği müşteriden öğrendim” diyor.

Kuyumculuk sektörünün duayen isimlerinden Kadir Kameroğluyla 45 yıllık meslek hayatını, Ereğli’de geçen yaşamını ve yaptırdığı birçok okul, cami, vakıf projelerini konuştuk.

Mesleğe ilk başladığı Ereğli Uzunçarşı’da halen kuyumcu dükkânı bulunan Kameroğlu, 81 yıllık yaşamında terzilikten şapkacılığa, siyasetten gazoz imalatçılığına kadar birçok işte yer almış bir isim. Kuyumcu sektöründe merdivenleri hızla tırmanan ve birçok başarıya imza atan Kameroğlu’nun yaptırdığı 20’ye yakın okul, vakıf, huzur evi bulunuyor. Kameroğlu’nun hizmetleri, dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından devlet üstün hizmet madalyasıyla ödüllendirilmesini sağlıyor.

“Şu geçici dünyada bırakabileceğimiz hoş bir seda, sevdadır” diyen, başarıları kadar mütevaziliğiyle de akıllarda kalan bu duayen isme sözü bırakıyoruz. İşte takdire şayan bir başarı öyküsü ve bu öykünün kahramanı Kadir Kameroğlu…

Öncelikle sizi tanımak isteriz...
Memleketim olan Denizli’nin Çivril ilçesinde sıradan bir esnaftım. İlçemde hakka inanan, sosyal ve toplumsal hizmetleri olan, siyasilerden iş ve menfaat beklemeyen biri olarak tanınırdım. Çeşitli meslekler yaparak ekmek paramı kazanıyordum. Doğuştan bir esnaftım ve toplum komplikasyonunu iyi bilirdim. İletişim kurmada zorluk çekmezdim, samimiydim.
 
Mesleği nasıl öğrendiniz?
Kuyumcu değildim; ama insanı bilirim, bu mesleği müşteriden öğrendim diyebilirim. Kendime has becerikli sayılırım. Girdiğim her işte başarılı oldum. Hiçbir zaman şımarmadım. Gururlu değilim, mütevazıyım.
 
Ereğli’ye gelişiniz nasıl oldu?
1969’ta Ereğli’ye geldim. O gün bugündür Ereğli’deyim. İlk gelişimde çarşı esnafıyla istişare ediyorduk. Nabız yoklayarak başladım dükkân aramaya. Bir saat tamircisi ‘sana bu dükkânı veririm ama 12 bin 500 lira hava parası verirsen’ dedi. Ben de ‘peki’ dedim. Bu kişi Mahmut Bostan’dı. Sabah dükkânı teslim aldım. Helalleşip ayrıldık. Ben bu aldığım dükkânda kuyumculuk yapacaktım. Bu hava parası, bugünkü parayla 150 bin lira ediyordu.

‘EREĞLİ’NİN TAŞI TOPRAĞI ALTIN OLSUN’

Dükkanı açtığınızda tepkiler nasıldı?
Kuyumculuk dükkânımı bir cuma günü tanıdık bir hocayla ve komşularımızın katılımıyla ‘ya bismillah’ diyerek açtık. O gün Ereğli’nin pazarı olduğundan kalabalık bir müşteriyle açmıştık. Bu dükkân, daha ilk günde nam edecek şekliyle müşterinin hoşuna gitti. 45 seneyi geride bıraktığım bu teveccüh hala devam ediyor. Ve Allah’ıma çok şükür hiçbir yanlışlık yapmadan bugünlere kadar geldik. Ereğli’ye geldiğimde zengin değildim. Ne bulduysam çoğunluğunu burada buldum. Bu yüzden dualarımı hep ‘Ereğli’nin taşı toprağı altın olsun, insanları mutlu ve huzurlu olsun’ diye ederim.
 
Ereğli’de başarılı olmanızı neye bağlıyorsunuz?
Para, Ereğli’deydi. Demir-Çelik fabrikasında binlerce kişi çalışıyordu ve ay başlarında adeta para yağıyordu. Ereğli köylülerinin çoğu da Kandilli kömür ocaklarındaydı. Köylüler arasında Almanya’ya işçi olarak çalışmaya giden de çoktu, oradaki kömür ocaklarında çalışıp para kazanıyorlardı. Bu işçiler biriktirdikleri paralarla birlikte Ereğli’ye, memleketlerine yaz tatiline geliyorlardı. Ereğlililer pahalı takılara ilgiliydi. Mesela, başlık parası vardı. Osmanlı altını, Reşat lira, beşi birlik, 10’dan fazla enli bilezik, başlık parası için olmazsa olmazlardandı. Öte yandan limana gelen gemi personeli, turistleri de altın alıyorlardı. Deniz kenarı olduğu için yabancı gemiler her hafta cevher getiriyor ve onların personeli esnaftan alışveriş yapıyordu. İlçede görev yapan devlet memurları da altın alışverişi yapıyordu. Bütün bunların dışında asıl avantajımız, Ereğli’de kuyumculuk yapan esnaf azdı.

‘ESNAFLIK KOLAYDIR, USULÜNÜ BİLİRSEN GÜZELDİR’

Ereğli halkıyla ilişkileriniz nasıldı?
Ereğli halkı bana çok güvendi ve bağrına basarak sahip çıktı. Tam bir gönül adamıyım. O günlerde pek çok yeni evleneceklerin evlilik yüzüklerini ben taktım. Köy düğünlerine gider, cenazelerinde bulunurdum. Kalplerini kırdıklarımın gönüllerini alırdım. Sıkıntıları varsa yardımcı olmak için elimden geleni yapardım. Onları hiç unutmam, sağ olsunlar. Esnaflık kolaydır ama usulünü bilirsen de güzeldir.
 
Halen Ereğli’de dükkânınız bulunuyor mu?
Evet. Ereğlililer’in senelerdir Kameroğlu Kuyumculuk’a duyduğu güven bana güç kattı. Ben de kazandığım paralarla onlara hizmet ettim. Onlar benim ekmek teknem. Bazen dükkânıma giderek çalışan elemanlarıma, ‘sakın çocuklar bu dükkâna haram girmesin’ diyerek tembih ederim.
 
İş adamı kimliğinizin yanı sıra hayırseverliğinizle de tanınıyorsunuz, biraz bundan
bahsedebilir miyiz?
Bugün itibariyle 81 yaşımdayım. İlkokul mezunuyum. Okul vardı da biz mi okumadık? İşte, okuyamamanın öcünü okul yaptırarak çıkarmaktayım. O günün şartları okuyamadık. Bu sıkıntının bedelini acı bir şekilde ödüyoruz. Türkiyemiz, dünyanın en nadide bölgelerinden birinde yer alıyor, doyulamayacak kadar tarih ve tabiat zenginliğine sahibiz; ama hiç birinden yeterince yararlanamıyoruz. Ama el ele verirsek, herkes üstüne düşeni üstlenirse bu durumdan kurtulacağımıza eminim. Ve güvenimin tam olduğunu belirtmek isterim. Sorumluluklarını bilen bir yurttaş olarak, üzerime düşün vazifeyi yerine getirmek için ben de kazandıklarımın bir kısmını milletimin emrine vermeye gayret gösteriyorum.
 
Yaptırdığınız son okul ilgiyle karşılanıyor. Nasıl gelişti süreç?
Yaklaşık 8 ay önce Ereğli Kaymakamlığı’nın kapısını çaldım, “Sayın Kaymakam’ım, Ereğli’ye ve muhlis insanlarına bir vefa borcum var. Onlara okullar yaparak ödemeye geldim” dedim. Kaymakam bey de sağ olsunlar, hemen İlçe Milli Eğitim Müdürü’nü çağırdı ve ertesi gün Zonguldak’a giderek sekiz derslikli okul için protokol imzaladık. Sayın Vali’mizin de imzasını alarak sınıf sayısını 18’e çıkardık. Üç okulun anlaşmasını yaptık ve ertesi gün temelini attık. Okullar en yakın zamanda devlet protokolünün de katılımıyla açılacak. Umarım daha kapsamlı okullar da yaptırabiliriz.

‘EĞİTİM SEVDALISIYIM’

Yatırımlarınızı genelde hangi alanda yapıyorsunuz?
Yatırımlarımız, başta eğitim olmak üzere; ayrıca sağlığı yönelik. Bir zincire yeni halkalar ekler gibi sürekli ilaveler yaparak sosyal içerikli pek çok hizmetler sundum. Hizmetlerimin bir kuruşunu dahi vergiden düşmedim ve buna asla tenezzül etmedim. Yaptığım hizmetlerden gurur duyuyorum ve ölünceye kadar da bu değerleri yaratmaya devam edeceğim.
 
Okulların yanı sıra başka projeler de hayata geçirdiniz sanırım...
Evet. Ben eğitim sevdalısıyım. Okullarımızın çoğu, doğup büyüdüğüm ilçem Çivril’dedir. Ancak Çivril’e yaptığım okulların daha büyüklerini Ereğli’ye yaptırdım. İmam Hatip Lisesi’ne bir arsa bahşettik. Eşim Nevişet Kameroğlu adına bir okul ve anaokulu yaptırdık. Benim adıma da bir ortaokul yaptırdık. Ayrıca sağlık merkezi, sanat lisesi ve camiler de bulunuyor. Hayata geçen bu projelerin sayısı 20’ye yakın.
 
Peki, bu zamana kadar neler yaptınız ve nelerin yapılmasına vesile oldunuz?
Vatanıma, milletime olan borcumu bir nebzede ödeyebilmek için, memleketim Çivril ve meslek hayatımı sürdürdüğüm Ereğli’de elimden geldiğince, gücümün yettiği kadar hep, kalıcı işler yapmaya çalıştım. Bunların içinde; Ereğli’de; Nevişet Kameroğlu İlköğretim Okulu, Kadir Kameroğlu Ortaokulu´nu sayabiliriz. Ayrıca Çivrilde, Kadir Kameroğlu Kız Sanat Lisesi, Nevişet Kameroğlu Sağlık Merkezi’ni yaptırdım. Kadir Kameroğlu İlköğretim Okulu, Nevişet Kameroğlu Ortaokulu, Rasime Kameroğlu İlköğretim Okulu, Rasime Kameroğlu Anaokulu, Ali Kameroğlu Anaokulu, Rasime Ana Kameroğlu Camisi, Ali Kameroğlu Camisi ve Kameroğlu Kardeşler İlköğretim Okulu´nu hizmete sundum. Bunların yanı sıra Çivril’de; Pamukkale Üniversitesi’ne bağlı Çivril Meslek Yüksekokulu’nun ve Çivril Huzurevi’nin hizmete açılmasına vesile oldum. Ayrıca 150 öğrenciye burs imkânı sağlayan Çivrilliler Eğitim ve Kültür Vakfı’nın hizmete açılmasına ön ayak oldum.
 
İş adamlarına bu anlamda bir çağrınız var mı?
Kefenin cebi yok, muhakkak en az bir tane sosyal içerikli hizmet binası yap, ismin kalsın, yeter. Evlatlarıma mal mülk kalsın diye gaflet ve delalet içinde olma. Ben ve benim gibiler senin vitrininde kaç kilo altın olduğuna bakmaz, hangi hayır kurumunda bir eserin olduğuna bakarız. Bazı kuyumcu esnafının bu yönde hiç hevesi olmadığını görüyor ve çok üzülüyorum. İnsanların Allah katında hiç sevilmeyenleri cimrilerdir. Bunu da hiç unutmayalım.
 
İş adamı ve hayırseverlik kimliklerine geçtiğimiz yıl yazarlığı da eklediniz. “Dostlar Meclisi” adlı kitabınız ilgi gördü mü?
Benim yazarlığım tesadüfidir. Yakın dostlarımın ısrarları ve tavsiyeleri doğrultusunda, kendi yaşadıklarımı ve tecrübelerimi natürel bir duygu içersinde kaleme aldım. Sonuçta ortaya 550 sayfalık bir kitap çıktı. Adını “Dostlar Meclisi” koydum. Denilenlere göre de beğenildi. Geleceğe yönelik, tecrübelerden çıkarılmış derslerden oluştuğu için her kesim tarafından benimsendi. Kitabın ilk baskısı 7 bin 500 adet yapıldı ve ücretsiz olarak, özellikle, resmi makamlarca uygun görüldüğünden bazı kuruluşların üyeleri ve öğrenciler başta olmak üzere dağıtıldı
 
En değerli mirasınız?
Yaptığım hizmetlerimden dolayı dönemin sayın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından Devlet Üstün Hizmet Madalyası´yla ödüllendirildim. Bu madalya Türkiye Cumhuriyeti’nde 106.’dır. Evlatlarıma bıraktığım en değerli miras da bu olacaktır.
 
Son olarak söylemek istedikleriniz...
Bu ülkeye yapılan hizmetler hepimizindir. Biz laik, Atatürk ilkelerine bağlı, vatanımızın öz sahipleriyiz. Türkiye bölünmez bir bütündür. Şu geçici dünyada bırakabileceğimiz hoş bir seda, sevdadır. Kefenin cebi yoktur. İstemeyerek bir hata yapmışsam, hakkım geçmişse özür dilerim. Hakkınızı helal edin. Benim hakkım helal olsun.
 
Teşekkürler.
Ben teşekkür ederim.

OKULLAR, CAMİLER, HUZUREVLERİ...

1. Pamukkale Üniversitesi’ne bağlı Çivril Meslek Yüksekokulu´nun yapımına ön ayak oldu ve çok önemli katkı sağladı,

2. Kadir Kameroğlu İlköğretim Okulu ve Sağlık Meslek Lisesi,

3. Nevişet Kameroğlu Ortaokulu,

4. Rasime Kameroğlu İlköğretim Okulu,

5. Rasime Kameroğlu Anaokulu,

6. Kameroğlu Kardeşler İlköğretim Okulu,

7. Ali Kameroğlu Anaokulu,

8. Rasime Ana Kameroğlu Camisi,

9. Ali Kameroğlu Camisi,

10. Nevişet Kameroğlu İlköğretim Okulu,(Bölücek Mahallesi)

11. Kadir Kameroğlu Ortaokulu,(Bölücek Mahallesi)

12. Kadir Kameroğlu Kız Sanat Lisesi,

13. Çivril Huzurevi,

14. Nevişet Kameroğlu Sağlık Merkezi,

15. Burs hizmeti; Çivrilliler Eğitim ve Kültür Vakfı’nda halen 150 yüksekokulluya burs sağlıyor



Güncelleme Tarihi: 12 Aralık 2015, 10:05
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER