İNŞALLAH, HEPSİ TESADÜFTÜR DİYORUZ

gundemeregli.com-Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Nail Olpak, Diyarbakır Lice’de Türk bayrağının indirilmesiyle ilgili olarak, “İran Cumhurbaşkanı’nın geldiği gün bayrak indirme olayı yaşanıyor. İkisi üst üste tesadüf mü? Hepsi tesadüftür diyoruz inşallah, bu kadar tesadüf nasıl oluyorsa son olarak Musul’daki olay. Bunları birbirinden ayrı görmemek lazım” dedi.
MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, Alaplı Ticaret ve Sanayi Odası’nı ziyaretinde ülke gündemi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Güneydoğu’da son haftalarda tırmanan şiddet olaylarının akabinde Lice’deki bayrak indirme ve Musul’da Türk Konsolosluğu’nun basılması olaylarını değerlendiren Olpak, “Güneydoğu’da ne oldu da yani hareketlenmeyi gerekli kılacak ne oldu, ne bu olayları tetikledi? Bunlar soru işareti. Ne hikmetse inşallah tesadüftür. İran Cumhurbaşkanı’nın geldiği gün bayrak indirme yaşanıyor. İkisi üst üste, hepsi tesadüftür diyoruz inşallah, bu kadar tesadüf nasıl oluyorsa son olarak Musul’daki olay. Bunları birbirinden ayrı görmemek lazım” dedi.

“BU ÜLKE 30 MART YEREL SEÇİM DÖNEMİNİ HAK ETMEDİ”

30 Mart yerel seçimlerinde hangi parti olursa olsun hiç proje dinlemediklerini ve yaşanan seçim dönemini ülkenin hak etmediğini belirten Olpak, “30 Mart gibi bir dönemi ben kendi yaşımın yettiği kadarı ile böyle bir seçim dönemi de hatırlamıyorum. Bu ülke hak etmiyor böyle bir seçimi, biz proje dinlememiz gerekiyor. Yerel seçimlerde hangi parti olursa olsun bizim proje dinlememiz gerekiyordu. Biz proje dinlemedik. İstanbul’da bile biz proje dinlemedik. Ama Türkiye oradan da çıktı. Bundan da çıkacaktır. Ha kolay mı? Kolay değil” diye konuştu.
1974 yılında Aydın Lisesi’nde okurken hocalarının İstanbul’a köprü mü yapılsın ya da 6-8 tane araba vapuru alınsın diye kendilerine kompozisyon yazdırdığını ifade eden Olpak, aradan 40 yıl geçmesine rağmen İstanbul için aynı şeylerin konuşulduğunu belirtti. Olpak, şöyle konuştu:
“Ben Aydın Lisesi mezunuyum. 1974 yılında Aydın Lisesi’nde hocamız bize kompozisyon yazdırıyor. Televizyon yeni yeni yaygınlaşmaya başlamış. Ben ve sınıftaki diğer arkadaşlarımız İstanbul’u hiç görmemiş. O dönemde hocamızın bize yazdırdığı kompozisyon İstanbul’a köprü mü yapılmalı, boğaz köprüsü, yoksa 4 tane daha ya da 8 tane daha araba vapuru mu alınmalı. Yani hocanın verdiği ufka bak, aslında istediği cevapta belli, görüşü itibari ile bizden araba vapuru alınmasını bekliyor ki geçer not alalım. Yazıklar olsun, aradan 40 yıl geçmiş, ama bakıyoruz ki hiçbir şey değişmemiş. Bu benim geçmişimden bir hikaye değil, gitsinler arşivlerden çıkarsınlar sınıfımızda ben çok başarılıydım. 40 yıl önce de bunu konuşuyordu ülke, tamam biz bunu konuşuyoruz. Birileri onu konuşacak, birileri de bunu konuşacak.”