ÖZBAKIR NEDEN ATEŞ ALTINDA?

ÖZBAKIR NEDEN ATEŞ ALTINDA?

ÖZBAKIR NEDEN ATEŞ ALTINDA?

Zonguldak şehrinin üzerindeki ölü toprağını atmak için, Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatları doğrultusunda, teşkilatları yenilemek, partinin diri kalmasını sağlamak için elini arı kovanına sokan AK Parti Merkez Disiplin Kurulu Başkanı ve Zonguldak Milletvekili Hüseyin Özbakır, bazı çıkar çevrelerinin hedefi haline geldi.

Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın; “Bu yılsonuna kadar il teşkilatlarımız, ilçe teşkilatlarımız, belde teşkilatlarımızın tamamını güncelleyeceğiz. Yeniden gözden geçireceğiz; çünkü ortada bir metal yorgunluğu var. Bunu aşmamız lazım. Onun için de çok daha dinamik ekiplerle inşallah 2019a hazırlanmamız gerekiyor” sözleriyle Türkiye’nin ileriye dönük büyük bir atılım içerisine gireceği açıkça gösterdi.

Uzun yıllar boyu yaptığı başsavcılık görevi ve devlet adamlığını ortaya koyarak, bugüne kadar Zonguldak’ta elle tutulur herhangi bir ilerleme kaydedilmemesinin farkında olan Özbakır, ülkenin dinamizmine, şehrin ayak uydurabilmesi için gerekeni yapmaktan çekinmeyeceğini dik duruşu ile gösterdi.

Peki, yenilenme hareketine kimler ve neden direniyor?

ZONGULDAK’IN KAYIP YILLARI!

Türkiye yaklaşık son 15 yıldır her alanda gözle görülür, kimsenin inkâr edemeyeceği şekilde büyük bir atılım içerisinde. Bürokrasi, sosyal veya kamusal alanda olsun yapılan yenilikleri ve revizyonları tek tek saymakla bitiremeyiz. Özellikle son üçlü koalisyon hükümetinde yaşanan ve bir türlü sonu gelmeyen krizlerin ardından böyle bir atılım içerisine gireceği o zamanlar biri söylese, ona “hayal kuruyorsun” denirdi sanırım. Ama bu ülke o hayali gerçekleştirdi ve hala da hız kesmeden gözle görünür oranda gelişmesini de sürdürüyor.

“Hedefi olmayanın sonucu olamaz” deyimini hepimiz biliriz. Türkiye Cumhuriyeti bir hedef belirlemiş ve buna kilitlenmiş, yörüngesinden sapmadan da bu ideallerine doğru ödün vermeden ilerliyor.

Kim ne derse desin, ne kadar inkâr ederse etsin her alandaki atılımı inkâr eden kendine yalan söyler.

Bu işin bir de Zonguldak yönü var.

Böylesine gelişen bir ülkenin şehirlerine de bunun otomatikman yansıması gerekir düşüncesi ile yola çıkarsak, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk şehri olan ve Ankara’ya sadece 3 saat mesafede bulunan Zonguldak’ın da bundan azami ölçüde faydalanması da normal olmalıydı.

Peki Zonguldak son 15 yılda ne kazandı.

Cevap ortada… Gözle görünüyor…

Zonguldak hedefi olmayan, kaptansız, dümensiz, kim nereye üflerse oraya doğru giden başıboş gemi gibi.

Şehrin durumu bu kadar mı kötü diyenlere verilecek cevap da ortada.

1 Kasım 2015 seçimlerine kadar gelinen noktada, birçok bölge müdürlüklerini kaybettik, 60 bin madencimiz varken bu rakam inanılması güç bir seviyeye 7,500’lere kadar düştü.

Önceden ekmek kapısı olarak görülen sürekli göç alan ve bir çok güzel ilklerin yaşandığı bu şehirden kaçış başladı.

Gelişen bir ülkede yapımı konuşulmaması gereken, yol ve hastane gibi halkın temel ihtiyaçları giderilemedi.

Yolumuz 15 yıldır bitmedi. (Zonguldak – Ankara karayolu kısa süre önce yüklenici firma değişikli ile hızla bitirildi. Zonguldak – Ereğli arası ise halen yapımı sürüyor. Her gün ölümlü ve yaralamalı kazalar yaşanmakta.)

Hastane ise Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekilinin sahibi olduğu inşaat şirketi tarafından yarım bırakıldı. Yıllarca yer tartışmaları yaşandı, Sağlık Bakanlığı tarafından “yeri gösterin anında bitirelim. Ödeneği hazır” garantisine rağmen uzun süre bir türlü yapmayı beceremedik. Daha yeni yeni rayına giriyor.

Havaalanımız halen ne ticari, ne de sivil yolcu taşımacılığı alanında gelişme gösteremedi. Demiryolumuz son dönemde hızlı tren projesinin hizmete sokulması ile ufak ufak işler duruma geliyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun son raporuna göre gelir eşitsizliğinin en çok olduğu şehir Zonguldak.

Ve daha birçok kayıp…

Şehrin Ak Partili yöneticileri tarafından, Zonguldak için şunu yaptık demeleri beklenirken, merkezi hükümet tarafından ülke genelinde uygulamaya konan sosyal ve ekonomik alandaki çalışmalarla hava atmaktan öte gidemediler.

Kendileri büyüdü,

şehir küçüldü.

 

Bugün gelinen nokta da ise;

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’nın, eski başarısız kadroların değiştirilmesi ve metal yorgunluğunun giderilmesi yönündeki kesin talimatı olmasına rağmen,  bazı isimlerin kendi şahsi çıkarları için, hem Ak Parti hem de Zonguldak siyasetini kaosa sürüklemesini, bunun için de sivil toplum kuruluşlarını ve üyelerini kullanmaktan çekinmemesini de ibretle izliyoruz.

Kendi çıkarları doğrultusunda gözlerini kör eden bu hırslarını, keşke her gün kan kaybeden bu şehrin gelişmesi için kullanabilselerdi.

Verileri toplarsın, sonuç ortadadır. Halının altına süpürmekle çöpten kurtulamazsın.

Şehir merkezinde insanların yüzü gülmezken, ekonomisi halen geriye giderken, şehrin görüntüsü gri ve metruk durumdayken, pembe tablo çizemezsin.

Şehrin eski düzeninin ve yöneticilerin kendileri adına yaptıklarının dışında, başka bir yeteneklerinin olmadıkları ortaya konan tabloda açıkça görünmekte.

Bölge anlamında bakarsak, ilçelerimiz ve yakın komşu şehirlerimiz imrenecek şekilde gelişme gösteriyor. Zonguldak şehir merkezinin bir adım bile gelişmesini sağlayamayanların tekrar bu platformda yer almak için yarattıkları siyasi krizden vazgeçmelidirler.

Komşu illerimiz olan, Bartın, Karabük, Düzce ve Bolu’nun arasında Zonguldak adeta öksüz kalmış zayıflamıştır. Bartın ve Karabük ili ise zamanında bu şehrin bir ilçesi iken, her alanda atılım sağlamaya devam eden imrenilecek şehirler arasına girmiştir.

Mevcut ilçelerimiz bile, Ak Parti hükümetinin nimetlerinden olabildiğince faydalanırken, belde ve belediye başkanları tarafından uygulamaya konan projelerin ardı arkası kesilmemekte.

Zonguldak ise büyük bir kasabaya dönmüştür.

Her gelen muhalefet parti temsilcileri tarafından eleştirilmekten yorulmadınız mı?

Deveye sormuşlar : “boynun neden eğri?”

Deve de “nerem doğru ki ?” demiş.

Partinin yönetim toplantılarına zamanında, “borcum var, harcım var, işim var” diye toplantıya katılmama mazeretleri üretenler, şahsi çıkarların tadını aldıktan sonra mevkii ve makam için ortalığı karıştırdıkları, yerli - yabancı kavgalarını bilerek körüklediklerini, kendi çıkarları için medya kuruluşlarını nasıl ve hangi yollarla beslediklerini, çevirdikleri entrikaların artık dillere düştüğünün de farkında değiller.

Belediye başkanlıkları seçimlerinde, tabanın itirazlarına rağmen, yine kendi şahsi çıkarları doğrultusunda zorla aday dayattıklarını da halk biliyor.

En acısı da; doymayı bilmeyen, gözlerini kör eden bu hırslarının, geri planda kalarak maşaları tarafından sahneye konan bu kötü oyunda ısrarlarının, bu şehre ve kendilerine zamanında inanmış insanlarına zarar verdiklerini görmüyorlar, ya da görmek istemiyorlar.

“Ben yanacağıma, dünya yansın”  gibi sapkın bir düşünce ile hareket edenlerin, sözde görev aşkı ile yandıkları palavralarına kimsenin inanmadığının bilincinde oldukları halde vazgeçmiyorlar. Onların kendi hedefleri belli.

 “Küçük olsun, benim olsun” mantığı ile bu şehrin gelişmesine engel olanlar, gitme ve susma vakti çoktan geçmiştir. Ve farkındaysanız, o devir yavaş yavaş kapanıyor. Zonguldak son dönemde kıpırdanıyor.

Peki, ne yapılmalı?

Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayip Erdoğan’ın talimatları doğrultusunda Zonguldak kadrolarını yenileme ve güçlendirme gayreti içindeki Ak Parti Milletvekili Hüseyin Özbakır’ı engellemek isteyen çıkar çevreleri aymazlıklarını maske yapmış belden aşağı vurma çabaları da sonuçsuz kalmıştır.

Özbakır, merkezi hükümetin gösterdiği kararlılığın aynısını göstererek, bu şehrin yarınları için, her türlü saldırıya göğüs gererek geri adım atmamıştır.

Bu gidişe dur demek, bu şehrin gelişmesi için elini taşın altına koymaya hazır insanların önünün açılması gerekliliğinin farkındadır.

Bilinmelidir ki bu şehir eski zihniyetlere inat gelişecek.

Ve yine bilinsin ki sizin lanse ettiğiniz gibi  bu şehirde kimsenin komşusu ile bir kavgası yok.

Yerli yabancı kavgası diye her türlü çıkarlarınız uğruna acımasızca kendi uydurduğunuz                 ırkçı senaryodan öte birşey değil.

Eskilerin fayda sağlamadığı Merkezi yönetim tarafından da görülmüş ve gereği yapılmıştır.

Bu şehrin halkı halen, milletvekillerine, yeni yöneticilerine güveniyor ve biliyor ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 15 yıldır yaptığı atılımı, bu şehir de hızla gerçekleştirecek.

Eski yöneticilerinin kaybettiği yılları hızla ve fazlası ile telafi edecek…

Bu şehrin geleceği için gölge etmeyin başka ihsan istemez… (Gündem)

Güncelleme Tarihi: 02 Ekim 2017, 06:03
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER